Öğretmen sendikamız, ki ülkenin kalkınmasına geleceğin sağlam temeller üzerine kurulmasına ve geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın en iyi şekilde yetişmesinde baş rol konumunda en önde olan ve bünyesindeki değerli öğretmenlerimizi temsilen bir kamu kuruluşu olan KTÖS, birkaç gün önce Güneye geçerek ilk okul öğretmenlerini temsil eden solcu bir sendikayla futbol maçı yapmıştır. İki sendikaya mensup öğretmenler dostane şekilde bir karşılaşma yapmışlar, bir sonraki karşılaşma için de daha geniş bir şekilde ve karma olarak maç yapmak için anlaşmışlardır. Benim aklıma takılan şudur. Maçtan önce hiç akıllarına geldi mi, Atlılar – Sandallar – Muratağa köylerinde 14 Ağustos 1974’te bu 3 köyün ilk okul öğrencilerinin tümünün hunharca katledilmesini kınadılar mı, saygı duruşunda bulundular mı?
Ortak eğitim için de toka ettiler, Barış, Federal çözüm için de, günün anlamı için de bol bol fotoğraf çektirdiler AKEL’ci yandaş sendikayla. Herhalde AKEL, bu sefer kazık atmayacağına sağlam güvence verdi. Mesela, Türkiye garantisi yerine ABD GARANTİSİ, yetmezse yanında İngiliz garantisi. Nasıl olmasa helikopter üssü inşa edilir, çok yakında da uçak hem deniz üssü. Arkamız yere gelmez dünyalı olur çıkarız sahneye biz da.
Gene ayni sendikanın değerli yetkilisi okullarda ‘ZORBALIK ARTIYOR’ dedi. Hade yahu bu da mı başladı? Şiddet ve zorbalık vakaları önlenemiyor muş. Öğrencilerin öğrencilere karşı, hem Öğrencilerin öğretmenlere karşı, hem da öğretmenlerin öğrencilere yönelik şiddet iddialarına dikkat çekti. Eğitim Bakanlığı da bu meselelere kayıtsız kalırmış, o yüzden çözümsüz kalırmış. Psikolojik danışman hizmetleri isterler hem özel eğitim öğretmeni eksikliği varmış. Bunlar eksik olduğundan bahse konu olumsuzluklar yaşanırmış. Ayrıca öğretmen desteklensin, öğrencilerin psikolojik ve sosyal ihtiyaçları giderilsin, mevzuat eksikmiş, veliyi, öğrenciyi, okulun işleyişi, kuralları, karşılıklı hakları, sorumlulukları konusunda bilgi verilmesi, okul aile sözleşmesi vs. Sayın yetkili, biraz daha okulda kendileri için öğretmen isteyecek, Vallahi tuhaf.
Yahu ma zannedersiniz ilk okullar daha şimdi açıldı? Nedir yahu işi bu kadar yokuşa sürmek, talep üstüne talep. Öğrencilerde varsa eğer yahut öğretmenlerde böyle şiddet davranışları, bunları yaratan en başta sendikalardır. Bu sendikalardır zamanında siyasi protestolara okulları kapatıp çocukları kendi ideolojileri ve çıkarları için yollara meydanlara taşıyan, devletine, Anavatanına sövdürten. Şimdi varsa eğer böyle iddialar, sebebi sendikalardır, bütün asayişi, saygı ve hürmeti aksatan ve bundan nemalanmak isteyen konu sendikalardır. Öğrencinin öğretmenine neden saygısı kalmadı hala anlamadınız, halkın da pek kalmadı, geçmiş ola. Geçmişte öğretmenlere sevgi saygı, hem öğrenciler hem halk arasında nasıl idi çok yazdım, ayrıca otoritesini de itibarını da nasıl olduğunu.
Biz eskiden köyde okul bir odaydı, sınıf 1 den sınıf 6 ya kadar bu odada. Öğretmen bir taneydi. 1955’te EOKA nedeniyle Mağusa’ya göç ettik. İlk okul 5’tim, Mağusa kazası bölgesi içinde Matematik imtihanı yaptılar. İmtihan kağıdını vakit dolmadan verdim, birinci de ben geldim, köylü. Köydeki son öğretmenimiz rahmetli Hasan Mustafa Madi bey idi, önceki ise Alpay Durduran’ın babası, hem camide da hocaydı.
ÖĞRETMENLERE YÖNELİK EĞİTİM. Gazetedeki konu başlığı böyle. Kuir Kıbrıs Derneği öğretmenlere yönelik eğitim düzenliyormuş. KTOEÖS ve KTÖS işbirliğinde öğretmenlere yönelik AB tarafından finanse edilen program yapılacakmış. Diğer yandan Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği de okullarda Barış kültürünü ve kültürlerarası anlayışı teşvik etme hedefli okul öncesi, ilk öğretim, orta öğretim öğretmenlerine yönelik eğitim düzenleyecekmiş. Bunu da Almanya finanse edecekmiş. Daha sonra da bunların bitiminde iki toplumlu öğretmen eğitimine geçilecekmiş. Fazla yorum yapmayacağım. Ey Hükümet edenler siz en iyisi şapkanızı çıkarıp masa üstüne koyun ve doğruca evinize gidiniz. Yahu altımız oyuluyor, Devletin temelleri dinamitleniyor, çocuklarımız başkalarının eğitimiyle yetiştiriliyor, siz da seyredersiniz? Sizin bu girişimlere bir diyeceğiniz yok mu, ilginiz yok mu, ilgilenin ve bu halka bilgi veriniz. Veriniz ki biz de rahat edelim, aksi bir şey yazmayalım, gerekirse destek de verelim. Lakin bu noktada şikayetimiz sizi sizedir. Söz konusu çocuklarımızdır, geleceğimizdir. Öğretmenler öğrenecek çocuklarımıza öğretecek, nedir, nasıldır, yabancılar işin finansmanı, hiç umurunuzda değil? Hade siz işinize bakın Meclis Başkanı meselesine. Sonra da keyfe bakın. Bu şartlarda çocuğum olsaydı Devlet okullarına göndermezdim, bunu da söyleyeyim. NOT. Tüm öğretmenlerimizi kast etmiyoruz, istisnalar ayrı.
Lefkoşa Belediyesi, orkestrasıyla Barış! İçin iki toplumlu koro birlikteliğinde organizeyle Kuzeyde Güneyde konserler veriyor. Lefkoşa’mızın yolları sokakları parkları bir tamam, su kanalları, kanalizasyonlar vs tamam, her şey pırıl pırıl, cap canlı. Helal olsun o zaman, yağmur yağdı diye şikayet falan yok ha, aklınızda olsun. Aha konserler herkese açık varın keyfini çıkarın. Herkes ayakta alkışlar. Ülkenin her tarafında konserler, oyunlar, tiyatrolar, eğlenceler, cadı geceleri, ma ne istersen. Duyan da zannedecek bunların hiç gailesi yok derdi da yok. Dört danbura beş okka. Vur patlasın çal oynasın. Kim sorar Basra Valisini. Bizimkiler taaa Bafa gider Tifi köyüne da vragaların garşısında oynarlar, zıplarlar, ne için barış için, biz ettik siz etmeyin demek için. Durun bakalım çala çala hangi havayı tutturacayık? Hade iyi eğlenceler, iyi öğrenmeler, iyi öğretmeler, hem sağlam barışlar.