Girne Belediyesi ekipleri, yabancı uyruklu kişilerin işlettiği bir markette denetim yaparken şok edici şeylerle karşılaştı.
Söz konusu markette, ülkemizde bulunmayan ve satılması yasal olmayan hayvan etleri satılıyor.
Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul'un, sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğraflar ve video insanı dehşete düşürüyor.
Ülkemizde bile bulunmayan hayvanların eti nasıl getirilip de ülkemiz marketlerinde satılıyor?
Kesilmesi ve yenilmesi yasak olan hayvanları kesip de etlerini satma cesaretini nereden buluyor bu insanlar?
Anladık bu ülkede çeşitli kültürlerden insanlar var, bazıları bizim yemediğimiz hayvanların etini yiyor, bazısı bizim pet (evcil hayvan) olarak beslediğimiz sevimli dostlarımızı yiyebiliyor ama bu ülkeye geldilerse, buradaki yasalara uymak zorundadırlar.
Kendi ülkelerinde yaptıklarına karışamayız, hoşumuza gitmese de kendi ülkesinde yapar. Diyecek bir şeyimiz olmaz ama yok da ülkemizde market çalıştırıp, bu tür şeyleri satacaksınız…
Yasa dışı, denetim dışı, nasıl getirildiği, nasıl kesildiği muamma…
İnsan dehşete kapılıyor, acaba bir şekilde bilmeden bize de satılıyor mu, gidip de yemek yediğimiz bir restoranda bilmediğimiz bu tür etlerle bize yemek yapılıyor mu?
Fotoğraflardaki ve videodaki görüntüler resmen mide bulandırıyor.
Geçen gün de yazmıştım, bu ülkeye gelen yabancılar, aklının estiğini yapıyor, denetimsizlik ve otoritesizliğin farkındadırlar ve bu durumu istismar ediyorlar.
Bu ülke kültürüyle uyuşmayan alışkanlıklarını, çoğu kez kötü huylarını buraya taşıyor, ortaya koyuyorlar.
Nitekim Girne Belediye başkanı Murat Şenkul da ülkenin kontrolden çıkmaya başladığını ve ülkede yabancı olarak bulunanlar dahil, kimsenin devleti ve yasaları takmadığını söyledi.
Her türlü ihbarı değerlendiklerini ve bir avuç personelle her tarafa yetişmeye çalıştıklarını söyleyen Şenkul, “Polis miyiz? Sağlık Bakanlığı mı? Çevre Dairesi mi? Çalışma Dairesi mi? Yoksa belediye mi ben de anlamdım…” diyor.
Evet, herkes görevini tam yapsa, belediyenin de iş yükü azalır…
Bu yabancı uyruklu kişiler, ülkemizde satılması yasak olan bu etleri nereden buldu ya da kendileri kestiyse nerede kesti?
Güney Kıbrıs’tan mı getiriyorlar bu etleri? Yasak mezbaha var da orada mı kesiyorlar bu hayvanları?
Bu market işletmecileri bu etleri kime satıyor? Yine yabancılardan oluşan bir müşteri potansiyeli mi var? Talep ediliyor ve onlar da getirip satıyor mu?
Yoksa bu etler daha ucuzdur diye haberi olmadan insanlara satılıyor, bazı restoranlarda bilmeden insanlara yediriliyor mu?
İnsanın aklına her türlü şey geliyor. Cesarete bakar mısınız? Bunu yapan her türlü şeyi yapar.
Yani Güney Kıbrıs’tan kuzu eti, dana eti kaçak olarak geçer de ülkemizde satılması yasak olan etler geçmez mi?
Hatta küçükbaş ve büyükbaş hayvanların canlı olarak Güney Kıbrıs’tan Kuzey Kıbrıs’a geçirildiği iddiaları var.
Eh onları canlı olarak geçirenler, ülkemizde kesilmesi ve yenilmesi yasak diğer hayvanları geçirmez mi? Kim bilir daha nelerin kaçakçılığı yapılıyor?
Hem ülke nüfusu kontrol edilemiyor, süratle çoğalıyoruz, aşırı kalabalık olmak birçok yetersizliğe neden oluyor hem de ülkeye gelen birçok kişi suç işliyor, suç makinesine dönüşüyor.
Cezaevinde, yoğun olarak yabancı mahkûmlar ve hükümlüler var. Hırsızlıktan soyguna, uyuşturucuya, şiddete, fuhşa, insan kaçakçılığına kadar birçok suça karışıyorlar.
Bu da yetmez, birçoğu istismar ediliyor, kaçak ve köle gibi çalıştırılıyorlar, iş kazalarında hayatlarını kaybediyorlar.
Mesele ülkeye insan gelmesi değil, onları kontrol edebilmek de önemlidir. “Kim olursan ol gel” mantığıyla olmaz, gelen kimdir, burada neler yapar, nasıl yaşar ona da bakmak lazım. Devlet ülkeye gelen insanlardan da sorumludur.
Gerçi kime söylüyoruz ki? Neyle ilgilendiler de bununla ilgilenecekler? Mesele milliyetçi nutuk atmak olunca, kim tutar onları? Büyük büyük laflar ederler. Şu sıralar BM’ye meydan okumakla, dünyaya ne kadar cesur olduğumuzu kanıtlamakla meşguller, diğer işler bekleyebilir, her zaman beklediği gibi…
