Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın liselere başlattığı ziyaretler çerçevesinde Türk Maarif Koleji’nde (TMK) öğrencilerin sorduğu sorular ve cumhurbaşkanının verdiği cevaplar birkaç gündür medyanın ve sosyal...
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın liselere başlattığı ziyaretler çerçevesinde Türk Maarif Koleji’nde (TMK) öğrencilerin sorduğu sorular ve cumhurbaşkanının verdiği cevaplar birkaç gündür medyanın ve sosyal medyanın gündeminde. Doğal olarak bu teknoloji çağında orada konuşulanların gizli kalması mümkün değildi. Öyle de oldu, gizli kalmadı, cep telefonlarıyla çekildi ve sosyal medyada ve medyada yer aldı. Benim esas üzerinde durmak istediğim konu; öğrencilerin çok güzel sorular sorması ve bu soruların diğer öğrenciler tarafından alkışlanması. Birçok kişi yeni kuşağın ülke sorunlarıyla ilgilenmediğini, çok apolitik bir gençlik yetiştiğini zannediyor. Aslına bakarsanız öyleleri de var; çünkü ülkedeki sistem onu dayatıyor, yönetenler de apolitik gençler arzu ediyor, bazı aileler de bilinçli gençlik yetiştirme derdinde değil maalesef… Ancak ben her şeye rağmen bu ülke gençliğinin çoğunun bilinçli ve sorunların farkında olduğuna inanıyorum ve görüyorum da zaten… Ülkede yaşanan sorunlar, sıkıntılar en çok da onları korkutuyor, geleceklerinden endişe duyuyorlar. Yurt dışına üniversite eğitimine gidip de ‘insan odaklı yönetimleri’, ‘insanca yaşamı’ tadan birçok genç geri gelmek istemiyor, birçoğu ülkeye dönmüyor da… Onlar dünyaya farlı bakıyor, farklı tepkiler ortaya koyuyor diye ülke sorunlarına duyarsız değildirler, her şeyin farkındadırlar. TMK’da cumhurbaşkanına sorulan sorular gerçekten de içimize su serpmiştir. Ben birçok gencin böyle olduğunu biliyorum ama toplumun da bunu görmesi, sorgulayan, duyarlı gençlerimizin olduğunu fark etmesi açısından Tatar’ın ziyareti isabetli oldu. Birçok sorunumuz varken, okullarımız, sağlık ocaklarımız dökülüyorken ve Türkiye’de binlerce insanın yaşamını kaybetmesine yol açan büyük depremler olmuşken çok büyük paralarla cumhurbaşkanlığı sarayı ve meclis binası inşa edilmesinin yanlışlığını ülkede birçok kişi kabul ediyor, çoğu bu görüşünü açıkça ortaya koymasa da… İşte ortadaki yanlışlığı ve çelişkiyi liseli gençler de görüyor, doğru bulmuyor ve sorguluyor. Ülkede birçok sorun, birçok ihtiyaç, birçok başka öncelik varken, üstelik depremzedelere yardım toplarken, saray ve meclis inşaatı parasının tamamının veya bir bölümünün oralara aktarılmasının doğru olacağını birçok insan sorguluyorken, gençlerimiz de buna kayıtsız kalmıyor. İşte gençlerden birisinin bu konuda Cumhurbaşkanı Tatar’a soru sorması, diğer öğrencilerin de bu soruyu alkışlaması, inanın son günlerde gördüğüm en güzel şeydi. “Kadına karşı evlilik içi tecavüzü meşrulaştıran sözleri” nedeniyle kamuoyundan büyük tepki gören Din İşleri Başkanı’nı neden görevden almadığı yönünde Tatar’a sorulan soru da harikaydı. İşte istediğimiz gençlik budur… Yanlış gördüğünü eleştiren, sorgulayan, uyanık bir gençlik. ‘Büyüklerinin yanında susması ve yalnızca dinlemesi gerektiği’ öğretilen bir gençlik değil, büyüklerinin yanlışlarını gördüğünde bunu söyleyebilen, bunu eleştirebilen, sorgulayan ve düzeltilmesini isteyen bir gençlik lazım bize. Birçok yetişkin cumhurbaşkanlığı sarayı (külliye) inşaatını ve Din İşleri Başkanı’nın pozisyonunu sormaya, sorgulamaya, konuşmaya korkarken, çekinirken liseli gençlerin bunları sorması hatta cumhurbaşkanını sıkıştırması bana göre çok anlamlıdır, çok güzeldir. O gençleri de ebeveynlerini de tebrik ediyorum ki böyle sorgulayan, soru sormaktan korkmayan çocuklar yetiştirdi. O gençler ne müdüründen ne muavininden ne öğretmeninden ne oradaki daire müdüründen ne de devletin tepesindeki cumhurbaşkanından çekinmeden sorularını yöneltti, iyi ki böyle oldu, içimize su serpti bu durum. Biz bile köşe yazılarımızda eleştiri yaptığımızda birileri bizi arayarak, “Niye böyle yapıyorsun, sana mı kaldı bunu söylemek? Başın belaya girebilir” diye telkinde bulunmaya çalışanlar var. Bu çağda insanlara konuşmaması, sakıncalı denilen konulara değinmemesi gerektiği anlatılmaya çalışılıyor, onları korkutmak, korku bariyerleri koymak istiyorlar önlerine. Bugünün gençlerinin, geleceğin nesillerinin korkusuzca sorular yöneltmesi ümit vericidir. Sayın cumhurbaşkanı gençlere “Başkalarının ağzıyla konuşmayın”, “TMK öğrencilerine böyle sorular sormak yakışmıyor” demek yerine “Ne güzel sorular soruyorsunuz” demeliydi. Çünkü bu çocuklar sitemi değil, övgüyü hak ediyor Gençler, her şeyin farkındadır merak etmeyin, birisinin etkisi altında kalmalarına gerek yoktur… Soru sormak ne saygısızlıktır ne de ayıptır… Gençleri yetiştirmekle yükümlü yetişkinler, onların sorularına cevap vermelidir, hatta bu, onların boyunlarının borcudur.10 Mart 2023