Geçtiğimiz hafta Maliye Bakanı Dr. Özdemir Berova,lüks tüketim içerisine girebilecek olan bazı KDV oranlarını yükseltme yaptıklarını açıklamıştı.
Bakan Berova, Katma Değer Vergisi’nin (KDV) ülkenin şu anda en önemli gelir kaynaklarından bir tanesi olduğuna vurgu yaparak, KDV oranlarının düşük kaldığı noktaların tespit edildiğini belirterek lüks tüketim içerisine girebilecek olan bazı KDV oranlarında yükseltme yaptıklarını açıkladı. Buna göre; 300 metrekare eve sahip olacak bir kişinin KDV oranını yüzde 16’dan yüzde 20’ye yükselttiklerini ve ATV ve jet ski gibi lükse girebilecek ürünlerde KDV oranlarında da birtakım artışlar yaptıklarını ifade etti.
Bir iktisatçı olarak lüks tüketim ürünlerine yapılan KDV artışını yorumlamak için alınan kararın arka planını bilmemiz gerekmektedir. Şöyle ki; Sayın Berova bu açıklamayı neden yaptı? Lüks tüketimde KDV artırımı ile neyi hedefledi? Bahse konu KDV artışı ile ne kadar vergi geliri hedeflenmektedir? Bütçe disiplinini sağlamakta sadece lüks tüketime konacak KDV artışından mı medet umulmaktadır?
Kısa bir süre sonra anlıyoruz ki; Berova ‘2023 Yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İktisadi Ve Mali İşbirliği Anlaşması’nda üzerine düşen görevi yerine getirdiğine yönelik malum kesimlere mesaj vermektedir. Bu şekilde ödevini yaparak Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine mahcup olmayacağının haklı gururunu yaşamaktadır.
Sayın Berova lüks tüketim içerisine girebilecek olan bazı KDV oranlarını yükseltme ile nokta atışı şeklinde ‘2023 Yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nın reform konusu 1.1 Kamu Maliyesi olan ilgili eylemleri yerine getirmektedir. Bu açıdan, yanlış anlamaya fırsat vermemek için KDV artışını keşke milletler arası anlaşma gereği yaptığını samimi olarak ifade edebilse idi.
Sayın Berova’nın sanki de defterin ortasından açıklama yapmasının temel müsebbibi hiç kuşkusuz bürokrat ve teknokrat kadrosudur.
Sayın Berova yapacağı ilk açıklamada kamu maliyesini bir bütün olarak ele alan temel vizyonunu ortaya koyarken KDV artışını ise sadece tali bir unsur olarak ele alması gerekirdi. Şöyle ki, kapsamlı vizyonunun unsurlarını lüks tüketime KDV artışından önce aşağıdaki gibi sıralaması daha isabetli olmaz mıydı?
· KTTO Başkanı Turgay Deniz’in ifadesine göre; ülkemizde Kayıt dışı ekonomi yüzde 80 oranındadır. “Vergisel anlamda kayıt dışı ekonomi, vergi kaçırma veya vergiden kaçınma güdüsü ile vergi idaresinin bilgi alanı dışında bırakılmış faaliyetler bütünüdür” (ALTUĞ, 1994). Bu durumda haksız rekabeti önlemek ve bütçe açığını gidermek için kayıt dışı ekonomiyi önlemeyi Sayın Berova önceliklerinin başına koyması gerekmez miydi?
· Vergi adaletinin mali güce dayalı vergilendirme ile sağlanabileceği gerçeğinden hareketle; dolaysız vergilerin vergi gelirleri içindeki oranının nasıl artırılacağı konusundaki önlemleri Sayın Berova önceliklerinin arasına koyması gerekmez miydi?
· Maastricht Kriterlerinin oldukça gerisinde olan ülkemizde borç stoğu/ GSYİH oranının kabul edilebilir limit olan %60’a çekmek için alınabilecek önlemleri Sayın Berova önceliklerinin arasına koyması gerekmez miydi?
· Temel motivasyon Türkiye ile imzalanan milletler arası antlaşma ise AB müktesebatına uyum çerçevesinde Türkiye’de de uygulanan Özel Tüketim Vergisinin de (ÖTV) gündeme getirilmesi gerekmez miydi? ÖTV, belirli mal veya ürünler üzerinden alınan bir harcama vergisidir. ÖTV, bir ürünün ithal edilmesinde ya da ilk satışında ortaya çıkar ve sadece 1 kez alınır. KDV ise malın ilk ya da sonraki satışlarında uygulanmaktadır. Avrupa Birliği ile uyum çerçevesinde kabul edilen ÖTV Lüks tüketim ürünlerine (mücevher, kürk, motorlu taşıtlar, beyaz eşya vb.), İnsan sağlığına zararlı ürünlere (tütün mamulleri, alkollü içecekler) ve Çevreye zarar veren ürünlere (fosil atık, benzin, kömür vb.) uygulanır .
· Lüks tüketime KDV oranlarından bahsetmeden önce ülkemize uygun olarak enderlik prensibi ve hedonizm (hazcılık) kavramları çerçevesinde lüks ürünlerin belirlenmesi gerekmez miydi?
Sonuç olarak; bürokrat ve teknokrat kadrosunun kifayetsizliği nedeniyle Maliye Bakanı Sayın Dr. Özdemir Berova, KKTC’de mali disiplini sağlama perspektifi açısından maalesef gerekli idrak ve inkişaf ortaya koyamamıştır.