Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Mehmet Nizam, üreticiyi desteklemesi ve koruması gereken Toprak Ürünleri Kurumu’nun hem devlet ile hem de üreticiyle sıkıntı yaşadığına işaret etti.
TÜK Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Uzun’un “Bilinçsiz, bu işleri hiç bilmeyen, hiç kimseden de fikir almayan siyasi bir atama” olarak tanımlayan Nizam, söz konusu kişinin Tarım Bakanlığı’nı kaale almadığını, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından yönetildiğini iddia etti.
TÜK Başkanı’nın verdiği ya da veremediği kararlar yüzünden üreticinin zararda olduğunu vurgulayan Nizam, TÜK Müdürü’nün elinden imza yetkisinin alınıp, sekretere verildiğini belirtti. Nizam, TÜK’ün keyfi yönetildiğini, misyonunu kaybettiğini söyledi.
Nizam, sertifikalı tohum ekiminin devlet desteği olmadan sürdürülebilir olamayacağını söyledi.
Nizam, sertifikalı olarak 17 çeşit arpa ve buğday tohumunun bulunduğunu belirterek bu tohumların kuraklığa daha dayanıklı olduğunu vurguladı.
Bu tohumların protein oranının yüksek ve kaliteli olduğunu ve bir kısmının Kıbrıs’tan, diğer kısmının da kurak ülkelere özel üretilen embriyolardan oluştuğunu ifade eden Nizam, bu embriyoların Adıyaman’da hazırlandığını kaydetti.
Sertifikalı tohumla hem üretici hem de ülke rekoltesini artırmayı hedeflediklerini söyleyen Nizam, üretim sektörü için toprakların günden güne kısıtlandığına işaret etti.
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Mehmet Nizam, BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay ve köşe yazarı Emin Akkor’un sunduğu “Empati” programına konuk oldu.
Nizam: TÜK Yönetim Kurulu
Başkanı işi bilmiyor
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Mehmet Nizam, üreticiye köstek olunduğunu ifade ederek ambarların, üreticinin zoruyla bayramdan önce sadece buğdaya açıldığını belirtti. Buğdayın bayramdan önceki iki hafta da biçilebileceğini ancak TÜK’ün bunu teşvik etmediğini anlatan Nizam, şu an biçilen buğdayların kirlendiğini, nemlendiğini, bunun sonucunda oluşan zararın yine üreticiye olduğunu söyledi.
Nizam, TÜK Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Uzun’u işaret ederek şöyle konuştu:
“Bilinçsiz, bu işleri hiç bilmeyen, hiç kimseden de fikir almayan siyasi bir atamadır. Kendisine defalarca ürünün ne zaman alınması gerektiği konusunda bilgi verdim, geç kalınması durumunda ise oluşacak zararı anlattım. TÜK Yönetim Kurulu Başkanı, ne Tarım Bakanlığı’nı, ne Çiftçiler Birliği’ni ne de kendi yönetim kurulunu kaale alıyor. Şu an Cumhurbaşkanı ile Başbakan tarafından yönetiliyor, Tarım Bakanlığı’nı da sallamaz”.
TÜK Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Uzun’un siyasi bir atama olduğunu yineleyen Nizam, “Daha önce UBP’den kendisi aday oldu, kazanamadı. Parti içinde eleştiri, muhalefet yapmaya başlayınca sus payı olarak, TÜK’te görev aldı. Ama kimse kusura bakmasın, bunun ceremesini üretici çekemez. TÜK’ün çiftçiye ve hayvancıya en iyi hizmeti nasıl yapacağı konuşulmalı. Şimdiki gibi üreticinin zararına kararlar alınmamalı” dedi.
Nizam, TÜK Müdürü’nün elinden imza yetkisinin alınıp, sekretere verildiğini de vurgulayarak TÜK’ün keyfi yönetildiğini, misyonunu kaybettiğini söyledi.
“Kıymet tartı bedelleri yeniden düzenlendi”
Nizam, Belediyeler Yasası’nda yapılan değişikle kıymet tartı bedellerinin yeniden düzenlendiğini, ancak Toprak Ürünleri Kurumu (TÜK) Başkanı’nın bu değişiklikten haberinin olmadığını söyledi.
Bu düzenlemenin yaklaşık 1 yıl önce yapıldığını belirten Nizam, bir üreticiye kesilen faturaya bu bedelin de yansıdığını ifade etti.
Nizam, yasaya göre tohumluğa giden ürüne yüzde 2, yemliğe giden ürüne de yüzde 3 kesintiye kadar üreticiye bedel ödenemeyeceğinin belirtildiğini dile getiren Nizam, bu durumun kabul edilemeyeceğini kaydetti.
Nizam, az toprakla daha fazla ürün almak için bu gibi projelerin çok önemli olduğunu belirtti.
Toprak Ürünleri Kurumu’na verilen arpada daha önceden belediyelere yüzde 1 buçuk vergi kesilirken artık yüzde 0.5 oranında kesinti yapıldığına dikkat çeken Nizam, üreticinin haklarını koruma adına Belediyeler Yasası görüşülürken bu konuda ısrarcı olduklarını anımsattı.
Nizam, birim fiyatı üzerine olduğu için önceden her kamyonda 2 bin TL’nin üzerinde belediyeye kesinti yapıldığını, ancak bu verginin yüzde 0.5’e düşürülmesiyle üreticinin parasının cebinde kaldığını ifade etti.
“80 yılda ilk kez böyle bir proje yapıldı”
Sertifikalı tohumların maliyetinin yüksek olduğunu ifade eden Nizam, bu konuda devlet desteği talep ettiklerini dile getirdi.
80 yılda ilk kez böyle bir proje yapıldığını belirten Nizam, deneme projesinin maliyetinin sponsorlarla sağlandığını kaydetti.
Nizam, mevsimsel sıkıntılardan dolayı ülke genelinde birçok bölgeye ekilen 17 çeşit tohumdan en çok buğdayın ön planda tutulduğunu belirtti.
Arpa ve buğdayın aynı standartta ekildiğini, ancak bazı sebeplerden dolayı arpanın kuruduğunu ifade eden Nizam, buğdayın ise büyümeye devam ettiğini söyledi.
Nizam, kendi alanlarında ektikleri sertifikalı tohum civarındaki yerli arpaların 100 kilo civarında çıktığını, ancak sertifikaların 350 kiloda seyrettiğine dikkat çekti.
“Üretici bir dönümden 1 değil,
5 silaj çıkarma şansı bulacak”
Üreticilerin sertifikalı tohumu sahada gözlemleme şansı yakaladığına işaret eden Nizam, bu yıl sertifikalı tohuma daha fazla talep olmasının beklendiğini kaydetti.
Ülkede 150 bin dönüm civarında sano silaj biçildiğini söyleyen Nizam, üreticilerin kendi kendine yeterliliğinin artması için bunun minimize edilmesi gerektiğini vurguladı.
“Bu ürünlerle üretici bir dönümden 1 değil, 5 silaj çıkarma şansı bulacak” diyen Nizam, sertifikalı tohumların yaygınlaşmasıyla daha fazla ürün elde edileceğine dikkat çekti.
“Üreticilere 4 TL destek verilecek”
Nizam, sertifikalı tohumluk alımında devletin 4 TL’lik destek verdiğini kaydederek, bu tohumların birinci kalitede olduğunu söyledi.
“Bu desteğin 5-6 TL olması çok daha iyi olurdu” diyen Nizam, sertifikalı tohumların çok ilgi gördüğünü ifade etti.
Sertifikalı buğdayın kalitesine de değinen Nizam, bu ürünlerden “un” elde edilebileceğini vurguladı.
Bu yıl hasat edilen ürünlerin gelecek yıl da toprakla buluşacağını ancak bu ürünlerin 5-6 yıl sonra ana tohuma dönüşebileceğine işaret etti.
“Aslanköy’e kadar boru döşenecek”
Mehmet Nizam, Türkiye’den gelen suyun tarımda kullanılması konusuyla ilgili de konuştu.
Türkiye’den bu işi yönetmek için gelen heyetle görüştüklerini belirten Nizam, Kanlıdere olarak bilinen dere güzergahından Aslanköy’e kadar boru döşenmesinin amaçlandığını kaydetti.
Nizam, ilk etabın Aslanköy’e kadar olduğunu ancak yeterli görülmesi durumunda bu güzergahın daha ileriye uzatılabileceğini vurguladı.
Su güzergahın yanlış olduğunu savunan Nizam, güzergahın dağ yamacında olması gerektiğini dile getirdi.
Nizam, boruların dağ yamacında olması durumunda bu yamaçların da kullanılabileceğini, ancak dağa pompayla su basılmasının zor olduğunun söylendiğini kaydetti.
“Son yılların en kötü sezonunu yaşıyoruz”
2022-2023 sezonunun henüz tamamlanmadığını ancak son yılların en kötü sezonunun yaşandığını vurgulayan Nizam, 50 bin dönüm civarında dolu zararının olduğunu belirtti.
Dolu yağışının sezonu çok kötü etkilediğini söyleyen Nizam, “Bu sezon çok iyi hasat beklediğimiz birçok alanı dolu mahvetti” dedi.
Nizam, bir yandan kuraklık, diğer yandan dolu yağışının üretimi olumsuz etkilediğini dile getirdi.
“Genel Tarım Sigortası Fonu’nun
devletten 230 milyon TL alacağı var”
Genel Tarım Sigortası’ndaki paranın çiftçi ve üreticinin kendi parası olduğunun altını çizen Nizam, birçok üründen fona kesinti yapıldığını söyledi.
Bu kesintilerin doğrudan Genel Tarım Sigortası’na gitmediğine dikkat çeken Nizam, bu paraların Maliye Bakanlığı’na yönlendirildiğini dile getirdi.
Genel Tarım Sigortası Fonu’nun devletten 230 milyon TL alacağının bulunduğunu belirten Nizam, “Bu para önceden fona aktarılmış olsaydı çok ciddi faiz geliri elde edilebilirdi” diye konuştu.
“Akaryakıt zammı üreticinin
ensesinde yük oluşturuyor”
Akaryakıt zamlarına ilişkin de konuşan Nizam, bir biçerdöverin (Kombay) günlük en az 120 litre yakıta ihtiyaç duyduğunu; bu rakamın 160 litreye kadar çıkabileceğini söyledi.
Nizam, en büyük girdi maliyetinin akaryakıt olduğunu belirterek yükselen mazot giderlerinin üreticinin ensesinde yük oluşturduğunu vurguladı.
“Hür eşekler tuzaklarla yakalanmalı”
Karpaz bölgesindeki hür eşeklerin Boltaşlı’ya kadar indiğini belirten Nizam, bu eşeklerin tuzaklarla yakalanması gerektiğini söyledi.
Nizam, ağustos ayında eşeklerin yiyecek bulamayacağını ifade ederek bir eşeğin günde bir rulo balyayı yiyebileceğine işaret etti.
Eşek tuzaklarının ağustos ayında kurulması gerektiğini dile getiren Nizam, sıkıntılı bölgeler için bariyer ve ızgaraların da yapılmasının şart olduğunu belirtti.