Birçok özel günde olduğu gibi ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde de çok sayıda açıklama yapılır, bunlar arasında ülkeyi yönetenlerin açıklamaları da vardır. Marifet, özel günlerde güzel açıklam...

Birçok özel günde olduğu gibi ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde de çok sayıda açıklama yapılır, bunlar arasında ülkeyi yönetenlerin açıklamaları da vardır. Marifet, özel günlerde güzel açıklamalar yapmak değil, sorunları çözebilmektir. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda yapılacak daha çok iş vardır ama yönetenler bu konuda isteksiz görünmektedir. 8 Mart nedeniyle, kadınlarla ilgili çok güzel sözler söyleniyor ama kadınların toplum içindeki mağduriyetleri görmezden geliniyor. Polisiye haberlere, mahkeme haberlerine baktığınız zaman bile ev içi şiddetin artmakta olduğunu görüyorsunuz ama “Ev İçi Şiddet Yasa Tasarısı” nedense bir türlü geçirilmiyor. Tasarı hazır, Resmi Gazete’de de yayınlandı ama yasalaşıp, yürürlüğe girmiyor, çünkü o konuda bir isteksizlik var. Ülkede kadına tecavüzler arttı ama kadınlar bu konuda bile hakkını arayamaz hale getirilmek isteniyor. Tecavüze uğrayan kadınlar, hakkını arayabilmek, kamuoyu yaratabilmek için çareyi kendini deşifre etmekte, çıkıp konuşmakta buluyor. Yakın zamanda, kendisine tecavüz eden kişinin yurt dışına kaçması nedeniyle hakkını aramaya çalışan ama neredeyse haykırışları duyulmayan, duyulmak istenmeyen kadın için bazı kadın örgütleri ve kadın siyasiler devreye girdi ve konu medyada yer aldı. Bir kadının hakkını arayabilmesi için böylesine dolambaçlı yollara başvurmak zorunda kalması gerçekten ülkemiz adına utanç vericidir. TDP Genel Başkanı Mine Atlı, Bağımsız WEB TV’de, tecavüze uğrayan bir turistin başına gelenleri anlattı, gerçekten anlatılanları dinlerken Ortadoğu ülkelerinde geçen bazı mağdurların başına gelen olaylar, oradaki polisin tavrı geldi aklıma. Biz neden o ülkelere benzer hale gelelim ki? Mine Atlı’nın anlattığına göre, tecavüze uğrayan ve hakkını arayan turistin başına gelmedik kalmadı, en sonunda suçlu da çıktı. Bu çağda ülkemizde böyle olaylar olması çok umut kırıcıdır. Kadından Yaşama Destek Derneği ile Eğitim Bakanlığı’nın yıllardır yaptığı işbirliğinin anlamsız bir şekilde birdenbire kesilmesi, cinsiyet eşitliğiyle ilgili pilot okullarda verilecek 10 derslik müfredattan vazgeçilmesi üzüntü vericidir. Mine Atlı’nın verdiği bilgiye göre, önce 14 derslik bir müfredat düşünülmüş, sonra 10 derse indirilmiş, müfredatın uygulanacağı pilot okullar belirlenmiş, okullarda istişare edilecek öğretmenler tespit edilmişken, bunun için protokol da imzalamışken birdenbire bakanlık bu çalışmayı durdurdu, anlaşmayı tek taraflı feshetti, rafa kaldırdı. Neden? Bakanlığı bu kararından vazgeçiren nedir? ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde güzel güzel konuşuyorsunuz ama kadın haklarına inanmıyorsunuz. Yine Kadın Sağlık ve Araştırma Derneği’nin yürüttüğü proje çerçevesinde reglle ilgili hazırlanan bir kitapçığa da Eğitim Bakanlığı’ndan onay çıkmadı. Bu kitapçık reglle ilgili genç kızlara bilgiler barındırıyordu, bir kız çocuğu regl olduğunda, hormonal değişiklikler baş gösterdiğinde neler yapılacağı anlatılıyor, bilgiler veriliyordu. Üstelik bu kitapçık gönüllü hazırlanmış, bakanlığa hiçbir mali külfet getirilmemiş. Bunlar desteklenmesi gereken projelerken, “geleneklerimize aykırı” gibi ifadelerle karşı çıkıldı. Şiddete karşı mücadele hattı olan “ALO 183”ün geliştirilmesi için kadın örgütlerine verilen sözler de tutulmadı, orada uzun zamandan beridir gönüllülük esasına göre çalışan bir kişi vardır. Polisteki, “Kadına Karşı Şiddet Birimi”nde değişiklikler yapılması, burası için eğitim almış ve tecrübe kazanmış polislerin başka yerlere nakledilesi de kamuoyunda iyi niyetli bir hareket olarak nitelendirilmedi. “Ev İçi Şiddet Çalıştayı” yapıldı ama çıkan sonuçlar uygulamaya konulmadı, kısa, orta, uzun vadeli yapılacak işlerle ilgili hiçbir şey yapılmadı… İnsan ticareti konusunda her yıl uluslararası raporlarda yer alıyoruz ama insan ticaretini engellemek için hiçbir şey yapmıyoruz. Gece kulüplerinde çalışan kadınların yaşadığı dramları görmezden geliyoruz. Kadın cinayeti işleniyor ülkemizde, kısa süre önce gencecik bir kadın cinayete kurban gitti. Bunun için üzülmek, vah vah çekmek, cenazeye gitmek yeterli değildir, devlet kadınları koruyabilmelidir. Din İşleri Başkanının, “kadına karşı evlilik içi tecavüzü meşrulaştıran sözleri” de kamuoyundan büyük tepki gördü ama ülkeyi yönetenler bununla ilgili de hiçbir şey yapmadı. Yani anlayacağınız cinsiyet eşitliğiyle, kadın mağduriyetlerinin önlenmesiyle, kadın haklarıyla ilgili yapacak daha çok iş var… Öyle güzel sözleri yan yana sıralamakla olmuyor bu işler, ortaya icraat koymak gerekir.  

8 Mart 2023