İstatistik Kurumu’nun “2022 Hane Halkı İşgücü Anketi” sonuçlarına göre, KKTC’deki işsizlik oranının yüzde 6,3 olarak belirlenmesi kafa karışıklığı yarattı. Konuyla ilgili bagimsiz.com’a konuşan Devlet Planlama Örgütü’ne (DPÖ) bağlı İstatistik ve Araştırma Dairesi Eski Müdürü ve söz konusu anket çalışmasının ilk uygulayıcılarından Güner Mükellef, “2022 Hane Halkı İşgücü Anketi”nin 2011 nüfus yapısını baz alması nedeniyle gerçeği yansıtmadığını savundu. Mükellef, 2011 nüfus sayımının zaten hatalı olduğu üzerinde durarak, gerçekçi bir sonuç elde edilebilmesi için yeni bir nüfus sayımı yapılmasına ve örneklem tasarımının da buna göre hazırlanması gerektiğine dikkat çekti.   “Yüzde 6,3’lük işsizlik oranı yaşananlara göre düşük kalıyor”   Eski Devlet Planlama Örgütü’ne bağlı İstatistik ve Araştırma Dairesi Müdürü Güner Mükellef,  İstatistik Kurumu’nun 2022 Hane Halkı İşgücü Anketi’nin 2011’deki nüfus yapısına göre gerçekleştirildiğini belirterek, hem aradan geçen 12 yılda nüfus yapısının değiştiğini hem de 2011’deki nüfus sayımının hatalı olduğunu kaydetti. Hane Halkı İşgücü Anketi’nin her yıl 2011’deki nüfus yapısına göre gerçekleştirildiğini dile getiren Mükellef, tüm bu nedenlerden dolayı 2022 Hane Halkı İşgücü Anketi’nde ortaya çıkan yüzde 6,3 işsizlik oranının gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Mükellef, bölgelerde yaşananlara bakıldığında ülkedeki işsizlik oranının yüzde 6 buçuk civarında olmasının düşük kaldığını anlattı.   “Araştırmada 2011 nüfus yapısından hareket edilmesi sıkıntı yaratıyor”   Mükellef, hane halkı işgücü anketinin her yıl yapılmasının 2004’te görevde olduğu sırada kendisinin oluşturduğu bir proje olduğuna işaret etti. Mükellef, 2022 Hane Halkı İşgücü Anketi çalışmasında en büyük sıkıntının örneklemde gerçekleştiğine işaret ederek, 2020’den bu yana pandeminin de etkisiyle 2011 nüfus sayımına göre yapılan çalışmanın örnekleminde bazı hataların söz konusu olduğunu söyledi. Anket çalışmasının örneklem tasarımının 2011 nüfus sayımının verisi üzerine yapıldığı üzerinde duran Mükellef, inşaatların artış göstermesine bağlı olarak yeni yerleşen kişilerin veya pandemi döneminde ülkelerine dönen kişilerin örneklemin dışında kaldığını anlattı. Mükellef, 2021-2022’deki anket çalışmaları yürüten arkadaşından aldığı bilgiye göre evinde bulunmayan kişilerle anket yapıldığını belirterek, KKTC’yi terk eden ve gelip gelmeyeceği belli olmayan kişilerle yapılan anketin ne kadar sağlıklı olup olmadığını sordu. Doğru bir örneklem tasarımı oluşturulması için yeni bir nüfus sayımının yapılması gerektiğini kaydeden Mükellef, 2011’deki nüfus verisinin o dönemde yapılan sayımı yansıttığını, bugünü yansıtmadığını söyledi.   “Eski nüfus sayımı gerçekçi bir oranın ortaya çıkmasını engelliyor”   Mükellef, şöyle konuştu: “İlçelerin nüfus oranlarına göre ilçelerdeki sokaklar seçilir. Lefkoşa’da 120 bin kişi, Güzelyurt’ta 50 bin kişi ikamet ediyorsa biz toplam anketi 120 bin ve 50 bine göre oranlarız. Diyelim ki Lefkoşa’da 80, Güzelyurt’ta 30 anket çıktı. Ondan sonra ilçelerde sokaklar çekilir. Sokakların içerisindeki evler ve evlerden sonra kişiler söz konusu olur. Bu ankette referans alınan ise kişidir. En son örneklem kişidir. Bu nedenle burada yeni sokaklar kayıtlarda var mıdır yok mudur, sokaklardaki yeni evlerin kaydı var mı… Sorun bunlardadır.” Örneklem içerisinde yer alan hanenin boş olması durumunda başka bir haneye gidilmesi için farklı bir örneklem yapıldığını belirten Mükellef, iki hane arasındaki benzerliğin ne kadar doğru olduğunu sordu. Mükellef, 2011 nüfus sayımının eski bir yapı olduğunu kaydederek, bu eski nüfus yapının şu anki nüfusun işsizlik oranını gerçekçi bir şekilde ortaya koymada engel olduğunu söyledi. Mükellef, şöyle devam etti: “Eğer siz ülkenizdeki hane sayısını, açılan sokakları, mahallede yaşayan veya yaşamayan insanları, boş haneyi veya dolu hanede kaç kişinin yaşadığını, bunların yaş gruplarını, eğitim gruplarını kayıtlarınıza alamazsanız daha sonra faktörleme aşamasında sorunlar yaşarsınız. 2011’de yapılan bir nüfus sayımıyla 2023’teki nüfus arasında bir farklılık olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bu farklılığı yansıtmayan bir örneklem tasarımı ulaşılacak sonuçlarda da sorun yaratıyor.” Yeni bir nüfus sayımı yapılırsa, adresler yenilenirse, nüfusun en son sayısı ortaya çıkarsa faktörlemede ve örneklem tasarımında doğru yolun gösterilmiş olacağını bildiren Mükellef, ülkedeki işsizlik sayısının yüzde 6 oranında olup olmadığının bu güncel veriler ışığında belirlenebileceğini söyledi. Mükellef, yeni bir nüfus sayısı yapılması durumunda örnekleme tasarımının yeniden oluşturulması gerektiğini belirterek, gerekirse eski çalışmalardaki faktörlemelerin yeni nüfusu sayımı verileriyle değerlendirilebileceğini kaydetti. Mükellef, tüm bunların ardından eski çalışmayla yeni çalışma arasındaki farklılıkların da istatistik veri olarak tekrar yayımlanmak zorunda olduğunu dile getirdi. Nüfus sayısı 20 bin olan Lefke’nin örnekleminin 2011’deki 15 bin kişilik nüfus sayısından oluşturulması durumunda 5 bin kişinin getireceği işsizlik sayısının kaybedileceğini ifade eden Mükellef, şöyle konuştu: Lefkoşa’ya ağırlık verdiğinizde onların nüfus sayısı daha yüksek olduğu için bu ilçedeki anketi genele yayarsınız. Diyelim ki Lefkoşa’nın nüfus sayısı 30 bindi. Böyle olunca anketin fazlasını Lefkoşa’ya verirsiniz.  Lefkoşa’da da çalışan fazla kişi olduğu için çalışmayan kişi sayısı az, çalışan kişi sayısı çok oluyor.” Anket çalışmaları kapsamında örneklem tasarımının nasıl oluşturduğuna yönelik de bilgi veren Mükellef, KKTC’nin genel nüfusunun ilçelere göre bölündüğünü ve oranların ortaya çıkarıldığını söyledi. Mükellef, örneklem tasarımında toplam nüfus üzerinde yüzde 3’üne anket uygulanması durumunda  5 bin 200 anket uygulanmış olacağını belirterek, bu 5 bin 200 anketin ilçelere ne kadar dağıtılacağının nüfus ağırlıklarından hareket edilerek bulunduğunu kaydetti.   “Sosyal Sigortalar Dairesi’ndeki işsiz tanımıyla bizim işsiz tanımımız aynı değil”   Mükellef, Sosyal Sigortalar Dairesi’ne kayıtlı işsiz sayısıyla İstatistik Kurumu’nun hiçbir bağlantısının bulunmadığını dile getirerek, istatiksel araştırmadaki işsiz tanımıyla Sosyal Sigortalar Dairesi’nden işsiz tanımının farklı olduğunu ifade etti. İş bulması durumunda başlayamayacak olan, iş aramayan, iş bulma ümidi olmayanların istatiksel anlamda “işsiz” olarak tanımlanmadığına işaret eden Mükellef, Sosyal Sigortalar Dairesi’nde ise işini değiştirmek isteyen kişilerin işsiz olduğuna yönelik bir kayıt yaptırabildiğini anlattı. Mükellef, yapılan anket çalışmalarında referans haftasının baz alındığı üzerinde durarak, “Geçen hafta ücret karşılığı veya aynı geliri elde etmek için bir saat bile olsa herhangi bir işte çalıştınız mı” sorusunu yönelttiklerini açıkladı. Söz konusu kişi bir saat bile çalışsa ve karşılığında para değil de bir kasa patates bile alsa o kişinin işsiz olarak tanımlanamayacağını vurgulayan Mükellef, kişinin hayır demesi durumunda ise diğer sorularla işsiz olup olmadığı belirlene kadar başka soruların sorulduğunu söyledi.  

Editör: TE Bilisim