Karabuğday, her ne kadar isminde buğday kelimesini barındırsa da, aslında buğday familyasından değil, kuzukulağıgillerden bir bitkidir. Rusya'da kırsal kesim tarafından ana yemek olarak tüketilen karabuğday yemeğinin ismi "Greçka" olarak anılmaktadır ve dilimizde ki kullanımı buradan gelmektedir. Şu an pek çok büyük marketin fonksiyonel gıdalar ya da baklagiller rafında, yerli ve ithal olarak paketlenmiş şekilde yerini almıştır.

            Karabuğday özellikle gluten içermeyen yapısından dolayı, çölyak hastaları ve yüksek protein içeriğinden dolayı ise vejetaryen beslenen kişiler tarafından daha çok tercih edilmektedir.

            Enerji veren ve besleyici değeri yüksek olan karabuğday dünya mutfağında genellikle pirince alternatif olarak kullanılır. Ülkemizde ise ekmek, çorba, makarna ve erişte yapımının yanı sıra, salatası da sıklıkla tüketilmektedir. Üçgen şeklinde ki tanecikler kabuk kısmı ayrıldıktan sonra tüketime uygun halini alır.

            Lezzetinin yanı sıra karabuğday tüketimini cazip kılan diğer bir sebep ise sağlık açısından bize sunduklarıdır...

Çölyak Hastaları İçin Uygun Bir Besindir...

            Karabuğday gluten içermemesi ve yüksek protein oranına sahip olması nedeniyle; çölyak hastaları için uygun bir besindir. Yapılan araştırmalar, yüksek miktarda karabuğday tüketiminin çölyak hastalarında herhangi bir alerjik reaksiyona neden olmadığını göstermiştir.

Tam Bir Kalp Dostu...

            Karabuğday tüketimi; yüksek kan basıncı riskini azaltırken, kan yağlarını düşürücü etkisi bilimsel araştırmalarla desteklenmiş ve kalp dostu besinler arasında sayılmıştır. Günde 100 gram (yarım su bardağı) karabuğday tüketen 805 Çin'li üzerinde yapılan araştırmada kan yağları düzeyleri incelenmiştir. Düzenli olarak günde 100 gram karabuğday tüketen Çinlilerin, kalp damar sağlığı açısından önem arz eden kan kolesterol ve LDL (kötü huylu kolesterol) seviyeleri düşerken, HDL (iyi huylu kolesterol) seviyelerinin yükseldiği gözlenmiştir. İçeriğindeki yüksek magnezyum sayesinde kan basıncının düzenlenmesinde de yarımdı olmaktadır.

Tip 2 Diyabet Riskini Azaltır...

            Karabuğday yüksek posa ve magnezyum içeriği sayesinde kan şekerinin kontrol edilmesine yardımcı olur. 3600 kadın üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, haftada 3 porsiyon tam tahıl türünden besin tüketen kadınların haftada 1 kez tam tahıl türünden besin tüketen kadınlara göre, şeker hastalığına yakalanma riskinin 21 kar daha az olduğu görülmüştür. Çünkü karabuğday mükemmel bir magnezyum kaynağıdır. Bu da önemli bir noktadır. Daha çok magnezyumca zengin besinlerle beslenen kadınların bu gıdaları az tüketenlerle kıyaslandığında %24 daha düşük şeker hastalığına yakalanma riskine sahip oldukları anlaşılmıştır.

Safra Taşı Oluşumunu Engeller...

            American Journal of Gastroenterology dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre; karabuğday gibi çözünmez posa oranı yüksek besin tüketiminin, safra kesesinde taş oluşumunu engellemeye yardımcı olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmada; çözünmez posa tüketimininde ki 5 gramlık artışın safra taşı oluşumunu %10 azalttığı gözlenmiştir.

Kılcal Damarları Güçlendirir...

            İçeriğinde ki rutin, quersetin ve diğer bioflavonoidler sayesinde kılcal damarları güçlendirerek, morarma, varis ve hemoride karşı koruyucu etkiyi artırdığı gösterilmiştir. Rutin kan pıhtılaşmasını önlemeye yardım eder. Aynı zamanda LDL (kötü huylu kolesterol) ve histamin üretimini azaltır. Histamin üretiminin azalması alerji ve besin intoleransında iyileşme sağlar.

 

Yüksek Tansiyon ve Kansızlığa Karşı Korur.

            Potasyum, magnezyum, fosfor ve demir karabuğdayda bol miktarda bulunur. Demir diğer tahıllarda olduğundan daha yüksektir. Bu mineraller yüksek tansiyon ve kansızlıkta çok önemli bir role sahiptirler.

Polikistik Over Sendromuna Karşı Karabuğday...

            Karabuğday; içeriğindeki inositol sayesinde kan şekerini dengelenmesinin yanı sıra polikistik over sendromuna karşı koruyucu olduğu bilimsel araştırmalarla da desteklenmiştir.

Meyve ve Sebzeden Farklı Olarak; Bağlı Antioksidan İçeriği...

            Araştırmalar bugüne kadar kansere karşı koruyucu olarak daha çok sebze ve meyve içeriğinde ki antioksidan türünü ele almışlardır. Ancak son yıllarda bağlı antioksidan olarak adlandırılan tür yeni bir kategori olarak değerlendirilmektedir. Bağlı antioksidan türü karabuğday ve bazı tahıllarda bulunmaktadır ve barsak florası tarafından aktive edilmektedir. Karabuğday glutatyon ve süperoksit dismutaz gibi bağlı antioksidanlar bakımından zengindir.

Yüksek Tanen İçeriği...

En yaygın olarak çayda bulunan fenolik tanenler, karabuğdayda da yüksek oranda bulunur. Tanenlerin bakteriyel ve viral enfeksiyonları azalttığı bilinmektedir. Karabuğday içeriğinde ki tanenler zararlı bakterileri azaltırken yüksek çözünmez posa içeriği sayesinde barsakta yararlı bakteri tülerinin artmasına yardımcı olur. Kolon kanserine karşı karabuğday tüketiminin koruyucu etkisi vardır.

Japon Araştırmacılar...

            Ek olarak Japon araştırmacılar karabuğdayın vücudu rahatlattığını, iltihaplanmayı, aşırı terlemeyi, burun kanamasını iyileştirdiğini ve önlediğini ve bağırsakların fonksiyonlarının iyi bir şekilde devamlılığını sağladığını bildirmişlerdir.