TMT ile ilgili araştırma merakım doğduğunda ilk görüştüğüm kişi İlter Kırmızı olmuştu.
Rıza Vuruşkan’ın Ağustos 1958’de İş Bankası çatısı altında kurduğu çekirdek kadronun içinde yer alan ve halen ya...
TMT ile ilgili araştırma merakım doğduğunda ilk görüştüğüm kişi İlter Kırmızı olmuştu.
Rıza Vuruşkan’ın Ağustos 1958’de İş Bankası çatısı altında kurduğu çekirdek kadronun içinde yer alan ve halen yaşayan iki kişiden biri olan İlter Kırmızı’dan öğrenecek çok şey vardı.
İlk röportajımızda Volkan dönemi ve TMT’ye giriş sürecini anlatmıştı. Hatta 11 Mayıs 1964 olayları sonrası karışan Mağusa’daki idari boşluğun giderilmesi için sancaktarın acilen Lefkoşa’dan Mağusa’ya nakli için BM komutanı aracını nasıl kullandıklarını anlattığında çok etkilenmiştim. Sonrasında benzer birçok operasyona imza atmışlardı.
İkinci röportajımızda ise, kendi kitabını yazmaya karar verdiğini ve artık röportaj yapmamamızı istemişti. Yıl 2017 ve benim bu kitabı heyecanla beklemem 5 yıl sürmüştü.
Kıbrıs yakın tarihinde uzman gördüğüm Güven Uludağ ve Koral Özkoraltay’a oğlu Osman Kırmızı’nın da destek vermesiyle, birçok belgenin yer aldığı kendine özgü bir yazım tekniği olan “Bir Sır Adam İlter Kırmızı” kitabı, çıktığı gün almış ve kısa sürede okumuştum.
Kitap, İlter Kırmızı’nın hatıraları ve sunduğu belgelerle sınırlı kalmadan kaleme alındı. Bahsedilen koyu tarihsel süreçle bütünleştiren yazar görüşleri ve bazen ve yazarlarda bulunan tanık tutanaklarıyla renklendirilmiştir.
Kitabı okuyan ya da göz atan çok sayıda kişiyle görüşüp izlenimlerini edindim. Hatta bazıları kendileri bana ulaşıp görüşlerini söyleyip benim düşüncelerimi sordular. Aynı tarihsel dönemi araştırdığımı bilenlerle yaptığım birçok görüşmeden çıkan sonuçla ilgili görüşlerimi de ortaya koymak isterim.
Bazı kişiler 531 sayfalık “Bir Sır Adam İlter Kırmızı” kitabından beklediğini bulamadı. Çünkü ilk defa yayınlanan belgeler ışığında kitabın kaleme alındığı tanıtımlarda aktarılınca, özellikle 1958 yılında işlenen siyasi cinayetlerle ilgili geçmişte yazılanlardan daha çok ayrıntı bulma beklentisinde olanlar az değildi. Halbuki gözden kaçırılmaması gereken İlter Kırmızı’nın yaşadığı ve tanık oldukları çerçevesinde ve kendi elinden geçen belgelerdir kullanılanlar. Cinayetlerin organize edilmesi ve işlenmesi onun görev aldığı birimin kapsamında olmadığı için beklenilen doğrultusunda ayrıntılar kitapta yer bulmadı.
Kitapta ortaya konulan belgelerle birçok konunun isim ve rakam bazında ortaya çıkmasından rahatsız olanların bakışı ise, İlter Kırmızı’nın o belgeleri imha etmeyerek suç işlediği yönündeydi. Evet, bazı belgelerde okunduktan sonra imha edilmesi emredilmesine rağmen İlter Kırmızı bunları bugüne kadar saklamıştır. Bana göre iyi de etmiştir ki yeni bilgilere ulaşabildik.
İlter Kırmızı’nın imha etmesi emredilmesine rağmen birçok belgeyi neden sakladığı sorusunun yanıtı kitabın birçok evresinde kendini göstermektedir.
Bulunduğu görev gereği ciddi bir silah, mühimmat ve para transferini döndürüyordu. Bu da gelebilecek her türlü iddiaya karşı kendisini hazırlıklı tutmasını zorunu kılıyordu. Kitabın birçok yerinde sürekli kendisiyle uğraşan, kendisini görevinden etmek isteyen hatta yargılatma heveslilerinin bolluğundan bahsedildiğinde, aslında her türlü iddiaya yanıt vermenin en önemli savunması da belgeleri hazırda tutmaktı.
“Bu para bu amaçla kullanıldı”, “bu para bu eylemi yapan kişiye bu zamanda ödendi” şeklince çok sayıda belge kitabı okuyanların dikkatinden kaçmamıştır.
Benim için birçok konuda kaynak niteliği taşıyan kitapla ilgili yazabilecek birçok konu bulunmaktadır. Dönem dönem yakın tarihimizle ilgili olayları bu sütunlarda sizlere aktarırken “Bir Sır Adam İlter Kırmızı” kitabı da başucumda olacaktır.