Mağusa’daki Laguna Denizyıldızı Apartmanları sorunu, deprem sonrası ülkemizdeki binaların dayanıklılığıyla ilgili raporlanan en tehlikeli bina konumunda olduğunu herkes kabul ediyor.
Vakıflar İdare...
Mağusa’daki Laguna Denizyıldızı Apartmanları sorunu, deprem sonrası ülkemizdeki binaların dayanıklılığıyla ilgili raporlanan en tehlikeli bina konumunda olduğunu herkes kabul ediyor.
Vakıflar İdaresi, mülkü olan ve yıkılma tehlikesi olduğu için boşaltılmasını talep ettiği binalarda yaşayanlar bu talebe uymadı, uymamakta da direniyorlar.
Deprem sonrası Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği de hazırladığı raporda binaların depreme dayanıklılığı bir yana, her an yıkılabileceğine dikkat çekiyor. Binaların güvenli olmadığı ve yıkılma tehlikesi taşıdığıyla ilgili tabelalar asıldı. Gazimağusa Belediyesi de binaların derhal boşaltılması gerektiğini duyurdu.
Gelinen noktada, bazı kiracılar raporlar sonrası açıklama yaparak binaları boşaltmamak için gerekçeler sunuyorlar. İlk raporun hazırlanmasının ardından kendilerine beş ay sonra bildirilmesini bile bir mazeret olarak sunarak, binaların rant amaçlı yıkılmak istendiği konusunda taraftar toplamaya çalışıyorlar.
Raporlar ortada olmasına rağmen ülkemizde kiracıyı koruyan yasalardan dolayı idari bir yaptırım yapılamıyor. Böyle bir durumda bile formül üretip kiracıları da mağdur etmeden binaların boşaltılmasına arabulucuk eden yok. “Raporlar yapıldı, tabelalar asıldı, tebligat yapıldı ve biz elimizden geleni yaptık” rahatlığına girmesini çok riskli görüyorum.
Bana göre yanlış bir yaklaşım içinde kısır tartışma süregiderken, bu binalar yıkılırsa bunun hesabını kim verecek?
Kiracıların yaptıkları basın açıklamasında o binalarda bin 500 TL kirayla oturanlar da var. Haberi okuyan bir arkadaşım Mağusa’nın en güzel yerinde denize sıfır, liman ve Maraş’ı kuşbakışı ayaklarının altında hissederek oturmaktan neden vazgeçsinler diye sordu.
Bu açıdan bakıldığında bin 500 TL kira ödeyerek bu güzelliğe sahip olsam ben de terk etmek istemezdim. Çünkü ne böyle güzel ortam bir daha bulunabilir, ne de bu kadar ucuza kiralanacak ev bulunabilir.
Ama bunlardan da önemlisi insan yaşamıdır. Kiracılar yukarıda bahsettiğim düşünceye sahip oldukları için binayı terk etmemekte ısrar ederlerken, kendi ve aileleri ya da kiracı oldukları daireleri kiraladıkları başka ailelerin canlarının her şeyden önemli olduğunu da akıllarının merkezinde tutmalıdırlar.
Ancak binanın her an yıkılma tehlikesi içinde olduğuna gerçekten inanmıyorlarsa, hükümet ya da belediye, uzmanlarla sakinleri bir araya getirmeli ve bina sakinleri ikna edilmelidir.
Şu anki inatlaşma ortamının devamında maalesef raporlarda aktarıldığı gibi binanın her an yıkılma tehlikesi varsa yeni acılar yaşamayalım. Korkulan olursa bunun hesabını vermeye konunun tarafları hazır mı, bir kere daha düşünsünler.