Yarattığı sıkıntılara rağmen partizanca istihdamlardan vazgeçilmiyor.

  Münhal açmadan, sınava sokmadan, fırsat eşitliği sağlanmadan partizanca istihdamlar bir tür rüşvettir aslında…

  İnsanları devlet kadrolarına alarak oy toplamak, taraftar çoğaltmak istiyorlar…

  Partizanca istihdamlar yalnızca genel, yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olmuyor, maalesef kurultaylar öncesi de oluyor.

  Devlet bütçesinden hovardalık yaparak, kendine avantaj sağlama açıkgözlüğü…

  Eylül ayında UBP kurultayı var ya yine “partizanca istihdam” kokuları gelmeye başladı.

  Hazırlıklar yapılıyormuş yine devlet kadrolarına yandaşları yerleştirmek için…

  Yeter ama artık… Her seçim, her kurultay aynı şey yapılıyor.

  Babanızın malı mı devlet daireleri ve kurumları ki partizanca insan dolduruyorsunuz oralara?

  Münhal yok, sınav yok, fırsat eşitliği yok…

  Ne var? Bir emirle, kendilerine oy verecek ailelerin çocuklarını, yandaşları devlet kadrolarına yerleştirme var…

  İhtiyaçlı yerlere personel almıyorlar, birçok daire ve kurumda personel açığı var ama oralara istihdam yapılmıyor.

  Tam tersine ihtiyaç olmayan yerlere insan dolduruluyor, otursunlar, çalışmasınlar ama maaş çeksinler diye…

  Öyle yapılıyor, ihtiyaç olmayan bazı dairelerde oturacak yer bile yokken, oralara istihdam yapılıyor.

   Bu aslında bir ihanettir, devleti çalmadır, hakkı olan kişilerin önünü kesmedir.

   Aynı okuldan mezun olan iki kişiden birisi partizandır diye bir yere yerleştirilecek, diğeri o partiden değildir diye işsiz kalacak.  

    Halbuki sınav yapılsa belki de girecek olan diğeridir ama o şansı elinden alınıyor.

    Bu haksızlık, bu adaletsizlik yıllardır sürüyor.

    Adam kurultay kazansın diye devlet kadrolarına istihdam yapılacak biz de seyredeceğiz, ne güzel değil mi?

    Yaptıkları partizanca istihdamlarla devlet daireleri ve kurumlarını bitirdiler, mahvettiler, halen de uğraşıyorlar.

    Partizanca istihdam ettikleri kişi, iş de beğenmiyor, rahat iş istiyor, maaş çekip yatmak istiyor.

    Partizanca işe alınan bir kişiden kulağımla duydum, “Ne yani hem devlet dairesine gireceğim hem de çalışacak mıyım?” diyeni.

    Yaaaa, çalışacak olduktan sonra özel sektörde çalışırdı değil mi, ne işi var devlet işinde?

    Maalesef, devlet kadrolarına partizanca istihdam olan birçok kişinin düşüncesi budur.

    Sen ihtiyaç olan personeli almayacak, görev alacağı yerle ilgili hiçbir vasfı bulunmayan kişileri partizanca istihdam edeceksin ve sonra da kamuda verimlilik bekleyeceksin.

    Bu zihniyetle devlet daireleri ve kurumlarının verimli olması mümkün değil.

    Kendi vatandaşları hatta kendi partilileri arasında ayrım yapıp, torpillileri devlet kadrolarına yerleştiren bir zihniyetten ne hayır beklerseniz?

    Bir zanlıyı dahi gazetecilerden kaçırmak ve tutuklu yargılanmasını engellemek için torpil yaptıranlar, partizanca istihdam mı yapmayacak?

    Bu fakir devlete ek külfete neden olacak partizanca istihdamdan vazgeçmez bunlar.

     KTAMS, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yapılan partizanca istihdamları yargıya taşımıştı ama maalesef dört yıl oluyor, halen dava görüşülmedi.

     Geciken adalet, adalet değildir, üstelik geciktiği için de dava konusu aynı kötü eylemi siyasiler, iktidardaki partiler yapmaya devam ediyor. Kimi kime şikâyet edelim de derdimize kim çare bulsun?