Son yıllarda katlanarak artan pahalılık karşısında alınır gibi görünen birkaç girişim dışında somut bir adım atılmadı. “Atılır gibi” dedim. Çünkü, atıldığı kamuoyuna duyurulan bu girişimlerin hayat...

Son yıllarda katlanarak artan pahalılık karşısında alınır gibi görünen birkaç girişim dışında somut bir adım atılmadı. “Atılır gibi” dedim. Çünkü, atıldığı kamuoyuna duyurulan bu girişimlerin hayata geçirilmesi için gerekenler yapılmadığından o adımlar da haber arşivlerinde kalıyor. “Şimdi ucuzluk gelecek” söylemini toplumun hiç hissetmediği, hatta daha da pahalılığın geldiği bir örnek üzerinden tartışacağım. Ardından da gündemde olan bir yasayla ilgili de benzer bir beklentimi gerekçeleriyle ortaya koymaya çalışacağım. Hükümetler arası antlaşmayla, Türkiye’de yayınlanan bir genelgeyle aralık ayından itibaren KKTC’ye yapılan ithalat TL para cinsindendir ya da öyle olması gerekir. Hükümet yetkilileri Türkiye’den KKTC’ye ithalatın TL olarak yapılmasıyla piyasada bir ucuzlama yaşanacağının şovunu yapmıştı. Hatta aynı söylemler maalesef Ticaret Odası’ndan da gelmişti. O günün koşullarında artan pahalılığa olan tepkiyi düşürme görevini yerine getiren bu antlaşmanın 100 gün sonra hiçbir işe yaramadığını net görebiliyoruz. Bırakın ucuzlamayı aralıktan beri hangi ürün aynı fiyatında kalmıştır ki. Bir ürünün satışı TL olunca daha mı ucuz olacağı beklenirdi. Döviz, o günkü kurdan TL’ye çevrilip fatura edildiğinde tüccar için maliyette bir değişim olmayacağını bilmez miydi bu açıklamaları yapanlar. Bilirlerdi. Yıllardır beklenen ve hemen hemen her hükümet döneminde sonuna gelinip sonradan kadük olan Hal Yasası sonunda geçerken yine topluma ucuzluk vaadi sunuldu. Yasayı incelediğimde bir şeylerin oturmadığını görüyorum. Yasa %16 kar marjı öngörüyor. Üreticiden 1 TL’ye alınan bir ürünün tüketiciye 5 TL’den ulaştığı ülkemizde bu yasa uygulanırsa devrim yaşanır. Ama tabii ki uygulanamayacak.   Üretici, tüccar ve satıcı süzgecinden geçen ürünün yüzde 16’yı aşmayacak karlılıkla satışını kim denetleyecek diye baktığımızda içim daha da kararıyor. Neredeyse her bakanlık işin içinde, herkes bir noktadan yetkili olmak için bastırmış olmalı ki denetim konusunda hantal olan her kurum hallerin denetiminde yer alıyor. Korkum ve öngörüm maalesef yasadaki karlılık olayı denetlenmeyeceği için bu yasa da amacına ulaşmayacak ve yapılan şovla kalınacak. Zaten toplumda da heyecan oluşturmadığını düşünürsek inandırıcılığın noksanlığına ulaşmış oluruz. Yurttaş, her iki uygulamanın olumlu yansıması olmayınca her geçen gün daha pahalı ürün tüketmeye devam edecek. Alım gücümüz her gün daha da azalamaya devam ediyor. Ancak hükümet de alım gücümüzü azaltacak yasalara odaklanmaktan da geri durmuyor.