Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını ve toplumun bu ücretle zorunlu gıda harcamalarını bile karşılayamadığını belirterek, yeni asgari ücret belirlenirken vergi dilimlerinde ve muafiyetlerde düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı.

   Bengihan, Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın vergi dilimleri ve muafiyetler konusunda kendilerini görüşmeye çağırmazsa eyleme gideceklerini söyledi.

   Bengihan, BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay ile Köşe Yazarı Emin Akkor’un hazırlayıp sunduğu “EMPATİ” programına katıldı.

 Bengihan: Şartlı Tahliye Kurulu’na başvuru şartları değiştirildi

 

   Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, mahkeme tarafından hüküm giyenlerin cezaevinde, pansiyon ve öğrenci yurdu şeklinde ifade edilen yerlerde ise ülkede kaçak oldukları anlaşılan ancak tutuklanmamış ve hüküm giymemiş kişilerin kaldığını kaydetti.

   Kayıt dışı olanların davası dosyalanmadan Türkiye’ye ihraç edilmesiyle ilgili anlaşma imzalandığını ve bunun önemli bir adım olduğunu dile getiren Bengihan, tutukluların cezaevinde kalmasının hem maddi olarak masraf çıkardığını hem de cezaevinin kapasitesinin dolmasına neden olduğunu ifade etti.

   Bengihan, cezaevinde mahkum ve tutuklu sayısının artması nedeniyle hükümetin tüzükte Şartlı Tahliye Kurulu’na yapılan başvurularda değişikliğe gittiğine işaret ederek, Şartlı Tahliye Kurulu’na geçmiş dönemlerde cezasının yarısını çekenlerin başvurabildiğini, şu an ise cezasının üçte birinin çekenlerin buna başvurabildiğini söyledi.

   “Adam öldürme” ve “Adam öldürmeye teşebbüs” suçlarını işleyen kişilerin de geçmiş dönemlerde cezalarının beşte üçünü çektikten sonra Şartlı Tahliye Kurulu’na başvuru yapabildiğine dikkat çeken Bengihan, bunun da cezanın üçte birinin çekilmesi şeklinde değiştirildiğini vurguladı.

   Bengihan, bu başvuruların 90 günlük süre için olduğu üzerinde duran, bu sürenin son iki yıl içerisinde beşinci kez uzatıldığını belirterek, tüzüğün kurulun ayda en fazla iki kez toplanma hakkı verdiğini kaydetti.

“Mahkemenin kararları idarenin keyfine göre değiştirilmemeli”

   Bengihan, Şartlı Tahliye Kurulu’nun üyeleri hakkında da bilgi vererek şöyle konuştu:

   “Şartlı Tahliye Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı müsteşarı başkan görevindedir. Cezaevi müdürü, Danışma Kurulu başkanı, Sosyal Hizmetler Dairesi müdürü olmak üzere dört kişi siyasi üyedir. Beşinci sırada Barış Sinir ve Ruh Hastalıkları Hastanesi başhekimi, altıncı sırada polis birinci ve ikinci yardımcısı, yedinci kişi ise Başsavcılığın yönlendirdiği kişidir.”

    Mahkeme kararlarının tüzükle kurulan ve siyasi ağırlığı olan komiteler tarafından bozulmaması gerektiğini dile getiren Bengihan, bu komisyonların çerçevelerinin de yasalarla belirlenmesi gerektiğini ifade etti.

    Bengihan,  özellikle mahkemelerin kararlarının tüzükle oluşturulmuş ve yetkisi yasalarla çizilmeden idarenin keyfine bırakılarak değiştirilmesinin doğru olmadığını vurgulayarak, kuruldaki 7 kişinin 4’ünün siyasi olması nedeniyle bu kararların sorgulanır olduğunu söyledi.

   Bazen cezaevinin doluluğu bahane gösterilerek siyasilere yakın olan bazı isimlere yönelik uygulama da yapıldığına işaret eden Bengihan, Şartlı Tahliye Kurulu’na cinsel suçlar işleyen ve hükümlü borcu olan kişilerin başvuru yapamadığını söyledi.

   Bengihan, dünyada ve Türkiye’de de Şartlı Tahliye Kurulu’nun yetkisinin yasalarla belirlenmiş olduğunu ve komisyondaki ağırlığın ise Adalet Bakanlığı, savcı ve yargıçlarda olduğunu anlattı.

   Şartlı Tahliye Kurulu’na başvurudaki değişikliklerin nedeninin cezaevinin kapasitesinin dolmuş olması şeklinde açıklandığını anımsatan Bengihan, cezaevindeki yoğunluğun azaltılabilmesi için öncelikle giriş çıkışların kontrol altına alınması gerektiğini ifade etti.

   Bengihan, cezaevindeki tutuklu ve mahkumların yarısından fazlasının yabancı uyruklu kişilerden oluştuğuna işaret ederek, üniversitelerin bu öğrencileri getirirken kayıt harçlarını aldığını ancak öğrencinin okula devam edip etmediğinin takibini yapmadığını anlattı.

   Bengihan, aynı durumun ülkedeki çıraklık okullarında da gözlemlendiğine dikkat çekti.

“Asgari ücret hayat pahalılığı oranında otomatik olarak artmalı”

   Bengihan, asgari ücretin sürekli gündeme getirilmesi istenmiyorsa Asgari Ücret Yasası’nda “Hayat pahalılığı açıklandığı zaman ve bu kamu görevlisi ve emekliklere yansıtıldığında asgari ücret de bu oranda güncellenir” şeklinde bir ibare konulması gerektiğini belirterek, böylelikle bu tartışmaların yaşanmayacağını kaydetti.

   Bengihan, şöyle devam etti:

   “Emekten ve emekçiden yana bir hükümet gelirse, şöyle bir madde koysunlar: Asgari ücretli kişiler her yıl çalıştıkları süre karşılığında kıdemine göre maaş alır. 10 yıldır çalışan bir işçiyle yeni başlayan bir işçi aynı maaşı almasın. Bunun yanında bu işçilerin maaşları yaptıkları işlerin tehlike ve risklerine göre belirlensin.”

   Bengihan, İşverenler Sendikası Başkan Yardımcısı Metin Arhun’a seslenerek, işverenlerin vardiya-rotasyon ücretlerini vermediğini bilip bilmediğini sordu.

   Bu konunun İş Yasası’nda bulunduğuna işaret eden Bengihan, bu yasaya birçok sektörünün uymadığının altını çizdi.

   Bengihan, Arhun’un Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın açıklaması sonrası mal ve hizmet ürünlerine yüzde 48,5 oranında artış yaptıklarını söylediğine işaret ederek, “Madem böyle bir artışı yansıttınız, bunu işçilere de yansıtın” dedi.

     Bengihan, ülkede hayat pahalılığı artmadığı sürece asgari ücrete ve kamu maaşlarına artış talep etmeyeceklerini belirtti.

“Toplum, asgari ücretle zorunlu gıda harcamalarını bile karşılayamıyor”

   Açlık sınırını her ay düzenli olarak belirlediklerini kaydeden Bengihan, bu çalışmayı Yataklı Tedavi Kurumu Dairesi’nin dört kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için oluşturduğu tüketim kalıplarına ve bu kalıpların İstatistik Kurumu’nun piyasadan elde ettiği fiyatlara göre yapıldığını söyledi.

   Bengihan, bu ayki açlık sınırının 17 bin 880 TL çıktığını anımsatarak, asgari ücretin 430 sterlin, açlık sınırının ise 480 sterlin olduğunu açıkladı.

   Buna göre asgari ücretin şu an sadece zorunlu gıda harcamalarını bile karşılamadığını dile getiren Bengihan, bu asgari ücretle evin kirası, aracın akaryakıtı gibi giderlerin hiç karşılanamayacak olduğunu ifade etti.

   Bengihan, bu durumun asgari ücretin ne kadar geri planda kaldığının bir göstergesi olduğunun altını çizdi.

“İstatistik Kurumu’nun gıda sepeti 9 yıl geriden geliyor”

   İstatistik Kurumu çalışanlarının hayat pahalılığı çalışmalarını Tüketici Fiyatları Endeksi sepetine göre yaptığını belirten Bengihan, bu sepetin de 2015 yılına ait olmasından dolayı 9 yıl geriden geldiğini kaydetti.

   Bengihan, sepetin geriden gelmesinden dolayı şu anki ağırlıklı tüketim alışkanlıklarıyla 9 yıl önceki tüketim alışkanlıkları arasında bir fark da oluştuğunu dile getirerek, bu tüketim alışkanlıklarının maaşın kaçta kaçına denk geldiğinin de güncel olmadığını ifade etti.

    Şu an maaşların büyük bir kısmının gıdanın yanı sıra sağlık ve eğitim gibi alanlara gittiğine işaret eden Bengihan, bu nedenle sepetin güncellenmesi gerektiğini vurguladı.

“Vergi dilimleri ve muafiyetleriyle ilgili düzenleme yapılmalı”

   Bengihan, vergi dilimleri ve muafiyetlerin maaş ve ücretler açısından çok önemli olduğunu belirterek, hayat pahalılığının yüzde 40,84 oranında olduğunu ancak vergilerin kesildiğini ve vergi dilimlerinin adaletli olmadığını kaydetti.

   Maliye Bakanlığı’ndan vergi dilimlerini düzenlenmesini ve yeni asgari ücretin 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girmesini talep ettiklerini dile getiren Bengihan, şöyle devam etti:

   “1 Ocak’tan itibaren olan asgari ücret kişisel muafiyetlerde dikkate alınır. O asgari ücret şu an 18 bin TL’dir. Eğer bu ücret 27 bin TL olursa, bu ücretin üzerinden muafiyet verilir. Örneğin Bakanlar Kurulu asgari ücretin yüzde 110’una veya yüzde 94’üne kadar muafiyet vereceğini söyler. Böyle olursa 27 bin TL’ye kadar vergi alınmaz. 27 bin TL’nin üzerindeki rakamdan vergi alınır. Böyle olunca da cebimizdeki net para da artar.”

   Bengihan, bu noktada yaşanan sorunlardan dolayı hayat pahalılığı yüzde 40 oranında çıkmasına rağmen vergilerden dolayı halkın cebine yüzde 28 oranında para girebildiğini belirterek, vergi dilimleri ile muafiyetler yapılırsa bu sorunların ortadan kalkacağını kaydetti.

   Bengihan, Maliye Bakanı’na “Vergi dilimlerini ve muafiyetleri konuşmak için protokol masasına bizi çağırman gerekirdi” şeklinde çağrıda bulunduklarını dile getirerek, böyle bir çağrı yaptığını, o dönem de kendisi yerine müsteşarının orada bulunduğunu ifade etti.

   Vergi dilimlerinin düzenlenmesinin yasa değişikliği gerektirdiğini ve bunun konuşulması için çağrı beklediklerini söyleyen Bengihan, bu hafta içerisinde o çağrıyı almazlarsa Maliye Bakanı Özdemir Berova’ya yönelik eylem yapmaları gerekeceğini vurguladı.

   Bengihan, Ercan Havalimanı’ndaki sorunlara yönelik birçok açıklama yaptıklarını belirterek, Erhan Arıklı hakkında yaptığı açıklamaların sayısını unuttuğunu kaydetti.