Ülkemizde biyokaçakçılık suçu arttı, kaçak yollarla çok sayıda egzotik veya yabani hayvanlar, KKTC’ye getirilmeye başlandı.

   Gelincik, iguana, geyik, rakun, farklı egzotik yılanlar, mirket gibi yaban hayvanları, “evcil hayvan” gibi gösterilerek ülkeye sokuluyor.

   Taşkent Doğa Parkı Moleküler Biyoloğu İlayda Taşkaya, ülkemizde biyokaçakçılık suçunun yaygınlaşmaya başladığını belirterek devlet tarafından el konulan egzotik hayvanların Doğa Park’ta yaşamlarına devam ettiğini ve şu anda 40’tan fazla farklı egzotik türün bakımını üstelediklerini söyledi.

   Taşkaya, ülkemizden toplanan yaban hayvanlarının ticari amaçlarla başka ülkelere kaçırılmalarının bu türlerin popülasyonunu olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, bazı kuş türlerinin insanlık dışı yöntemlerle yakalanarak tüketim veya evcil hayvan olarak beslenmesi amacıyla yurt dışına satıldığını vurguladı.

   Taşkaya, tüm bu hayvanların evcil olarak beslendikleri için ömrü ortalama 15 yılken, 3 yıl içinde telef olduklarını belirtti.

 

Biyokaçakçılık türleri

   Taşkaya, biyokaçakcılık suçlarının birbirinden ayrıldığını belirterek şu bilgiyi verdi:

    “Bu suçlardan birinin yurt dışından, nereden ve hangi şartlarda getirildiği belli olmayan, kontrolsüz bir şekilde adamıza sokulan özellikle bazı türlerin hastalık taşıyabilecek ve beraberinde istilacı olabilecek hayvan ve bitki türlerinin kaçakçılığıdır.

   Bir diğeri ise yurt içinden toplanarak yurt dışına kontrolsüz çıkarılan ve doğal değerlerimiz, ekolojik sistemimizin önemli parçaları olan hayvan ve bitki türlerinin kaçakçılığıdır.

   Son olarak biyokaçakçılıkta transit ülke konumunda olup, yurt dışından kontrolsüz getirilen bitki ve hayvan türlerinin aynı şekilde kontrolsüz yurt dışına çıkarılması suçu da işlenmektedir.”

   Bu türler ülkemize getirilirken veya ülkemizden kaçırılırken ciddi tehditler oluştuğunu vurgulayan Taşkaya, özellikle hastalık riski getirilen ve kaçırılan türlerin sağlık geçmişleri, bir hastalık taşıyıcısı olup olmadıkları, parazit taşıyıp taşımadıklarının tamamen belirsiz olduğunu ifade etti.

  

“Ülkeye istilacı böcekler getiriliyor”

   Taşkaya, yasal olmayan yollarla ve kötü şartlarda ülkemize getirilen hayvanların, satılmaları, satıldıkları yerlerde maruz kaldıkları kötü şartlar, yaşam alanlarından kaçmaları ve uygun olmayan doğa şartlarında kontrolsüz şekilde yaşam savaşı vermelerinin hayvan refahına aykırı olduğunu ayrıca yerli yaban hayatı için de büyük risk taşıdığını söyledi.

   Ülkemizde biyokaçakçılık faaliyetleri sonucunda özellikle bitkilerde birçok hastalığa sebep olan istilacı böceklerin getirildiğini vurgulayan Taşkaya, bu durumun örneklerinin ciddi şekilde gözlemlendiğini belirtti.

“Kötü şartlarda hayata devam

etmek zorunda bırakılıyorlar”

   Taşkaya, ülkemizden toplanan yaban hayvanları ve ticari amaçlarla başka ülkelere kaçırılmalarının bu türlerin popülasyonunu olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, bazı kuş türlerinin insanlık dışı yöntemlerle yakalanarak tüketim veya evcil hayvan olarak beslenmesi amacıyla yurt dışına satıldığını vurguladı.

   Taşkaya, Taşkent Doğa Parkı olarak her yıl biyokaçakçılığın önüne geçilebilmesi için “Biyolojik Çeşitlilik ve Biyokaçakçılık Çalıştayı” düzenlendiğinden bahsetti.

   Gelincik, iguana, geyik, rakun, farklı egzotik yılanlar, mirket gibi “yaban hayvan” türlerinin yurt dışından ülkemize getirilirken “evcil hayvan” sıfatının kullanıldığına vurgu yapan Taşkaya, bu hayvanların zaman zaman doğada serbest dolaşırken fark edildiğini kaydetti.

   Taşkaya, tüm bu hayvanların evcil olarak beslendikleri yaşam alanlarında kötü şartlarda hayatına devam etmek zorunda bırakıldığına işaret ederek, kendi doğasında ömrü ortalama 15 yıl olan birçok hayvan maksimum 3 yıl içinde telef olduğuna dikkat çekti.

   Tüm bu insanlık suçları göz önünde bulundurularak bu tarz faaliyetlerin önüne geçilebilmesi için denetimlerin artırılmasının öneminden bahseden Taşkaya, bu faaliyetlerin kesinlikle hiç kimse tarafından göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.

   Taşkaya, bu gibi faaliyetlerin yalnız getirilen türlerin ve ülkenin yaban hayatını değil, insan sağlığını da ciddi şekilde tehdit ettiğini söyledi.

   Devlet tarafından el konulan egzotik hayvanların Doğa Park’ta yaşamlarına devam ettiğini ifade eden Taşkaya, şuanda DoğaPark’ta 40’tan fazla farklı egzotik türün bakımını üstelediklerini kaydetti.