Eniz ORAKCIOĞLU

   Sağlık sisteminde yıllardır çözümlenemeyen sorunlardan biri olan hasta hakları ihlalleri, büyüdükçe büyüdü…

   Tahliller için kit eksiklikleri, ilaca erişimde yaşanan sorunlar, bazı alanlarda hasta sayısına yetişemeyen doktor ve hemşire sayısının azlığı zaman zaman hastaların hizmet almasını engelliyor.

   BAĞIMSIZ Gazete’ye konuşan Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD) Asbaşkanı Emete İmge, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre; sağlığın yalnız hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden de tam bir iyilik hali olduğunu söyledi.

   İmge, sağlık sistemindeki güncel durumun, hastaların ilaca ulaşımında yaşadıkları sıkıntılar konusunda üzüntü verici bir tabloyu ortaya koyduğunu vurgulayarak, “Bizler, bu durumu değerlendirirken, mevcut sağlık sisteminin veya daha doğru bir ifadeyle sistemsizliğin hem sağlık hizmetlerine hem de ilaç erişimine dair hak ihlallerine yol açtığını gözlemlemekteyiz” dedi.

   Yıllardır devam eden ve henüz çözüm bulunamamış sorunlara, reçete/ilaç sistemsizliğinden kaynaklanan yeni mağduriyetler eklendiğini belirten İmge, devam eden soruşturmanın neden olduğu belirsizliğin ve karmaşanın, sigortalıların ilaçlara erişimini ciddi şekilde kısıtladığını vurguladı.

   İmge, Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi dahil olmak üzere birçok kamu hastanesinde hekimler tarafından talep edilen bazı laboratuvar testlerinin kit eksikliği nedeniyle yapılamadığı ve bu durumun tedavilerin ertelenmesine neden olduğu bilgisine de ulaştıklarını ifade etti.

   Şu günlerde Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki kalp ve damar hastalıkları polikliğinden hizmet almak için 2024 yılını beklemek gerektiğine dikkat çeken İmge, ülkemizde ölüm sebeplerinin başında gelen diyabet hastalığının önlenmesi ve tedavisi için tek merkez olan Diyabet ve Endokrin Merkezi’nde de hâlâ yetişkin endokrin uzmanı olmadığına vurgu yaptı.

   İmge, kamu sağlık çalışanlarının emeklilik planlamasının zamanında yapılmadığı için kamu hizmetinden ayrılan endokrin uzmanlarının yerine istihdam yapılmadığından sorunun devam ettiğini kaydederek, hâlihazırda hizmet veren 2 diyabet hemşiresinin emekliliği halinde yeni diyabet hemşirelerinin yetiştirilmesi için gerekli adımların da atılmadığını söyledi.

   İmge, Sağlık alanındaki bu sorunlar ve güvensizlik ortamı, sağlık hizmetlerinden yararlanan herkesin "hasta" olması göz önüne alındığında, toplumun genel sağlık hizmetlerinden düzenli olarak yararlanamamasına neden olduğunu vurguladı.

   İmge, sağlıkta hasta odaklı sistem kurmayı vaat edenlerin, hasta haklarını görmezlikten geldiğini ifade etti.

   Eczacılar Birliği’nin Meclis önünde yaptığı eyleme işaret eden İmge, “Eylemde eczacılara hitaben konuşan Sağlık Bakanı ile Çalışma Bakanı, sorunların çözümüne yönelik vaat ettikleri çalışmaların odağına hastayı koymuştur. Bir kez daha altını çizerek sormak isteriz, hasta haklarını koruyan yasal alt yapının oluşturulması daha ne kadar geciktirilecek?” dedi.

      İmge, hasta haklarının yıllardır yasallaşamamasının, tüm bu sorunlara bir katman daha eklediğini kaydederek, sağlıkta hasta odaklı sistem kurmayı vaat edenlerin, hasta haklarını görmezlikten geldiğini vurguladı.

   “Acaba hasta odaklı sağlık sistemi kurmayı vaat edenler, hasta haklarını halı altına süpürmekten ne zaman vazgeçecekler?” diye soran İmge, yaşanan "reçete yolsuzluğu”nun sadece hastalar, hekim ve eczacılarla sınırlı olmayıp, toplumsal travmaya dönüştüğüne dikkat çekti.

  İmge, sözlerine şu şekilde devam etti:

  “Krizin ortaya çıktığı tarihten bu güne üç ayı aşkın bir zamandır,  Çalışma ve Sağlık Bakanlarının hastaların mağduriyetini ortadan kaldırmaya yönelik “sistem iyileştirme” çabaları sonuç vermemiştir. Sigortalı hastaların mağduriyeti devam etmektedir. Yıllardır sorunlara kalıcı çözüm üretmeyen yetkililerin daha fazla gecikme olmaksızın, tüm paydaşlarla birlikte, sağlık ve sigorta sistemini değerlendirmeleri ve hastaların yararına iyileştirmeler yapmaları gerekmektedir. EHHD ve sağlık alanında örgütlenmiş kuruluşlar, odalar ve dernekler yıllardır "ilaç takip sistemi", “sağlık sigortası” ve "sağlıkta otomasyon" geçişine ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadır. Bu noktada, şu anki durumun, belki de daha önce de benzer yolsuzluk veya usulsüzlüklere yol açmış olabileceğini ancak denetim eksikliği ve zorluk nedeniyle tespit edilemediğini düşündürdüğünü söylemek mümkündür.”

“Kronik hastaların mağduriyeti katlanarak arttı”

   İmge, kronik hastalıkları olan ve düzenli ilaç kullanmaları gereken hastaların ya kamu hastanelerinin uzun kuyruklarında bekleyerek, ya da zaten ekonominin darboğazında bulunan ülkede özel hekimlere vizite ücreti ödeyerek ilaca erişebildiklerini vurguladı.

   “Bu durum kronik hastalıkları bulunan bireylerin reçete alabilmek için gereğinden fazla çaba sarf etmesine neden oluşuyla da sorun teşkil etmektedir” diyen İmge, yıllardır otorite tarafından buna bir çözüm üretilmediği için bireylerin de kendi içlerinde kolaylaştırıcı yöntemler bulmalarının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

   İmge, hastalar, eczaneler ve özel hekimler arasında ortaya çıkan ve kronik hastaların ilaca ulaşımını kolaylaştıran bu işbirliğinin, denetimsizlik sorunu olduğu bilinen sağlık sistemimizde birçok suiistimallere yol açtığını kaydetti.

   Kronik hastaların ilaca ulaşımının zorlaştığını ve mağduriyetlerin ortaya çıktığını söyleyen İmge, şöyle dedi:

   “Dünya sistemleri incelendiğinde uzun süreli ilaç kullanım gereksinimi olan kronik hastalarla ilgili sistemi ekonomik ve kullanışlı hale getirmek için bazı yöntemler geliştirildiği görülmektedir. Bunlardan birincisi kronik hastalıkları olan kişilere hastalıklarının gereksinimlerine göre 3 ay, 6 ay veya 1 yıllık raporlar çıkarmaktır.  Otomasyona geçmiş sistemlerde ise doktorun, hastanın en son kontrole ne zaman geldiğini, verilmiş bir randevusu olup olmadığını, gerekli laboratuvar tetkiklerini ve ölçümleri yaptırıp yaptırmadığını ve en son reçeteyi ne zaman aldığını gösteren düzenekler oluşturulduğu görülmektedir. Kişilerin hastalıklarına göre de takip aralıkları düzenlenebilmekte ve randevusunu aksatmış kişilerin ise düzenli aralıklarla ilaçlarını aldıkları eczanelere hastaya iletilmek üzere mesaj gönderilebilmekte ve gerekli kontrolleri yapılmamış (bir yıl içerisinde görülmemiş ve gerekli tetkik ve ölçümleri yapmamış) hastaların tekrar reçetelerinin yazılmayacağı bildirilmektedir”.