“Benim babam mert adamdı
Mangal gibi yüreği
Yufka gibi kalbi vardı
Hayatım boyunca o'na özendim
Fedakardı
Bir dikili ağacı olmadı belki
Ama kendisi
Onuruyla yaşayan koskoca bir çınardı
Üstümdeki kol kanat
Sırtımı yasladığım dağ gibiydi
Ben babamın oğluyum
Tepeden tırnağa Anadolu'yum...”
İnsanın kimin kanından olarak dünyaya geldiği mühim meseledir. Tesadüfidir diyen var, değildir diyen var, ama gen diye bir yapı var ki her şeyi açıklıyor.
Senin gibi dedem, senin gibi babam, senin gibi atam olduğu için ben şanslıymışım, orası kesin.
İlk kahramanım ve hayatıma değerler katan en yürekli ve en güçlü adam. Seninle birlikte neler öğrendim neler…
İnsanın, atası tarafından ruhuna konulan lokmalar da mühimdir...
Sana o güçlendirici balından, meyvesinden verir, üzerine tırmandırıp her şeyi kuş bakışı gösterir, yıkılmaz kalen olur…
Bu yaşıma kadar tanıklık ettiğim en müthiş adam. Bir bakışından çıkan derin anlamlar benim geleceğimde tekrar edeceğim kariyerime ışık oldu.
Bu hayatın iki yüzünün olduğunu ama bizim hep iyilerin tarafında durarak “iyilik” yapmamız gerektiğini anlattığında küçük yaşlardaydım. Bugün her şey daha bir anlam kazanıyor…
Eve her girdiğimde koltuğunda oturduğunu gördüğüm an içim gülümser, ardından bir rahatlık ve güven gelirdi. Senin koltuğun, bıraktığın izlerin her an bizimle yaşamaya devam ediyor ve edecek...
Sensiz geçen, sessiz geçen bir yıl…
Şu bir gerçek ki, bu yukarıda saydığım sıfatların hepsi Erol TERALI’ya çok yakışmakla birlikte az bile kalıyor…
Bu sebeple uzatmayacağım; “Nadir” bulunan “EFSANE” gibi bir adam…
Daha ne olsun.
Yattığın yerde rahat uyu TERALIM. Mekânın cennet olsun…