Tüm özel günlerde olduğu gibi, göreceksiniz, “10-16 Mayıs Engelliler Farkındalık Haftası” nedeniyle de engellilerle ilgili en güzel sözler sarf edilecek.
Halbuki ülkede engellilerle ilgili değişen bir şey yok.
Geçen yıl aynı hafta neyse, bu yıl da aynı şeyler var, hatta durum daha kötü bile oldu.
Mesela dün de “8 Mayıs Dünya Thalassaemia Günü”ydü ve Thalassaemia Derneği Başkanı Çiğdem Beşevlerli, mutsuz olduklarını söyledi. Çünkü yönetenler, sorunlarına çözüm bulmuyor.
Thalassaemia hastaları da “ilaçlarını bulamamaktan” şikayetçi. Sürekli olarak almak zorunda oldukları ve hayat kalitelerini artıran ilaçlara bir yıldır ulaşmakta zorlanıyorlar.
Çiğdem Beşevlerli, sürekli olarak gazetelerde kronik hastaların ilaçlarının geldiğini okuduklarını ama thalassaemia hastalarının ilaçlarının geldiği bilgisini alamadıklarını söylüyor. Beşevlerli, birçok kişinin ilaç bulamadığını ama eczanelerde bulsa bile bu ilaçları kendisinin satın alabilmesinin mümkün olmadığını vurguluyor.
Thalassaemia hastaları için verilen istihdam sözleri de tutulmamış. Tam 16 yıldır devlet kadrolarına hiçbir thalassaemia hastası istihdam edilmemiş.
Ülkedeki 150 thalassaemia hastasına ilaç tedarik etmenin ve bu kişileri istihdam etmenin bu kadar zor olmaması gerektiğini söylüyor dernek başkanı.
Talasemi Merkezi dökülüyor, tadilat edilmesi gerekiyor ama bu konuda ne yapılacağı bilinmiyor. Tadilat yapılana kadar Thalassaemia hastalarının tedavisinin nerede yapacağı, nereye taşınacakları bile belli değilmiş.
Thalassaemia hastalığıyla ilgili geçmişte çok başarılı sonuçlar elde edildi, talasemili doğumu engellendi, uzun yıllar da böyle sürmüştü ama bu mücadele de sekteye uğradı. Yıllar sonra talasemili doğumlar olmaya başladı.
Yani anlayacağınız, birçok alanda olduğu gibi Thalassaemia konusunda da ülkemiz çok geriye gitti, hastalar mağdur ediliyor.
Şimdi tekrar başta söz ettiğim “10-16 Mayıs Engelliler Farkındalık Haftası”na dönecek olursak, orada da değişen bir şey yok. Hatta orada da sorunlar büyüdü.
Yarın basın toplantıları düzenlenecek, sorunlar anlatılacak ama Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği Başkanı Günay Kibrit, bugün yaptığı açıklamada, tam da dediğim o süslü açıklamalara yönelik ön tepki koyarak, sitem dolu sözler sarf etti.
Kibrit, şunları söyledi: “İstihdam yok, sağlık yok, ilaç yok, eğitim yok, sosyalleşme yok, eşitlik, hak hukuk yok, hayatlarımızı kolaylaştıracak herhangi bir çalışma, çaba yok. Ama bu hafta bol bol fotoğraf olacak yine basınımızda, sosyal medyalarda birer biblo gibi engellilerimizin tasvir edildiği ve ‘yanınızdayız’, ‘herkes bir engelli adayıdır’ söylemleri ile süslenmiş olarak…”
Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi durum… Bakın, sorunlarını çözmediğiniz engellilerle ilgili güzel sözler sarf etmek, onlarla fotoğraf çekmek, onları daha bir rahatsız hissettiriyor.
“Hepimiz engelli adayıyız” diyor ya siyasiler, devlet yöneticileri, Günay Kibrit onlara; “Engelliliğe aday olmayınız. Hatta mümkünse hiçbir makama ve statüye aday olmayınız. Adaylığınızın sadece engellilerimizi değil, toplumun tamamını getirmiş olduğu durum ayan beyan ortadadır. Ne yazık ki kral çıplak” diye sesleniyor…
Bu kadar net işte… Sözle olmuyor bu işler… Güzel sözleri yan yana sıralamakla olmuyor. Empati yapıp da gereğini yapmadıktan sonra “Hepimiz engelli adayıyız” demenin bir anlamı yok.
Günay Kibrit, engelliler olarak gelecekten umutlarını kestiklerini ancak haklarını elde edebilmek için mücadeleye devam edeceklerini de söyledi.
Kibrit, “Kimsenin gelecekten ümidi kalmamış, bireysel olarak çözüm yolları bulmak için ülkeyi terk etmeye dahi başlamışlardır. Bu belirsizlik ve çıkmaz biz engellileri ise açıkça korkutmakta, hayatlarımızı sürdürebilme noktasında belirsizliğe ve endişeye neden olmaktadır. Geçtik herkes gibi özgürce, eşit bir şekilde toplumla birlikte olmayı, kapalı evlerimizde yaşamımızı sorgular duruma gelmiş durumdayız” diyor.
Bakın işte, insanımız gelecekten umudunu kesti, olumlu bir şey olabileceği yönünde inancı yok. Hayatını sürdürebilecek mi diye endişe ediyor, yaşamını sorgular duruma geliyor. Çünkü yaşadıkları, tecrübeleri onlara bunu hissettiriyor.
İnsanlar sorunlara gömülmüşken, siz onlar için hiçbir şey yapmıyorken, “10-16 Mayıs Engelliler Farkındalık Haftası”nın ne önemi kalır ki? Hangi farkındalıktan söz ediyorsunuz? Her yıl aynı sorunlar konuşuluyor, bir haftalık süre geçince her şey unutuluyor, ta ki tekrar 10 Mayıs gelsin…
Yapmacıklık, boş laflar, gösteriden öteye gidemeyen etkinlikler her yıl tekrarlanıyor. Çok yazık… Bunlar engellilere moral vermiyor, tam tersine onları demoralize ediyor ama anlayan kim?