Ahmet KARAGÖZLÜ

   Atatürk Öğretmen Akademisi’ne (AÖA) giriş sınav sonuçları, kamuoyunda eğitim sisteminin niteliği ve öğretmen adaylarının akademik yeterlilikleri üzerine ciddi bir tartışmayı yeniden alevlendirdi.

   Özellikle Matematik ve İngilizce testlerindeki düşük başarı oranları, geleceğin öğretmenlerini yetiştirmek için gerekli olan temel akademik becerilerin kazanılmasında ciddi eksiklikler olduğunu ortaya koydu.

   Sınava katılan 354 adaydan 95’inin matematik testinde sıfır çekmesi ve neredeyse yarısının 1 veya 2 doğruyla sınırlı kalması, bu derslerdeki öğretim kalitesinin sorgulanmasına neden oldu.

   Diğer yandan, Türkçe, sosyal bilgiler ve fen bilgisi gibi derslerde daha iyi performans sergilenmiş olsa da, matematik ve İngilizcedeki başarısızlık, bu alanlarda eğitim sisteminde köklü bir sorun olduğunu gösteriyor.

   BAĞIMSIZ Gazete’ye konuşan eğitim temsilcileri, bazı öğrencilerin bu sınavda başarısız olma sebeplerini değerlendirdi. 

Sarpten: Kamusal eğitimde
kaliteye odaklı işler yapılmıyor

   Eğitim Bilimci Salih Sarpten, Atatürk Öğretmen Akademisi’ne giriş sınavında öğrencilerin özelikle matematik ve İngilizcede başarısız olmasının birçok sebebinin olduğunu belirtti.

   Sarpten, bu durumun en önemli nedeninin kamusal eğitimde kaliteye odaklı işlerin yapılmaması olduğunu belirtti.

   Sarpten, kamusal eğitimin kalitesinin her geçen gün erozyona uğradığını, öğrencilerin “hazır bulunuşluk” seviyesinin iyi olmadığını, sınav sonuçlarının da bu durumun gerçek yaşamdaki görüntüsü olduğuna dikkat çekti.

   Sarpten, bir diğer önemli hususun ise “öğretmenlik mesleğinin itibari meselesi” olduğunu belirterek öğretmen yetiştiren bir kurumda okumak isteyen öğrenciler için düzenlenen bu tür sınavlara eğitim seviyesi yüksek öğrencilerin başvuru yapmasının gerektiğini söyledi.

“Öğretmenin itibari gittikçe erozyona uğruyor”

   Atatürk Öğretmen Akademisi’nin hemen hemen her orta eğitim türünden mezun olan öğrencilerin “öğretmen olmak” için başvurduğu bir kuruma dönüştüğünü belirten Sarpten, “Öğretmenin itibari gittikçe erozyona uğruyor” dedi.

   Sarpten, bu erozyonun hem öğretmen yetiştiren kurumun giriş sınavında, hem bu sınava yönelik ortaya konulan uygulamalarda görülebileceğini dile getirdi.

   Atatürk Öğretmen Akademisi’nin giriş sınavının da incelenmesi gerektiğini, çünkü çok sayıda sorunun iptal edildiğini, kapsam dışında çok sorunun da yer aldığını belirten Sarpten, sınav sonucunun böyle ortaya çıkmasının arkasında birçok sebep olduğunu vurguladı.

Gökçebel: Nitelik mesele ele alınmıyor…

   Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, Atatürk Öğretmen Akademisi’ne giriş sınavında bazı öğrencilerin özelikle matematik ve İngilizcede başarısız olduğuna dikkat çekerek eğitim sisteminde “nitelik meselenin” ele alınmadığını söyledi.

N O T L A R4

   Gökçebel, bu durumun sendikanın ısrarla savunduğu bilimsel, demokratik, laik, çağdaş, parasız ve herkese fırsat eşitliği tanıyan bir kamusal eğitim sisteminin önemini bir kez daha ortaya çıkardığını ifade etti.

   Gökçebel, öğrencilerin sınavlarda aldığı “sıfırlardan” önce esas bakılması gereken olguların farklı olduğuna dikkat çekti.

“Liseyi bitiren öğrenciler üniversitelere müşteri yapılıyor”

   Tahir Gökçebel, çocukların hiçbir şekilde desteklenmediğini, bir sınıfa özel eğitim öğrencisi veya dil bilmeyen öğrenci ile “hazır bulunuşluk” seviyesi olmayan öğrencilerin birlikte alındığını; daha sonra liseyi bitirin bu öğrencilerin Bakanlar Kurulu kararıyla üniversitelere müşteri yapıldığını söyledi.

62275   Üniversitelere müşteri olarak giren öğrencilere bir şekilde üniversiteyi bitirttiklerini belirten Gökçebel, bu duruma örnek olarak “diplomat krizini” gösterdi.

   Diplomaların sahtekarlıklarla verildiğini ve üstünün kapatıldığını belirten Gökçebel, “Offshore bankalar gibi her sokağa hiçbir alt yapısı olmayan, aslında ticarethane olup adına üniversite denilen yapıların bulunduğu böyle bir eğitim sisteminde bir çocuğun başarılı olmasının sağlaması mümkün değildir” diye konuştu.

“Eğitimin içeriği de boşaltıldı”

   Eğitimin içeriğinin de boşaltıldığına dikkat çeken Gökçebel, mesleki teknik liselerde “atölyesi sisteminin” tamamen bitirildiğini söyledi.

   Atölyelerde şeflerin olmadığını, bölüm şeflerinin atanmadığını, temrinlik malzemelerin alınmadığını, iş güvenliğinin sağlanmadığını, staja giden çocukların denetlenmediğini vurgulayan Gökçebel, normal okullarda ise eğitime yeterli bütçe ayrılmadığını dile getirdi.

   Tüm bunların yanı sıra derslerde başarısız olan öğrencilerin de bakanlık tarafından “sınıf geçirildiğini” söyleyen Gökçebel, böyle bir ortamda bu öğrencilerin başarılı olmasının beklenemeyeceğini kaydetti.

“Dünyanın en başarısız eğitim sistemi uygulanıyor”

   Öte yandan Türkiye eğitim sisteminin de ülkeye entegre edildiğini belirten Gökçebel, tamamen içi boşaltılmış müfredatların hazırlandığını ifade etti.

   Gökçebel, ülkenin eğitim sistemi ihtiyacına cevap vermeyen ezbere dayalı, seçmeci, elemeci bir sınav modelinin uygulandığını belirterek bu durum yüzünden matematiğin ve diğer derslerin hayatla bütünleşmesini unutan bir neslin yetiştirildiğini kaydetti.

N O T L A R2   Dünyanın en başarısız eğitim sistemlerinden birinin uygulandığına dikkat çeken Gökçebel, bilimi ve aklını kullanmayan çocukların yetiştirilmek istendiğini savundu.

“Konteynerde okuyan öğrenciler eğitimden soğudu”

   Eğitimde okulların durumunu konuşmanın ötesine geçilemediğini anlatan Gökçebel, konteynır sınıflarda eğitimin sürdürülebilir olmadığını dile getirdi.

   Gökçebel, yağmur yağdığı zaman konteyner sınıflarda yağmurun verdiği sesten dolayı ders yapılamadığını, hava sirkülasyonunun da sağlanamadığını belirterek böyle bir ortamda eğitim alan öğrencilerin “eğitimden soğuduğunu” vurguladı.

   Okulların yaşam alanı olduğunu, ancak öğrencilerin yemek yiyeceği, spor yapacağı, oyun oynayacağı veya oturacağı alanlara konteynerlerin yerleştirildiğini belirten Gökçebel, okullardaki yaşam alanlarının bu yüzden yok edildiğini söyledi.

   Gökçebel, konteynerler yüzünden okullarda yaşam alanı kalmazken bakanlığın “tam gün eğitim” konusunu tartıştığını söyledi.

   Eğitimin geleceğin en temel yapı taşı olduğunu vurgulayan Gökçebel, “Eğitimi kültüre veya üretime dönüştüremezseniz anlamı yoktur” diye konuştu.

 Maviş: Kapsamlı reform ve
stratejik planlamaya ihtiyaç var

   Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, son zamanlarda ezberci eğitim sisteminin öngördüğü sınavlarda elde edilen sonuçların tartışmasının “kısır bir döngüden” ibaret olduğunu söyledi.

   Burak Maviş, bu durumun nedeninden çok sonuca odaklanılmasının, sorunların temelinin tartışılmasını engellediğini ifade etti.

   Maviş, Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi’nin temel sorunları olan “kaynak yetersizliği, müfredat yetersizliği, öğretmen nitelikleri ve eğitimleri, öğrenci sosyo-ekonomik ve kültürel farklılıkları, bürokratik engeller, kapsayıcı eğitim ihtiyacının görmezden gelinmesi ve Türk eğitim sistemi ile uyumluluk” gibi olgulardan bağımsız tartışılamayacağını kaydetti.

   Türkiye’de yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) nedeniyle özellikle lise müfredatı ve kitaplarının uyumluluğu ve PISA sonuçlarının nedenlerinin de bu tartışmadan bağımsız yürütülemeyeceğini dile getiren Maviş, bu sorunların çözümü için kapsamlı bir reform ve stratejik planlama sürecine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

   Maviş, bu anlamda sorunların analizi ve çözüm önerilerini de şöyle sıraladı:

Ezberci eğitim anlayışı

   Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi, modern gibi görünse de temelde ezberci bir yaklaşımı desteklemektedir. Bu sistem, öğrencilere sadece akademik bilgi yüklemekte, beceri ve potansiyel gelişimini yeterince desteklememektedir. Eğitim, bireylerin doğal yeteneklerine uyarlanmış bir yapı sunamamaktadır.

Yönetim ve istikrar sorunları

   Eğitim Bakanlığı uzun yıllardır etkili bir yönetim sergileyememiştir. Bakan ve bürokrat değişiklikleri nedeniyle eğitimde istikrar sağlanamamış ve bu durum, eğitim planlamasını zorlaştırmıştır.

   Biriken sorunlar, bürokratik aksaklıklara yol açmakta ve eğitim sürecinin aksamalarına neden olmaktadır.

Ekonomik ve istihdam sınırlamaları

   Türkiye ile imzalanan ekonomik protokoller, genel istihdam ve yatırımlarda sınırlamalara yol açmış, eğitim sektörü olumsuz etkilenmiştir. Eğitim için yeterli istihdam ayrılmaması ve kontrolsüz nüfus artışı, fırsat eşitsizliklerine neden olmaktadır.

N O T L A R3Eğitimde fırsat eşitsizliği

   Çocukların eşit ve adil eğitim hakkına sahip olmadığı söylenebilir.

   Öğretmenler eşitsizlikleri çözmeye çalışmakta, ancak okulların gelişim planları ve altyapı yatırımları yetersizdir. Eğitim pedagojisi açısından, çocuklar ilgi ve yeteneklerine uygun eğitim alamamaktadır.

Siyasi istikrarsızlık ve eğitim politikaları

   Ülkenin siyasi istikrarsızlığı eğitim planlamasını olumsuz etkilemekte, hükümetlerin eğitim konusunu öncelikli politika olarak ele almamaları sorunların birikmesine neden olmaktadır.

   Eğitimdeki ezberci yaklaşım, sınav sonuçlarına odaklanmayı teşvik etmekte ve sorunların nedenini tartışmayı engellemektedir.

Temel sorunlar ve çözüm önerileri

   Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi’nin temel sorunları arasında kaynak yetersizliği, müfredat eksiklikleri, öğretmen nitelikleri, öğrenci sosyo-ekonomik farklılıklar, bürokratik engeller ve kapsayıcı eğitim ihtiyacının göz ardı edilmesi bulunmaktadır.

   Bu sorunların çözümü için kapsamlı reform ve stratejik planlama gerekmektedir.

 Türkiye ile uyumluluk ve PISA performansı

   Eğitim Yasası’nın 22. maddesi, Kıbrıs Türk eğitim programlarının Türkiye ile uyumlu olmasını öngörürken, Kıbrıs Türk toplumunun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaktadır.

   Türkiye’deki PISA performansı, sosyoekonomik durumlar ve okul kalitesi arasındaki farkları ortaya koymakta ve matematik, fen ve okuma becerilerinde OECD ortalamasının altında puanlar alınmaktadır.

 Sonuç olarak Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi’nin güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi, sosyoekonomik eşitsizliklerin ele alınması ve etkili eğitim politikalarının geliştirilmesi önemlidir.

   Bu süreçte politika yapıcılar, eğitim sendikaları ve eğitim okuryazarı bireyler önemli roller üstlenmelidir.

Eğitim Bakanlığı ve sendikalar tarafından kapsamlı ve sürekli bir reform planı hazırlanmalı ve bu plan hükümet değişikliklerinden bağımsız olarak uygulanmalıdır.

Eğitimde müfredat ve uygulama standartlarının güncellenmesi, modern pedagojik yaklaşımların entegrasyonu sağlanmalıdır.

Kaynak yetersizlikleri ve istihdam sorunlarının çözülmesi için uzun vadeli stratejik planlar geliştirilmelidir.

Eğitimde fırsat eşitsizliklerini azaltmak ve tüm öğrenciler için nitelikli eğitim fırsatlarını sağlamak adına özel destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Türkiye ile uyumluluk yerine, Kıbrıs Türk toplumunun ihtiyaçlarına uygun esneklikler ve düzenlemeler yapılmalıdır.”

N O T L A R1

Editör: Ahmet Karagözlü