Eskiden istenmeyen olaylar karşısında  “sonunun böyle olacağı belliydi” cümlesini çok kullanırdık.  Bile bile yanlışta ısrar etmenin hayıflanmasıydı.

   Nitekim ülkede üniversiteler kurulur, dünyanın dört bir yanından  öğrenciler adamıza doluşmaya başlarken, bir yandan da çapımızı aşan bu büyük eğitim olayını nasıl idame ettireceğimizi düşünmeye başlamıştık.. Çünkü giriştiğimiz iş ve yatırımların çapımızı aşması bir yana, biz ne Kemriç idik ne Oxfort!

   Ki devreye girdiği günden sonrası çok uzun yıllar, “medarı iftiharımız” dediğimiz DAÜ’yü mesela Özay Oral’la çoğu zaman da kampüsünün içinden izledikti. Ki o dönemlerde TC’den lüks arabalı zengin öğrenciler gelirlerdi.        

   SONRADAN TC dışındaki ülkeler öğrencileri de gelmeye başladıklarında tutun ki DAÜ uluslar arası bir üniversite kimliği kazandı..

   VE tabi ardından KKTC’nin  diğer kentlerinde de peş peşine üniversiteler kuruldu.. Çünkü (aslında öyle olmaması gerekirdi ama) parasal getirileri çoktu!

   O kadar çok üniversiteye de tabidir ki yoğunluğunca öğrenci gerekecekti. Bu ihtiyacı da Afrika’dan hatta Japonya’dan varıncaya dek ülkeye taşınan öğrencilerle karşıladık ama sorunları da bu “öğrenciler furyası” ile başladı!

   ÇÜNKÜ onca kalabalık öğrencileri barındırmak, iaşe ve ibatelerini sağlamak kolay değildi. Üstelik sürekli sayıları artıyordu. Evlerin  hatta garajların bile  öğrencilere kiralanmaya başlamasından sonra da sorunlar daha çok arttı..                                                                                      

***

    BUGÜN  ülkede say deseniz sayamayacağımız kadar üniversite vardır ve bu kurumlar ayni zamanda KKTC’nin önemli gelir kaynaklarındandırlar..

   NE var ki sorunları da düne göre daha çok artmıştır!

   ARTI, KKTC’ye öğrenci olarak gelmektedirler fakat kayıtsız dolayısıyla kanunsuz ve akla gelen her türlü işi de “kaçak işçiler” olarak yapmaktadırlar! Yani KKTC artık öğrenci kimliği ile  “iş aş para peşinde koşan”  türlü çeşitli ülkelerden gelmiş insanlarla doldu!

   EĞER olay bu kadarla kalsa çok da tedirginlik yaratmayacak ama mal ortada! Medyayı takip edenler de tanığıdırlar. Gün geçmiyor ki aramızdaki bu yabancı öğrencilerin adları onlarcası ile yasa dışı olayların “suçluları” olarak ayazlanmasın! Uyuşturucudan kadın ticaretine, sirkatten sahtekârlıklara kadar..

   ASIL sorun aramızdaki bu genç ve yabancı öğrencilerin uzun yıllar içinde KKTC insanlarını “istismar edebilecek, zarara uğratacak kadar yakından tanımış olmaları onlarla illegal olaylara katılmaları sonuçta istismar edenle edilenler arası ilişkilerde ayni duvara siyemeleridir!

   ÜZÜLEREK yazmış olsak da yazık ki artık KKTC bu nedenlerden dolayı kirlenmiş her geçen gün siciline eklenen kanunsuz olaylarla lekelenmeye devam etmektedir. Sonuçta çok geç kalınmış olmasına karşın “tedbir” diyoruz… Yani artık gerekli tedbirleri alınız…    

***

   KISACA TAKILDIĞIM. Bir süredir rüzgâr KKTC’den yana esiyor. “Tanınma” kelimesi daha çok telaffuz ediliyor.. Dost ve düşman ülkeler KKTC’den daha çok bahsediyor..

   Derken son bombayı Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev patlatıyor: “KKTC bayrağı, Azerbaycan’da,  TCD elbette dalgalanacaktır” diyor..

   İngiltere Dışişleri Bakanı Straw ise “İki devletli çözümü masaya yatırmalı” diyor..

   VE artık siyasi çevreler Kıbrıs’ın Kuzey’inde bir Türk Devleti olduğunun idrakine varırken… RUM tarafı da hâlâ katakulli okuyor!