Bu ülkenin en büyük sorunu denetimsizliktir.

  Yaşadığımız birçok sorunun altından denetim eksikliği çıkıyor.

  Ülke öyle bir hale geldi ki birçok kişi aklına estiğini yapıyor.

  Biliyor ki bakan yok denetleyen yok, yakalansa da yanına kalacak, bir şekilde yırtmanın yolunu bulacak.

  Denetimsizlik; gayrı yasallığa, yolsuzluğa, keyfiliğe, düzensizliğe, ahlaksızlığa, karmaşaya yol açıyor. Geri dönülmez bir çürümeye neden oluyor.

   Şu anda ülkede yaşanan budur, denetimsizlikten dolayı yaşamadığımız sorun kalmadı.

   Haberleri okudunuz herhalde, sahte doktorlar da türemiş.   

   Yapılan bir baskında sahte doktorlar, hasta üzerinde tıbbi operasyon yaparken tespit edilmiş ve yakalanmış.

   Cesarete bakar mısınız, hekim değiller ama ameliyat yapıyorlar.

   Tabipler Birliği düştü bu işin peşine ve polisle işbirliği yaptı, yoksa bu sahte doktorlar kolay kolay yakalanmazdı.

    Dehşet bir durum, insanlar kendisini sahte hekimlere teslim ediyor.

    Denetimsiz devlette tabii ki böyle şeyler olur.

    “Reçete yolsuzluğu” da denetimsizliğin bir sonucu değil midir?

    Tabii ki denetimsizliğin bir sonucudur ama denetimi yapmayan, yapamayan makamlara hiç kimse hesap sorumuyor.

    Halbuki denetim yapamayanlar da suçludur.

    Suçların çoğaldığından, her iki cezaevinin dolduğundan yakınılıyor.

    Neden acaba? Tabii ki gerekli denetim yapılamadığından, nüfus kontrol edilemediğinden, ülkenin sorma gir hanına döndüğündendir.

    Ülke kaçak insan dolu, polis kısa süreli denetimle birçok kayıt dışı yaşayan kişi yakalıyor.

    Kayıt dışı yaşamın, kayıt dışı çalışma yaşamının, kayıt dışı ekonominin nedeni de denetimsizlik değil midir? Tabii ki öyledir…

     Kış geliyor ya kaçak ağaç kesimi ya da ağaç katliamı yine hortladı ama denetimsiz ülkede ne beklersiniz ki?

     Çevre kirliliği ve çevre katliamı da hava kirliliği de ses kirliliği de denetimsizlikten dolayı değil midir?

     Ya trafik? Ya trafik kazaları? Ya ölümlü çarpışmalar? Bunların çok nedeni var ama bu konuda da denetimsizliğin rolü büyüktür.

     Devlet daireleri ve kurumlarındaki bazı çalışanların keyfiliği, lakaytlığı, verimsizliği de denetimsizliğin bir sonucudur.

     Özellikle partizanca istihdam edilen kişiler, torpilli olduğunu, kollanacağını, denetlenmeyeceğini bildiği için verimli çalışmıyor.

      Peki çalışma yaşamındaki hak ihlalleri? İnsanların maaşları zamanında ödenmiyor, ihtiyat sandığı, sosyal sigorta yatırımları yapılmıyor, yasal süreden daha fazla süre çalıştırılıyor ama hiçbir şey olmuyor, çünkü denetlenmiyor.

      İş kazaları oluyor, patır patır insanlar ölüyor, yaralanıyor ama bunun sonu gelmiyor. Neden, çünkü denetim yok.

      İnsanlara neler yediriliyor neler? Kaçak etler, son kullanma tarihi geçtiği halde yeniden etiketlenip satılan ürünler, hijyen ortamda üretilmeyen hellimler ve diğer başka yiyecekler, tağşiş içeren yağlar… Aklınıza ne gelirse… 

      Biraz kımıldanıp da denetim yapıldığında ne kadar kişi yakayı ele veriyor görüyor musunuz?

      Yolsuzluklar, ihmaller, istismarlar, tümü de denetimsizliğin bir sonucudur.

      Bu ülkeyi yönetenler hem denetim yapamıyor hem de denetim yapmaya çalıştıklarında karşılaştıkları engellere direnemiyor.

      İşin kötü tarafı, denetlemekle görevli olanlar da denetlenmeye muhtaç, anayasaya, yasalara, kurallara aykırı işler yapıyor.

      Anamızı öpen kadı olduktan sonra kimi kime şikâyet edeceğiz ki?

      Böyle olunca da çürümenin, kaosun, karmaşanın, adaletsizliğin, umutsuzluğun önüne geçmek mümkün olmuyor…

      İşte bunlardan kaynaklanan umutsuzluk, ülkeden beklenti kalmaması nedeniyle insanımız göç ediyor.