Müjde bilindiği gibi “Sevindirici haber verileceği zaman söylenen bir söz” olarak tanımlanır. Yani, söylenen söz veya söyler karşısında hitap edilen kişi veya kişilerin normalin üstünde bir sevinç duy...
Müjde bilindiği gibi “Sevindirici haber verileceği zaman söylenen bir söz” olarak tanımlanır. Yani, söylenen söz veya söyler karşısında hitap edilen kişi veya kişilerin normalin üstünde bir sevinç duygusu yaşaması beklenir.
Halen gündemi meşgul eden maddelerinden biri de hiç kuşkusuz, Türkiye Cumhuriyet’inin Kıbrıs Türküne yönelik açıkladığı aşağı üç müjdedir.
Türkiye Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay, Başbakan Ünal Üstel ile birlikte basın açıklaması yaparak Kıbrıslı Türkler için verdiği 3 müjde ve akabinde yarattığı endişeler aşağıdaki gibidir:
“1. Türkiye’deki sağlık sisteminde Türkiye’deki vatandaşlar gibi KKTC’de de yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yararlanması için çalışmalara başladık.
2. Derinya’da TOKİ ile birlikte sosyal konut projelerini başlatıyoruz.
3. Asrın projesiyle suyu ulaştırdığımız gibi kablo ile elektrik temin projesini başlatıyoruz. Tüm hazırlıklar hükümet nezdinde yürütülecek.”
Öncelikle, KKTC’de yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye’deki sağlık sisteminden yararlanmaları için açıklanan müjde Kıbrıs Türklerini açık ve net olarak kapsam dışı bırakmaktadır. Bu müjdenin Kıbrıs Türklerini de coşturması için iki ülke sosyal güvenlik sistemlerinin mutabakata vararak Türkiye Sağlık Sistemi’nden Kıbrıs Türklerinin de yararlanmasına imkân verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, KKTC’deki Türkiye vatandaşlarını ayrı bir kategoride tutmamız durumunda halen zor günler yaşayan KKTC sosyal güvenlik sitemini tamamen bertaraf etme tehlikesi de ortaya çıkacaktır.
KKTC’de tarih boyunca deneyimlenen nepotik ve haksız uygulamalar, TOKİ öncülüğünde yapılacak sosyal konut projeleri hakkında doğal olarak kaygılar uyandırmaktadır. Öncelikle bu sosyal konut projelerinde ayrıcalık kazandıran herhangi bir kriter dikkate alınmadan sadece en ihtiyaçlı ve şeffaf kıstaslara bağlı hak sahipliği mi dikkate alınacak? Bu konutlar yapılırken kendi müteahhitlerimiz/taşeronlarımız/iş insanımız saf dışı mı bırakılacak? Bu sosyal konutlar ihtiyaç sahiplerini ev sahibi yapmayı hedefliyorsa gençliğin köylerine kök salmalarını sağlamak için dağıtılan kırsal kesim arsalarına ev yapmak için uygun ve makul şartlarda kredi veya katkı yapılacak mı? Kırsal kesim arsalarına yapılan konutların alt yapıları işkence çektirilmeden zamanında yapılacak mı? İşte tüm bu sorular TOKİ’nin sosyal konut projelerine ilişkin farklı zümrelerin taşıdığı endişeleri yansıtmaktadır.
Açıklanan müjdeler ile ilgili ortaya çıkan en son endişe ise Türkiye’den kablo ile elektrik temin projesidir. Öncelikle bu proje uzun yıllardan beri dillendirildiği için gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda güvensizlik hakim durumdadır. Buna ilaveten, enterkonnekte olma açısından bazı kesimlerin teknik olarak bu projenin mümkün olamayacağına ilişkin endişeleri haricinde pek de itiraz görmemektedir. Ancak, arz güvenliği dikkate alındığında; KKTC’deki enerji üretim kapasiteni öldürebilecek, yenilenebilir enerji hedeflerini sekteye uğratabilecek ve sadece küçük bir azınlığa rant sağlayabilecek enerji alım garantili kablo ile temin projesine teknik düzeyde büyük itirazlar yükselmektedir.
Sonuç olarak, belirli zümreler ve toplumun geneli düşünüldüğünde; Kıbrıs Türküne de büyük fayda sağlayacak bahse konu müjdeler/projeler için Kıbrıs Türkünün taşıdığı endişeleri gidermek Türkiye Cumhuriyeti gibi bir dünya devleti için pek de zor olmayacaktır.