Hepimizin farkında olduğu gibi; her hayat pahalılığı ödeneği gündeme geldiğinde adaletsizlik ve eşitsizlik üzerine tartışmalar yapılır.
Hayat pahalılığı ödeneği üzerine yapılan tartışmaların bazıları eşel mobil sisteminin felsefesi hakkında yeterince bilgi sahibi olunmadığından kaynaklanırken bazı tartışmalar maalesef iyi niyetten yoksun bilinçli yapılmaktadır.
Eşel mobil ile ilişkilendirilen kamudaki maaş skalaları ve baremler hakkındaki tartışmalar adeta sap ile samanı karıştırır niteliktedir.
Yapılan tartışmalara değinmeden önce kısaca eşel-mobil sistemi hakkında bilgi vermek yararlı olacaktır.
Eşel mobil kelimesi Fransızca “échelle mobile” (hareketli ölçek) terimin Türkçe’ye aktarılmasıdır. Fiyat veya ücret belirlenmesinde hareketli bir ölçeğin kullanılmasını ifade eder.
‘Eşel Mobil Sistemi’ esas itibariyle akaryakıt fiyatları karşısında tüketicileri korumak amacıyla gündeme gelmiştir. Buna göre eşel mobil sistemi, “tüketicinin alım gücünün düşmesini önlemek amacıyla, akaryakıt fiyatlarındaki artışların özel tüketim vergisinden otomatik bir şekilde karşılanması suretiyle karşılanarak akaryakıtın pompa fiyatının sabit kalması” anlamına gelmektedir.
Akaryakıt fiyatları karşısında tüketicileri korumak için uygulanan eşel mobil sistemi, çalışanların alım gücünü korumak için de kullanılmaktadır.
KKTC’de yasal olarak kamu çalışanlarının ve emeklilerin alım gücünü korumak için altı ayda bir eşel mobil sistemi uygulanmaktadır.
Eşel mobil sistemi, kamu çalışanlarına ve emeklilerine uygulanırken temel amacı kamu çalışanının ve emeklilerin alım gücünü korumaktır. Şöyle ki, kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşlarına belirli dönemdeki enflasyon oranı kadar artış yapılır. Bu açıdan eşel mobil sitemi ile maaşlara yapılan nominal artış reel bir artış (alım gücünü artıran) olmayıp bir nevi güncellemedir.
Yukarıdan da anlaşılacağı gibi; eşel mobil sisteminin adalet anlayışı mutlak eşitlikte değil nispi eşitlikte aranmalıdır. Barem, statü, makam fark etmeksizin tüm çalışanların alım gücü enflasyon oranında düştüğünden hepsinin nominal maaşına enflasyon oranında artış eşel mobil sisteminin temel amacıdır.
Nispi olarak herkese enflasyon oranında eşit artış yapılırken doğal olarak yüksek makam ve baremde maaş alanlara mutlak olarak daha fazla artış gerçekleşmektedir. İşte bu noktada eşel mobil sistemine adaletsizlik üzerine yapılan eleştiri, aslında objektif ve nesnel değil subjektif değerlendirmeden ibarettir.
Hayat pahalılığı ödemesi üzerine yapılan temel eleştiri yüksek maaş ve baremdeki kamu çalışanlarının mutlak değer olarak çok fazla artış almalarından kaynaklanmaktadır.
Örneğin, kamuya ilk girenle müdür/müsteşara yapılan maaş artışları arasındaki mutlak farkların devasa oldukları şeklinde eleştirilmektedir. Burada yapılan esas eleştiri aslında eşel mobil sistemine değil kamudaki maaş skala ve baremleri arasındaki farkın adaletsiz olduğu ve liyakatten yoksun üst düzey bürokratların aldığı maaşı hakketmedikleri yönündedir.
Özetle, her hayat pahalılığı ödemesi geldiğinde hissi ve irrasyonel tartışmalar başlatmak ve belirli kesimlere şirin görünmeye çalışmak yerine kamuda en düşük ve en yüksek maaş oranları ile barem farkları ile ilgili adalet, hakkaniyet, ehliyet ve liyakat kriterlerini maksimum düzeyde karşılayan yeni bir düzenlemeye gitmek için hem iktidar hem de muhalefet tarafından mutlaka cesaret, dirayet ve basiret ortaya konmalıdır.