Eniz ORAKCIOĞLU

   Son dönemlerde yapılan polis denetimlerinde çoğu yabancı uyruklu birçok kişinin ülkemizde ikamet izinsiz yaşadığı ortaya çıkıyor. Sadece polis denetimlerinde değil, mahkemeye çıkarılan zanlıların da muhaceret kontrolleri yapıldığında ülkede aylarca, yıllarca kaçak yaşadığı tespit ediliyor.

   Bu durum ülkeye giriş-çıkışların kontrol altına alınamadığını da gösteriyor.

   Dörtlü hükümet döneminde İçişleri Bakanlığı yapmış olan Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars, o dönemde hayata geçirdikleri “İkamet ve Vizeler Tüzüğü” ile birçok kişiyi kayıt altına almayı başardıklarını anlattı.

   Baybars, pandemi ile ipin ucunun yeniden kaçtığını kaydederek, “sistem ve yasa var ama uygulama yok” şeklinde konuştu.

Baybars: İkamet ve Vizeler Tüzüğü’nü hazırladık

   Bağımsız Milletvekili, eski İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, hükümete geldiklerinde ülkede kayıt dışı yaşayan insanlar sebebi ile vatandaş olmayan nüfusun belirlenemediğini ve bunun ciddi bir sorun olduğunu tespit ettiklerini belirtti.

   Aynı dönemde ülkeye öğrenci olarak gelenlerin muhaceret izni alma zorunluluğu olmadığını hatırlatan Baybars, 18 yaşından küçük gençlerin ve 65 yaş üzerindekilerin kaydının yapılmadığını vurguladı.

   Baybars, bu durumun kayıt dışılığı tetikleyen ve nüfusu belirlemeye engel bir durum olduğundan bahsederek, bu sorunun önüne geçebilmek için “İkamet ve Vizeler Tüzüğü”nü hazırladıklarına dikkat çekti.

  Tüzüğün, bu ülkede bugüne kadar yapılmayan net turist tanımının yapılmasını sağlamak amacı taşıdığına işaret eden Baybars, “Tüzükle bütün dünya uygulamalarında olduğu gibi 180 günden fazla ülkede kalacaklar için ikamet izni almak zorunluluğunu sağladık, çünkü dünyada da 181’inci gün oldu mu artık bu ülkede yaşıyor sayılıyorsunuz. Kısacası turist olarak bu ülkede yaşayanların sayısını da bilmeyi ve turisti de kayıt altına almayı amaçladık” dedi.

   Baybars, öte yandan tüzükle, ülkemize kayıt kabul belgesi ile gelen öğrencileri kayıt altına alabilmek için ülkemize geldikleri ilk 40 gün içerisinde muhaceret izni almalarını amaçladıklarını belirtti.

   Baybars, ülkemizde çalışma izinli veya öğrenci olan kişilerin ailelerinden yanlarına gelen 18 yaş altı ve 65 yaş üstü akrabaları içinde muafiyetten yararlanma fırsatı tanıdıklarını ama mutlaka kayıt altına girme şartını tüzükle belirlediklerini aktardı.

“Birçok insanı kayıt altına almayı başardık”

   Baybars, ülkede turist dışındaki herkesin kayıtlı olmasını sağlamak için İkamet ve Vizeler Tüzüğü’nü çıkardıklarını söyleyerek, daha sonra yığılma olmasın ve insanlara kolaylık olsun diye online sistem oluşturduklarının altını çizdi.

   Online sistemle online izin başvurusunun önünü açtıklarını ifade eden Baybars, insanların artık ikamet iznini, sağlık randevusunu ve vergi dairesine yatırımlarını online yapabildiğini vurguladı.

   Aynı dönemde Eğitim Bakanlığı ile görüşerek aktif ve pasif öğrenci kayıt yapmalarını istediklerini belirten Baybars, yasal altyapıyı bu şekilde oluşturdukları anlattı.

“Kaçakları tespit edip, deport için polise bildirdik”

   Baybars, ülkede çok sayıda kaçak yaşayan insan olduğuna vurgu yaparak, Çalışma Bakanlığı’ndan o dönemde ön izin çıkarmış ama çalışma iznine dönüşmeyen kişiler listesini ve Eğitim Bakanlığı’ndan ise muhaceret izni çıkarmayanların listesini aldıklarını ve polise de bu listeyi bu kişileri tespit ederek, deport edilmesi için yolladıklarını söyledi.

   Birçok insanı kayıt altına almayı başardıklarına dikkat çeken Baybars, polise gönderilen listelerin tamamının kayıt altına alınamama sebebinin ise polisteki personel eksikliği ve eskiden adres bildirme zorunluluğu olmamasından kaynaklı adres bulunamamasından kaynaklandığını ifade etti.

“Tüzük tam anlamıyla uygulanmıyor”

   “İkamet ve Vizeler Tüzüğü” ile birlikte birçok insanın kayıt altına alındığını yineleyen Baybars, tüzüğün bundan sonra ülkede kaçak yaşayanların önüne geçmek kayıt dışılığı önlemek için iyi bir çalışma olduğunu, ama pandemi ile yeniden kayıt dışılığın arttığını ifade etti.

   Baybars, pandemi ile hükümetten gittiklerini, pandemiden sonra cezaya düşenler, ülkeden çıkış yapamayanlar gibi sebeplerle yeniden bu konunun sorun haline geldiğini, şu anki hükümetin ise tüzüğü tam anlamı ile uygulamadığını kaydetti.

   Baybars, İçişleri Bakanlığı’nın bütçesinde kaç öğrencinin muhaceret izinli olduğunu sorguladıklarını ve sadece 20 bin öğrencinin muhaceret izinli oluğunu öğrendiklerini, ama bu ülkede 80 bin öğrenci olduğunu vurguladı. Baybars, kendinin İçişleri Bakanı olduğu dönemde 65 bin muhaceret izinli öğrenci olduğuna dikkat çekti.

“İpin ucu iyice kaçtı”

   Şu an giriş-çıkış kontrollerinin takibinin yapılmadığına işaret eden Baybars, pandemiden sonra sistemin bozulduğunu ama mevcut hükümetin bu durumu düzeltmek için bir şey yapmadığını söyledi.

   Baybars, “sistem ve yasa var ama uygulama yok” diyerek, son birkaç yıldır ipin ucunun iyice kaçtığını vurguladı.

   Ülkeye girişlerde sıkı kontrolün şart olduğuna dikkat çeken Baybars, polisin personel azlığı sebebi ile kayıt dışını kontrol altına almaya yetişemediğini belirtti.

“Ülkeye suçlu ithal ediyoruz”       

   Baybars, kayıt dışı çalışanların iş gücü piyasasında haksız rekabet oluşturduğunun altını çizerek, “Aynı zamanda kayıtsız işçi çalıştıranlar devlete vergisinin ödemiyor. Maaş ve primli iş arayanlar iş bulamıyor, çünkü bazı işyerleri kayıt dışı işçi çalıştırmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

   Bunun yanında ülkede kaçak bulunan kişiler nedeni ile sosyal patlamaların yaşandığına işaret eden Baybars, bir ay önce cezaevinde vatandaş olmayanların sayısına bakıldığında sayının yüzde 75’inin öğrenci olarak ülkeye gelenler olduğunu söyledi.

   Baybars, bu insanların kayıt altına alınmaması, öğrenci oldukları sürecin takip edilmediği ve sorgulanmadığı için bu ülkeye suçlu ithal ettiğimize dikkat çekerek, öğrenci olmayanların da öğrenci diye ülkeye kabul edildiğini, bu durumunda ülkemizde sosyal açıdan asayiş sorunu yarattığını ifade etti.

   Rusya-Ukrayna savaşı, Filistin’de yaşananlar gibi olaylarla ülkemizin de göç aldığını kaydeden Baybars, ülkemizde bu kadar çok farklı kültürü yaşatabilmek için devletin otoritesini göstermesi gerektiğine dikkat çekti.

   Baybars, doğru politikalar uygulanmadığı ve devlet otoritesini ortaya koymadığı taktirde ülkedeki çok kültürlülüğün çeteleşmelere, artan suçlara neden olacağını söyleyerek, insanların sokakta yürüyemez duruma geleceğini ve asayişin bozulacağını kaydetti.