Aynı konuları tekrar tekrar gündeme getirdiğimizde bazen vatandaşlar, “Başka konu mu bulamıyorsunuz haber yapmaya veya yazı yazmaya?” derler. Başka bir kesim ise sorun çözülmeden o konuda haber yap...

Aynı konuları tekrar tekrar gündeme getirdiğimizde bazen vatandaşlar, “Başka konu mu bulamıyorsunuz haber yapmaya veya yazı yazmaya?” derler. Başka bir kesim ise sorun çözülmeden o konuda haber yapmaya ara verince “Neden sorun çözülene kadar yazmaya devam etmiyorsunuz” diye sitem eder. Haklı olan ikinci gruptakilerdir, yani sorun çözülene kadar yazmaya devam etmemizi isteyenler. “Sorun çözülene kadar” diyoruz ama bu ülkede birçok sorun çözülmüyor, bunların bazıları için “kaynak yetersizliği” gerekçe olarak gösteriliyor, bazıları içinse isteksizlik var, sorunu ciddiye almama var ve tabii ki bazıları için de irade yok… Mağusa bölgesindeki bazı okulların öğrencilerinin çadırda eğitim yapacak olması mesela… Yıllardır tüm uyarılara rağmen okullar sağlamlaştırılmadı, yeni okullar inşa edilmedi, çocuklar riskli binalarda eğitim aldı… Türkiye’de binlerce can alan depremlerden sonra işin ciddiyetinin farkına varıldı. İşte yıllardır yapılmayan işler nedeniyle bugün çaresizlik yaşıyoruz… Evet çaresizlik… Biz istediğimiz kadar eleştirelim, tepki koyalım, aileler eylem yapsın, yönetenler bir çaresizlik içinde… Şimdi gel de bu kadar öğrenciye derslik bul… Bulunan çare ise çadır… Kafa patlatmadan, özveri ortaya koymadan en kolay yöntem çadır… Üzülmemek, kahrolmamak elde değil, bu çağda çocuklarımız çadırda eğitim alacak… Savaş yok, doğal afet yok ama çadır var… Üniversitelerden bina hizmeti almak, kentteki boş binaları kullanmak, devlete ait binalardan faydalanmak varken çadırlarda eğitim yapılacak. Hatta askerin elindeki binalardan da faydalanılması tavsiyesinde bulunanlar var. Ailelerin online eğitime, öğleden sonra başka okulların sınıflarının kullanılmasına ve aynı anda çocukların birkaç farklı bölgedeki binalara bölünerek ders yapılmasına sıcak bakmadığı söyleniyor. Online eğitim dışındaki seçenekler bana göre çadırda eğitimden daha iyidir ama ailelerin isyanı ve bakanlığı zorlaması, bunca yıldır yapılmayan işlere, ihmale karşı bir isyandır, bir duruştur aslında… Haklıdırlar tabii ki… Çare üretmesi gereken, ülke yöneticileridir… Çadırlara girip nasıl olduğunu ben deneyimlemedim ama bu akşam KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, sosyal medya hesabından bunu deneyimlediğini yazdı. Burak Maviş, Karakol İlkokulu’nu ziyaret ederek, yarın öğrencilerin içinde eğitimin yapılacağı çadırları inceledi ve gözlemlerini aktardı. Burak Maviş, çadırların içinin sıcak, gündüz içerisinde lambaların yanmasına rağmen loş ve çadırlardan gelen lastik kokusunun rahatsız edici olduğunu vurguladı. Çadırların sıcak olacağını ve ışığının yetersiz kalabileceğini zaten tahmin ediyorduk ama buna lastik kokusu da eklendi. Çadıra yıllar önce askerdeyken ve sonrasında seferberlik eğitimlerinde girmiştim, bir kere de Sivil Savunma tatbikatında ama hiçbir zaman çadıra, “orada öğrencilerin eğitim yapacağı” gözüyle bakmadığım için o lastik kokusunu hiç önemsemedim ve unuttum da… Bu arada umarım Meteoroloji Dairesi yanılır, çünkü hafta boyu yağmur yağacağını açıkladı. Çadırda eğitimi, yağmurun da olumsuz etkileyeceğini söylemeye gerek yok herhalde… “Kötünün iyisi olarak” çadıra “evet” diyen ailelerin içi hiç rahat değil, yarın Karakol İlkokulu önünde eylem yapılacak. Eyleme çağrı yapan aileler, o çağrı mesajında kendileri için, “Çocuklarının çadırda eğitim yapmasından utanan aileler” ifadesini kullandı. Hayır, utanması gereken aileler değil, yıllardır bu sorunu çözmeyen ülke yöneticileridir. Aileler neden utansın ki? Çocuklarının layık olduğu binalarda eğim görmesini istemek onların en doğal hakkıdır… Bu ülke insanının önceliğinin ne olduğunu bilmeyen ya da önemsemeyen ve konforu, şatafatı, sözde itibarı için savurganlık yapan, milyonlar harcayanlar utansın… Öğrenci velileri niye utansın ki? Onca sorun varken ülkede, yapılması gereken, önceliği olan onca iş, ihtiyaç varken, halen önceliğin cumhurbaşkanı sarayı ve meclis binası olduğu yönünde ısrarını sürdürenler var. Hal böyle iken, bu ülkede öğrenci velisine mi düşer utanmak? 21’inci Yüzyıl’da evlatlarımız çadırlara mahkûm olurken, sanki de yönetenler, hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi rahat olabiliyor, nasıl oluyorsa… İnsanlara “Bu ülkeyi terk etmeyin” diyorlar, yurt dışında eğitim gören gençlere, “Oralarda kalmayın, ülkenize dönün” diye telkinde bulunuyorlar… Siz geleceğin nesillerine çadırda eğitimi layık göreceksiniz, 50- 60 yıl geriye götüreceksiniz ve sonra da “buralara dönün, göç etmeyin” diyeceksiniz. Ne verebiliyorsunuz ki gençlerinizi bu ülkede tutabileceksiniz?    

12 Mart 2023