Kişiye diyorsunuz ki; “Be efendi yanlış yapıyorsunuz, yaptığınız yasa dışı, üstelik fırsat eşitliğine aykırı, etik de değil… “

   O da size diyor ki; “Ey amma falan zamanda falan da aynı şeyi yapmıştı, beni mi görüyorsunuz?”

   Hade bakalım, savunmaya bakar mısınız? Mazereti kabahatinden büyük.

   Bana ne yahu, falan zamanda hangi kişi ya da hangi grup aynı hatayı yaptıysa, ben bugüne bakıyorum.

   Bugün senin yaptığın hem yasa dışı hem de çok ayıp, neden geçmişi karıştırıyorsun?

   Geçmişte birileri benzer bir hataya imza atmışsa sen de aynısını yapmak zorunda mısın?

   En sinir olduğum gerekçelerden birisidir bu.

   Başkasının hatasını, referans kabul ederek bile bile aynı hatayı hatta daha büyüğünü yapmak kadar saçma ve pişkince bir hareket olamaz.

   Bunu en çok da iktidardaki siyasiler yapıyor.

   Medyadan, vatandaşlardan, sivil toplum örgütlerinden ya da muhalefetten, yaptıkları kötü icraata, yasa dışı ya da etik olmayan işlere tepki geldiğinde, kendinden önce, geçmişte hükümette olan ve benzer hatalar yapanları işaret ederler hemen.

  “Onlar da zamanında yapmıştı…”, “Onlar da zamanında yapmıştı ve hiçbir şey olmamış, yanlarına kalmıştı…”

   Hemen böyle şeyler söylerler… E onlar yaptı diye sen de yapmak zorunda mısın?

   Tam tersine başkalarının yaptığı hatalar ortada duruyorken sen bunları yapmayacaksın, sen daha düzgününü yapacaksın.

   İktidardaki üç partinin, “Sana bu kadar, ona bu kadar, bana da bu kadar” deyip, parti güçlerine göre paylaşarak, KIB-TEK’e partizanca personel istihdam etmesi kamuoyundan tepki gördü, sosyal medyada sert eleştiriler aldı.

   Bu arada muhalefet partileri ve sivil toplum örgütleri de hükümeti eleştiriyor, kınıyor.

   Partizanca istihdamlar konusunda hükümet edenler, “sin da gülle geçsin” tavrındayken, aralarından birisi ki her konuda mutlaka söyleyecek bir şeyi olan YDP Genel Başkanı ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı yine patlattı kendisine göre bombayı.

   Neymiş? CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, KIB-TEK’e partizanca istihdamlar konusunda iktidar partilerini konuşmamakla suçladığı için Erhan Bey de konuşma ihtiyacı hissetmiş.

   Erhan Arıklı, CTP’nin iktidarda olduğu 2014 yılında, KIB-TEK’in o dönemki CTP’li KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim’in 30 yerine 110 kişiyi partizanca istihdam ettiğini belirtti ve yazının sonuna da “Dinime söven Müslüman olsa” diye ekleme yaptı.

    Yani aslında Arıklı, kendisinin de bir parçası olduğu hükümet ortaklarının partizanca istihdam yaptığını bir anlamda doğruladı.

    Konunun özü ile ilgili hiçbir şey söylemedi, neden bu partizanca istihdamları yaptıkları konusunda tek kelime etmedi, “2014’te yapıldı, bugün de biz yaptık” mesajı verdi.

   Sanki 2014’te benzer bir şey yapılması kendi yaptıklarını haklı çıkarıyormuş gibi.

    O günleri hatırlıyorum, o dönem KIB-TEK’teki bazı gelişmeler konusunda dönemim Başbakanı Özkan Yorgancıoğlu ile KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim’in arası açılmıştı.

    O günleri örnek göstermek, bugünkü hükümeti yani koalisyondaki UBP, DP, YDP’yi haklı çıkarmaz.   

    Dokuz yıl önceki hükümetin yaptığı bir icraatı eleştirmek tabii ki hakkınız.

    2014’teki hükümetin bakanları, milletvekilleri ve atadıkları müdürlerin çoğu emekli oldu, birçok isim bugün siyasette bile yok ama yine de CTP’yi, CTP’nin bugünkü yöneticilerini bu konuda sorumlu tutuyorsanız, aynı ailenin fertleri olarak eleştiriyorsunuz, buna bir şey diyemem, sizin bileceğiniz iş.

   Ancak 2014’te yapılan yanlış bir icraatı örnek gösterip, kendinizi aklayamazsınız.

   İşler bu mantıkla gidecek olursa ve sizden sonra gelecek iktidar, sizin dört yılda yaptıklarınızı örnek alacaksa, yandık demektir. Demek ki bu durumda her şey yanlış gidecek.

  Ta 2014’e gitmek kesinlikle KIB-TEK’e yaptığınız partizanca istihdamlarınızı meşru yapmaz.

  Hem yanlış işleriniz, icraatınızla kurumu batırdınız, hem batmış kuruma dönüp partizanca istihdam yaptınız, hem de öyle akrabalık bağları olan kişileri işe aldınız ki “Pes artık, bu kadarı olmaz” dedirttiniz.

   Gerçi bu hükümet o kadar “olacak iş değil” dedirten işlere imza attı ki buna şaşıranlara şaşırmak lazım…