Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, kamuya geçici işçi olarak istihdam edilen 262 kişinin büyük bir kısmının işe hiç gitmeden maaş aldığına dikkat çekti.

   Bengihan, hiç işe gitmeyip maaş alan kişilerin yanı sıra sadece mesai başlangıç ve bitiş saatlerine işe imza atmaya giden kişilerin de olduğunu belirterek “Kamuda hiçbir dönem bugünkü gibi laçkalık, liyakatsizlik ve sorumsuzluk olmadı” dedi.

   KTAMS Başkanı Güven Bengihan, BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay ve köşe yazarı Emin Akkor'un sunduğu “Empati” programına katıldı.

“Daire müdürleri tehdit edildiği için hesap soramıyor”

   Bengihan, kamuya mevsimlik işçi, yani geçici işçi olarak alınan 262 kişinin büyük bir kısmının işe hiç gitmeden maaş aldığını söyledi.

   Söz konusu kişileri siyasi müdür ve müsteşarlar ile Bakanların koruduğunu belirten Bengihan, daire müdürlerinin bu durumu bildiğini, ancak “tehdit edildikleri” için hesap soramadıklarını vurguladı.

   Bengihan, daire müdürlerini “kendisine hesap sordu” diye Bakanlara şikâyet eden çalışanların olduğunu kaydederek bu kişiler arasında sadece partizanca istihdam edilen geçici işçi veya memurlar değil, kadrolu çalışanların da bulunduğunu dile getirdi. 

“Sadece imza atıp kaçan çalışanlar da var”

   Artık kadrolu çalışanların da açık açık “parti rozetlerini” göstermeye başladığını ifade eden Bengihan, Ulusal Birlik Partisi’nin düzenlediği “Siyaset Akademisi” etkinliğine katılan birçok kişinin kamu çalışanı olduğunu söyledi.

   Güven Bengihan, kamuda hiç işe gitmeyen personelin yanı sıra mesai başlangıcında işe gidip imza attıktan sonra kaçan ve mesai bitiminde ise yeniden imza atmaya gelen kişilerin olduğunu vurguladı.

   Bengihan, “Kamuda hiçbir dönem bugünkü gibi laçkalık, liyakatsizlik ve sorumsuzluk olmadı” diye konuştu.

“Parti-devlet bütünleşmesi ayyuka çıktı”

   Özellikle UBP’ye bağlı bakanlıkların “UBP örgüt binasına” benzediğini söyleyen Bengihan, şöyle devam etti:

   Başbakanlığa veya Sağlık Bakanlığı’na giderseniz, kendinizi UBP örgüt binasında hissedebilirsiniz.

   Özellikle Başbakanlıkta belli odalar var; çalışanlar oralarda sadece oturuyor. Bu kişilerin sanki de tek görevi UBP’nin seçimlere yönelik çalışmasını yapmak, ilçelerden gelen talimatları ve bilgilendirmeleri iletmek, ya da ‘bizim partili oraya geliyor, ilgilenin, işini çözün’ gibi kendilerini arayanlara cevap vermek…

   Parti-devlet bütünleşmesinin ayyuka çıktığı ve bunların her yerde açık açık yapıldığı rezalet bir dönemden geçiyoruz.”

“Atanan kişiler arasında liyakatli olanlar azaldı”

   Bengihan, artık dairelere atanan müdür ve müsteşarlar arasında nitelikli ve liyakatli kişi sayısının da oldukça azaldığını söyledi.

   Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın bugüne kadar Karayolları Dairesi ile Posta Dairesi’ne 4’er kişi atadığına dikkat çeken Güven Bengihan, “Bunlar siyasi olarak kendi partili ve yandaşlarını, seçim dönemindeki adaylarının veya aday adaylarını hükümete geldiklerinde rotasyon usulü sırayla 6 aylığına ya da 1 yıllığına atıyorlar” diye konuştu.

   Erhan Arıklı’ya “Karayolları Dairesi ile Posta Dairesi’ne alınan kaç geçici işçinin işe gidip gitmediğini” soran Bengihan, özellikle bu dairelere atanan kişilerin Yeniden Doğuş Partisi (YDP) için değil, Erhan Arıklı’nın menfaatine göre yapıldığını savundu.

“Güven erozyonu yaşanıyor”

   Bengihan, kurum ve kuruluşların giderek “itibarsızlaştığını” belirterek güven erozyonu yaşandığını, halkın hizmet alamadığını kaydetti.

   Ülkenin bu şekilde yönetildiğine dikkat çeken Bengihan, bu nedenle başka yerlere bağımlı kalındığını söyledi.

   Güven Bengihan, “kurumlar diz çöksün, biz gelip yönetelim” mantığıyla hareket edildiğini belirterek hiçbir zaman devleti yönetebilecek kişilerin istenmediğini, “biat edenlerin” kurumların başına getirildiğini ifade etti.

“Üçlü kararnameyle atamalar kaldırılmalı”

   Ülkede 6 ayda bir müdür ve müsteşar değiştiğine dikkat çeken Bengihan, bu sistem yüzünden dairelerde liyakat kalmadığını belirtti.

   Geçtiğimiz günlerde Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürü olan Tahir Serhat’ın Çalışma Bakanlığı’na müsteşar olarak atandığına dikkat çeken Bengihan, Serhat’ın müsteşar olduktan sonra brüt maaşının 145 bin 676 TL’den 171 bin 512 TL’ye yükseldiğini ve 30 bin TL’ye yakın bir artışın olduğunu vurguladı.

   Yaklaşık 30 bin TL’lik artışın 36 seneyle çarpılarak ikramiyeye de yansıyacağını söyleyen Bengihan, “Bu menfaat değil de ne? Birileri aylarca çalışarak sınava girecek ama sen iyi bir UBP’liydin diye müsteşarlığa zıplayacan… Bu iş böyle olmaz” diye konuştu.

   Bengihan, üçlü kararnameyle atamaların kaldırılması ve müdür-müsteşar olma koşulunun en az barem 17 olan şube amiri görevinde bulunan kişiler olması gerektiğini söyledi.

“Dinçyürek ‘demokrasi ve sendika düşmanı’”

   Güven Bengihan, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek’in “demokrasi ve sendika düşmanı” olduğunu söyledi.

   Dinçürek’in Nakil Kurulu ve Nakil Tüzüğü’ndeki temsiliyetlerinden ve oy haklarından rahatsız olduğunu dile getiren Bengihan, kamuda bu zihniyet olduğu sürece liyakat beklenemeyeceğini ifade etti.

   Bengihan, yüzlerce insanın nakil sırası beklediğini, ancak Dinçyürek’in partililerine “ayrıcalık” yapma yetkisini kendisinde gördüğünü kaydetti.

   Sağlık Bakanı Dinçyürek’e dava açtıklarını belirten Bengihan, Dinçyürek’in davadan kurtulmak için sendikaları nakil kurulundan çıkardığını ifade etti.