4 Aralık, Mülkiye olarak da bilinen, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin kuruluş yıldönümüdür. 165 yıllık köklü bir kurum olan Mülkiye,  1859'da padişah Abdülmecit tarafından Osmanlı devletini en iyi şekilde yönetecek, modernleştirip çağa uyduracak devlet yöneticileri yetiştirmek amacıyla İstanbul'da kuruldu.

Kuruluşunda Mekteb-i Mülkiye-i Şahane adıyla İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir kurumken, 1918 yılında adı Mekteb-i Mülkiye olarak değiştirilmiş ve Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra, 1936-1937 öğretim yılında, Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle Ankara’ya taşınarak adı Siyasal Bilgiler Okulu olmuştur. 1950 yılında çıkarılan üniversiteler yasası kapsamında ise, Ankara Üniversitesi çatısı altına girerek Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak faaliyet göstermektedir.

İşte bu köklü okulun mezunları, her yıl 4 Aralık’ta okulun kuruluş yıldönümünü kutlamaktadır. Bu gelenek, Türkiye’de olduğu gibi Kıbrıs’ta da yaşatılmakta, Kıbrıs Mülkiyeliler Birliği organizasyonuyla gerçekleştirilmektedir.

Türkiye’de olduğu gibi, Kıbrıs’ta da hatırı sayılır bakan, müdür ve müsteşar gibi üst kademe siyasetçi ve bürokrat Mülkiyeli sıfatını gururla taşımaktadır.

Aslında, Vatan marşı olarak da bilinen Mülkiye Marşı’nın “Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz” dizeleri, “mülkiyelilik ruhunu” en iyi yansıtan dizelerdir. Okulu her bitiren mezuna, Mustafa Kemal Atatürk’ün, Mülkiyelilere hitabında geçen şu dizeleri hiç unutmayacakları bir ilke olarak hatırlatılır. “Benim, Türk Milleti’ne, Türk Cumhuriyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir; siz onları tamamlayacaksınız. Siz de, sizden sonrakilere, benim sözümü tekrar ediniz.”

Üniversiteler, kuşkusuz, sadece eğitim ve öğretim kurumları değildir. Aynı zamanda, gelenekten geleceğe uzanan değerler sistemi, kültür ve kişilik kazandırma kurumlarıdır. Hangi ideolojik görüşten olursa olsun, kişisel çıkarlar yerine kamunun çıkarlarını önceleyen yöneticiler yetiştirmeyi temel değer olarak benimseyen Mülkiye'nin 165 yıllık en büyük mirası da bu olsa gerek.

Zaten, Mülkiye’yi de klasik bir okuldan farklı kılan,  165 yıldır yaşatan ve daha uzun yıllar yaşatacak temel değer de budur.