Kıbrıs Cumhuriyetinin eşit kurucu ortağı Türkler, 60 yıl 8 aydan beri güya dünyayı idare eden BMGK beşlisinin adaletsiz taraflı oldubitti 186 kararından dolayı dünyadan izoleli ambargolar altında inletilip diğer kurucu saldırgan darbeci ortağa da ezdirilmeye çalışılmaktadır. Hem de darbeci ortağın Kıbrıs sorunundan sorumluluğu aşikar olduğu halde, Türkler de masum oldukları halde. ENOSİS uğruna adayı kana bulayan, Türkleri ortaklık devletinden kovarak 103 köyden göç ettiren, saldırılarla yüzlerce masum Türkü katleden, kaçırıp kaybeden, köylerin halkını çocuk bebe kadın yaşlı demeden top yekün çukurlara diri diri gömen, abluka altında yıllarca baskı ve saldırı altında zulmeden Rumlara, 3 aylığına diye Kıbrıs Cumhuriyetinin tek taraflı egemenliğini ve yönetimini hediye eden BMGK beşlisinin korkunç adaletsizliği, geçici dediği 186 nolu kararın bu gün itibarıyla 728 aya vardığı halde bu hatadan geri adım atmaması, hem Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünü körüklemiş, hem dünyada Adalete olan güvenin yerle bir olmasına sebep olmuş, hem de masum Türk tarafına şantaj baskı yaparak dünya insanlarının da bu kuruluşa güveninin sarsılmasına vesile olmasının yanı sıra, bu gün Gazze’de, Lübnan’da yaşanan katliamların ve soy kırımın da ve diğer ülkelerde yaşanan savaşların da GK beşlisinin çıkarları söz konusu olduğu gün yüzüne çıkmış bulunmaktadır. Dünyada çoğunlukta olan bu ülkelerin, bu beşliden korktuklarından dolayı sessiz kaldıkları gerçeği tehlikenin ve Adaletsizliğin boyutu, buz dağının gözüken tarafı gibidir.
Saldırgan darbecileri dünyanın gözleri önünde kayırmaları, koruyup kollamaları büyük utanmazlıktır, masum tarafa yaptıkları haksızlıklar daha da utanmazlıktır, rezilliktir. BM Çözüm planlarını her defasında reddettikleri halde darbecilere saygı duymaları ve ardından mükafatlandırmaları Allahtan korkmadıklarını gösterir. Türklerin hayatta olmalarının tek sebebi Garantör Türkiye sayesinde olduğunu dünya alem bilir. Ama, ENOSİS’e de tek engel olduğu da bilinir. Hal böyle iken Rumlar, Garantilerin kaldırılmasına ısrar ederler, Türk Askerinin adadan gitmesini de tabii. Yani, ENOSİS yolu ardına kadar açılsın. Ama bu arada Yunan’ın ABD’nin İngiliz’in, Fransız’ın, AB’nin, İsrail’in askerleri, bütün savaş araç gereçleri adada ve denizlerinde andrez oynasın. Kıbrıslı Türkler de aralarında erisin gitsin. İşte Federasyon budur, Rumların Kırmızı çizgileri budur, Türkler eşit değil yamadır.
Bay Guterres, daha önce de yazdık, çözümün anahtarı da kilidi da BM’dedir, Kofi Annan’ın tozlu raflardaki raporundadır. Kilidi açmadan Kıbrıs’a kimi gönderirsen gönder nafiledir. 61 yıldır darbecilere ortak Cumhuriyeti teslim ettiniz 3 ay diye, bakın 728 ay oldu dile kolay 60 sene 8 ay. Bundan da hiç gocunmazsınız, ne hakla Uluslararası Antlaşmalardaki ortaklık haklarımızı gasp edip darbecilere verdiniz, ne hakla? Şimdi da anlaşma şöyle olsun böyle olsun, araya köprü kurulsun falan. Budur Adaletiniz? Kurucu esas Antlaşmaları hem siz yıktınız hem Rumlara yıktırdınız ve çiğnediniz. Bakınız bakalım BM kayıtlarında Rumlardan oluşan bir Cumhuriyet var mıdır beyim? Yerinizde olsam bir gün durmam o adaletsiz kan kokan o batakta.
Bay Guterres, Türk ve Rumların desteklediği Federasyon çözüm tezlerine köprü kurmaya, tarafları memnun etmeye çalışıyormuş bir plan üzerinde. Sayın Guterres, Rumların Türklere yaptıklarından, Cumhuriyete yaptıkları darbelerden, bunca yıl Devleti işgal ettiklerinden, Türkleri üç defa göç ettirdiklerinden, katlettiklerinden hiç hesap sormayacaksınız? Hepsini kapattınız mı yoksa? BM sözde Barış Gücü raporlarını yok mu ettiniz? Türklerin malları mülkleri defalarca yakılıp yıkıldı, talan edildi, tepe tepe da kullanıldı, kullanılır da. Hepsinin üstünü Rum malları kapattı dersiniz? Çok ayıp hem yazık.
Rum Başkan, Guterres’in çabasının hemen haberini aldı, kırmızı çizgilerini mektupla acele bildirdi. Garantileri istemez falan hem peşinen KKTC’nin tanınması ve Rum yönetimi ile eşitlenmesi yönünde Türk tarafının ısrarına karşı mutlaka ‘ÖNLEM’ almasını istedi ve ‘bir müzakerenin çerçevesini ‘ çizdi. Bunu da Federalcilere başta da sn Erhürman’ın bilgisine getirelim.
CTP, geçmişte partiye büyük emekleri geçenleri etkinlikle andı, vefa örneği, bir diyeceğimiz yok. Da, o iki toplumlu müzik korosu hem AKEL’den bazı yetkililerin katılımı nereden çıktı? Belli ki onlarsız su içmeye gitmezler. Seni göreyim AKEL, bu defaki kazık daha okkalı olsun haaaa, gerçi söylemeye gerek yok ama aklında olsun.
Ne demiştik, iktidar Meclis Başkanı seçmeye, Ana Muhalefet de seçtirmemeye toplandı diye. Bu amaçla Mecliste kıyasıya mücadele yaşandı son oylamalarda. Kazandı kazanmadı, Başkan seçildi seçilmedi diye. Muhalefet Maclis Başkan yardımcısı için aday göstermeyecek dedi. Yani, Meclisin çalışmaması, sonunda da kapatılması mı amaçlanıyor? Ellerinde olsa Devleti de kapatacaklar ama güçleri yetmez. Tatile devam, ben Meclis açılmadan evvel önce yıl sonuna kadar tatil demiştim, sonra 2 haftaya indirdim ama yanlış yaptım galiba.
Rum Meclis Başkanı bayan Annita, Garantilerin modası geçti, işgal! askerleri adadan gitsin’ dedi. Garantiler, 1963 ve 1974’ten daha fazla gereklidir Kıbrıs’ta. Siz darbeciler nasıl bu kadar cüretle konuşursunuz geçmişi unutup? Daima 15 Temmuz 1974’ü hatırlatacağız. Yabancı askerler, Güneyi sorma gir hanı olarak belleyenlerdir, yukarıda yazdım. Gazze’yi Lübnan’ı bombalamak için Güneyden uçak kaldıranlardır.