TİROİD BEZİ NASIL BİR ŞEY?

            Zayıflama sürecinde en fazla karşılaşılan ve günümüzde yaygın olarak gözlenen tiroid rahatsızlıklarında beslenme büyük önem taşımaktadır. Metabolizmanın çalışmasını kontrol eden ve yaşamsal fonksiyonlar için gerekli olan tiroit hormonları eğer düzensiz salgılanırsa ciddi rahatsızlıklara yol açabilmektedir.

            Tiroit bezi boyunda, Adem’in elması denilen kıkırdağın altında yerleşmiştir. Vücudun enerjiyi kullanması ve depolamasıyla ilişkili olan ve triodotironin (T3) ve tiroksin (T4) denilen iki adet hormon üretmektedir. Bu vücudun enerjiyi kullanması ve depolaması işine ‘metabolizma’ da denilebilir. Kendi küçük ancak görevleri büyük önemli bir salgı bezidir.

TİROİD BEZİ ORGANLARININ ADETA ORKESTRA ŞEFİ GİBİDİR...

            Tiroid bezinin görevi tiroid hormonlarını üretmek, depolamak, gerektiğinde kana vermek ve böylelikle metabolizma hızını ayarlamaktır. Bunu; bir araçtaki gaz ve fren pedallarının birleşmiş hali olarak düşünebilirsin. Yani vücudunun yaktığı yakıtı arttırıp azaltırken metabolizma hızına yön verir. Bedeninde neredeyse bütün sistemlerle birlikte çalışarak, beynini daima etkin ve bağırsaklarını hareket hâlinde tutar.

KADINLARDA ERKEKLERE GÖRE 12 KAT DAHA FAZLA!

            Amerika’daki 25 milyon tiroid hastasının büyük çoğunluğu kadındır. Yapılan araştırmalara göre, kadınlarda erkeklere nazaran 12 kat daha fazla tiroit bozukluğuna rastlanıyor. Peki neden kadınlar? Nedeni şöyle açıklanıyor; lupus ve eklem romatizması gibi bağışıklık sisteminden kaynaklanan otoimmün hastalıkları geliştirmeye kadınlar daha yatkındır. Otoimmün rahatsızlıklar tiroidi bozabiliyor.

DÜZENLİ MUAYENE ŞART!

            Sağlıklı bir metabolizmaya sahip olmak için tiroid değerlerini düzenli olarak muayene ettirilmelidir. Çoğunlukla genetik sebeplerden kaynaklanan tiroit düzensizlikleri, sıklıkla hamilelik sonrasında, kalıcı veya geçici olarak ya tiroid hormonunun az salgılanması (hipotiroidizm) ya da bezin fazla çalışması (hipertiroidizm) şeklinde ortaya çıkar.

PROBLEMİN ÖNCEDEN FARKINA VARMALISIN...

            Basit bir kan testi ile TSH,T3,T4 değerlerine ve antikorlarına baktırabilirsin. Tiroit hastalıklarındaki artışın farkında olmalı ve problemi önceden tespit etmek gereklidir.

HİPOTROİD HASTALARI BESLENMELERİNDE NELERE DİKKAT ETMELİDİR?

            Öncelikle beslenme programı kan bulgularına göre tiroidin teşhis edilen çeşidine uygun bir şekilde; yaşam tarzına, kullanılan ilaçlara uyumlu olması gerekmektedir. Ayrıca tiroid hastaları doktor kontrolünde uyguladıkları ilaç tedavisinin yanı sıra yaşamları boyunca beslenmelerine de dikkat etmek durumundadırlar. Tüketecekleri yiyeceklerin çeşit ve miktarı hormon seviyelerini etkileyebilmektedir.Eğer hipotroid hastasıysan; İlk başta yapman gereken hipotroid hastalığında nasıl beslenmen gerektiğini öğrenmektir. Çünkü  hipotroid yaşam boyu seninle birlikte olacak bir hastalıktır...

            Kan bulgularınıza, yaşam tarzınıza, kullandığınız ilaçlara uygun yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulamalısınız, bu örüntü karbonhidrat, protein, yağ, vitamin-mineraller ve lifden zengin olmalıdır.

GUATROJEN BESİNLERE DİKKAT!

            Guatrojen besinler vücudun iyot emilimini engelleyebilir, troid bezlerinin genişlemesine yol açabilir ve böylece troid fonksiyonunu baskılar.

            Guatrojen Besinlerin Listesi

·         Bambu filizleri,

·         Çin lahanası,

·         Beyaz lahana,

·         Brokoli ve bebek brokoli,

·         Karnabahar,

·         Brüksel lahanası,

·         Kanola yağı,

·         Kara lahana,

·         Turp,

·         Yer lahanası (kıvırcık lahana, alabaş),

·         Darı,

·         Hardal,

·         Şeftali,

·         Yer fıstığı,

·         Armut,

·         Kolza tohumu, kolza tohum yağı,

·         Şalgam,

·         Soya, 

·         Ispanak, 

·         Çilek,

·         Tatlı patates.

Bu besinleri tiroid ilacı aldığın saate yakın tüketmemeye özen gösterirken, genel tüketimini de sınırlandır! Neyse ki bu sebzeler sadece çiğ olarak tüketildiğinde guatrojenik özellik göstermektedirler. Bu sebzelerin pişirilmesi, buharda haşlanması ya da fermente edilmesi sayesinde içeriklerinde bulunan glukozinolatlar deaktive olarak, bahsedilen sebzelerin guatrojenik özellikleri büyük ölçüde kaybolsa bile yine de guatrajen besinlerin tüketimine dikkat edilmesi gerekmektedir.

MUTFAĞINDA İYOTLU TUZ KULLAN!

            Dünya Sağlık Örgütü, nüfusunun yüzde 10'unundan fazlasında tiroit rahatsızlığı olan bölgeleri 'endemik guatr bölgeleri' olarak kabul ediyor. Türkiye de 'endemik guatr bölgesi' olarak görülüyor. Bu durumun ana nedenlerinden biri; iyot yetersizliği! Hipotiroidi hastaları dahil hepimiz soframızda mutlaka iyotlu tuz kullanmalıyız. Ancak iyotlu tuz; hipertirodi olarak tanımladığımız zehirli guatrın varlığında kullanılmamalıdır. Çünkü fazla iyot alımı, aşırı hormon sentezini tetikler.

YAĞLANMAYA DAVETİYE ÇIKARMA

            Hipotroidin bir hediyesi olarak bu dönemde kan yağların yükselmeye meyilli olabilir dikkat! Ayrıca hipotiroide bağlı olarak kanda homosistein düzeyinde artış ile birlikte koroner kalp hastalığı riskinde yükselme gözlenmektedir. Daha sağlıklı bir hayat için beslenmende hayvansal yağları sınırla ve süt ve süt ürünlerini yağsız olarak tercih etmelisi.

KRONİK YORGUNLUKLA SAVAŞMAYA HAZIR MISIN?

            Sabah çok yorgun uyanıp, gün içinde daha çabuk mu yorulursun? C vitamini güne enerjik bir şekilde hazırlayacak olan vitamindir. Sabah kahvaltında omletinin içerisinde yer vereceğin biber ve yeşillikler ara öğünlerinde tüketeceğin mandalina, portakal, kivi, gibi C vitamininden zengin besinler ve her öğünde bol bol tükettiğin salatan işte senin kronik yorgunla baş etmeni sağlayacak savaşçılarındır.

UNUTMANA İZİN VERME!

            Unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu yaşaman çok olası bir durum. Hemen panik olma! Beslenmende tiroid üretimine de faydası olan B grubu vitaminlere ve omega-3 yağ asidine yer vermelisin. Özellikle B 12 vitamin düzeyini kontrol ettir. Bedeninin üretemediği bu vitamini öncelikle karaciğer ve böbrek, et, tavuk, hindi, balık, kabuklu deniz ürünleri, süt, yoğurt ve yumurta sarısı olmak üzere hayvansal kaynaklı besinlerden alabilirsin.

            Omega-3'ün troid fonksiyonlarını düzenleyici özelliği bilindiğinden, sağlıklı tiroidlere sahip olmanız için haftada en az 1-2 kez balık tüketilmelidir. Balık tüketmediğin günlerde omega-3 takviyesi kullanmalısın...

TİROİD HASTALARI BESLENMELERİNDE NELERE DİKKAT ETMELİDİR?

            Bu hastalığın en önemli etkisi metabolizmanızı yavaşlatması ve kilo alma yatkınlığını arttırmasıdır. Bunun için metabolizmanızı artıracak bu önerileri dikkate almalısınız;

• Günün en önemli öğünü olan kahvaltıyı sakın atlamayınız.

• Kahvaltında her gün 1 yumurta tüketiniz. Yumurtanın içeriğindeki selenyum ile tiroidini ve seni genç tutacaktır.

• Hipotroidte (tiroidlerin yavaş çalışması) yaşanan en önemli sorun barsak problemidir ve düzenlenmesi gerekir. Sindirim sisteminin düzenli çalışması için probiyotikten zengin olan süt ve süt grubunu (süt, yoğurt, ayran ve kefir) mutlaka tüketiniz. Kabızlık problemi ciddi boyuttaysa probiyotik takviye de kullanabilirsiniz.

·     Ara öğünlerine antioksidan seviyesi yüksek olan yeşil çay ve beyaz çayı ekle. Unutma özellikle antioksidan seviyesi yüksek bu çaylar ile metabolizmanı hızlandırabilirsin.

• Stres kortizol seviyenizi arttırarak T3 ün işlevini yavaşlatabilir. Stresten uzak durmalısın.

• Su hayatın her anında önemlidir. Bu nedenle su tüketimini günde 2-2,5 litre su tüketerek metabolizmanı hızlandırmalısın.

• Fiziksel aktivite bedenine ve ruhunu besleyen en güzel terapidir. Beslenme önerilerinin yanı sıra hem metabolizmanın hızlanması hem de tiroid hormonuna karşı doku duyarlılığının artması için mutlaka spor yapmalıyız. Bu nedenle sağlıklı bir yaşam için her gün 10.000 adım atmalısın. Bunun için her gün en az 40 dakika veya haftada 4 kez 30-35 dakika tempolu bir yürüyüş yapmalısın.

Sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir hafta geçirmeniz dileğiyle...