Genelde kullanılan ifade ile siyasi partiler, demokratik sistem içerisinde hayati öneme sahip işlevler yerine getirirler ve demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak nitelendirilirler. Başka bir ifade ile siyasi partiler, halkın siyasete katılımının araçları oldukları kadar; çoğulcu siyasetin de temel unsuru ve güvencesidirler.
Devleti oluşturan üç erkten biri olan yürütme, KKTC gibi demokratik ülkelerde siyasi partiler sayesinde sağlanır ve ete kemiğe bürünür.
Yürütme görevini üstlenen siyasi partiler özellikle İskandinav ülkelerinde olduğu gibi; toplumsal faydayı ön plana çıkarmasını mümkün kılacak emniyet siboblarına tabidirler.
Öncelikle siyasi partilerin toplumsal faydayı olmazsa olmaz kabul edip herhangi bir çıkar grubu, zümre veya burjuvaya halk tabiriyle gebe kalmaması veya güdümüne girmemesi başta AB olmak üzere çağdaş ülkelerdeki siyasi partiler yasasının temel önceliğidir.
Siyasi partilerin namerttin emrine girmesini önlemek için Devlet yardımı yapılmakta ve mali açıdan şeffaf ve hesap verebilir olmaları öngörülerek bağımsız ve özerk kurumlar olan Yargı ve Sayıştay’ın denetimine tabi tutulmaktadırlar.
Geçtiğimiz haftalarda Cumhuriyet Meclisinde tüm siyasi partilerin oybirliği ile yasal değişiklik yapılarak siyasi partilere Sayıştay ve Yargı denetimi için af getirilmesi ülkenin geleceği açışından şahsen beni hayal kırıklığına uğratmıştır. Yasa ile siyasi partilerin kendilerine yaptıkları af iki açıdan kaygı vericidir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi’nin 29 Mayıs 2023 tarihli Elli dördüncü Birleşiminde Oybirliğiyle kabul olunan “Siyasal Partiler (Değişiklik) Yasası”nda esas yasaya aşağıdaki Geçici 1’inci madde eklenmiştir:
“1. 4 Kasım 2015 tarihinden önce kurulmuş olan siyasal partilerin, 4 Kasım 2015 tarihinden sonra gerçekleştirdikleri ve/veya tamamladıkları ilk genel kongrelerine ilişkin olarak geçmiş dönemi de kapsayacak şekilde yapılacak olan Yüksek Mahkemenin mali denetimi ve Sayıştayın incelemesinde ve makbuzlara ilişkin kurallarda bu Yasa kuralları uygulanmaz.’’
1- Partilerde Profesyonelleşme ve Kurumsallaşma Yetersizdir.
Ender de olsa siyasi partilerin oybirliği ile yaptıkları yasal değişiklik açıkça şu gerçeği ortaya koymaktadır. İktidar veya muhalefet ayırımı yapmadan siyasi partiler kurumsallaşma ve profesyonellikten uzak mali açıdan şeffaf ve hesap verebilir bir yapı kuramamışlar; mali yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmedikleri ve endişe duydukları için ise Yüksek Mahkeme ve Sayıştay denetiminden kaçmak için kendilerine af veya muafiyet imkânı yaratmışlardır.
2- Yasama Yargıya ve Denetime Tecavüz Etmiştir.
Siyasi partilerin denetimi o kadar önemli görülmektedir ki; denetimleri yasa ile hem Yüksek Mahkemeye hem de Sayıştaya bırakılmıştır. Burada temel amaç, siyasi müdahale imkânı olmayan bağımsız ve özerk kurumlar olan Yüksek Mahkeme ve Sayıştayın yapacağı denetim ve rehberlik sayesinde siyasi partilerin aldıkları devlet yardımlarını usulüne göre kullanmalarını ve alacağı bağışlarda çıkar ilişkisi yaratmayacak şekilde önlemlerin alınmasını sağlamaktır.
Cumhuriyet Meclisindeki tüm siyasi partilerin oybirliği ile Siyasal Partiler (Değişiklik) Yasasında yapılan değişiklik ile bir nevi kuvvetler ayrılığı bertaraf edilmiş ve yürütmenin hegemonyasındaki yasama bağımsız yargı ve Denetim kuruluna müdahale ederek onları etkisiz hale getirmiştir.
Sonuç olarak; kendi kendilerini idare etmekten aciz siyasi partilerin KKTC’yi yöneterek mamur etmelerini bekliyoruz. Üstüne üstlük, kendilerini denetletmemek için yasa geçiren siyasi partiler, bu ülkenin kanayan yarası olan denetimsizliğe çözüm bulacaklarını iddia ederek gülünç duruma düşüyorlar.