Yaklaşık bir haftaya yayılan elektrik kesintilerinin ardından KIB-TEK’in yetkilisi açıklama yapmış, “arızanın giderildiğini”, kesintilerin son bulduğunu bildirmişti.
Bu açıklamanın medyaya yayıldığ...
Yaklaşık bir haftaya yayılan elektrik kesintilerinin ardından KIB-TEK’in yetkilisi açıklama yapmış, “arızanın giderildiğini”, kesintilerin son bulduğunu bildirmişti.
Bu açıklamanın medyaya yayıldığı dakikalarda marketteydim, kasada kuyrukta bekleyen birkaç kişi bu haberi okuyunca sevinç yaşadı.
Haberi gören, diğerlerine “Müjde elektrik kesintileri son bulmuş, planımızı ertelememize gerek kalmadı” dedi. Kendi aralarında bir sevinç, bir mutluluk havası vardı.
Arkamda bekleyen bir adam omzuma dokunarak, “Gördün mü Ali Bey, kesintilerin son bulması gençleri sevindirdi. Halbuki olması gereken, elektrik kesintisiz bir hayattır. Halkın bu kesintilere çok büyük öfke, tepki göstermesi gerekirken, insanlar arıza giderildi diye seviniyor” dedi.
Evet adam haklıydı… Bu ülkede olması gerekenler olmuyor, zor bela olunca da müjde gibi sunuluyor.
Hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimlerin çoğu yapmaları gereken asli görevlerini yıllardır bize müjde ya da “yeni icraat” gibi sunuyor.
KIB-TEK’in yaşadığı sorunlar, elektriğin çok pahalı oluşu ve sıkça kesintiler olması bu ülkenin en ciddi sorunlarından birisi ama buna bile halkı alıştırdılar.
Kötüye alışmak, kanıksamak bu ülke halkının ciddi zafiyeti kuşkusuz.
Elektrikle ilgili sorunlar beklenmedik bir şey değildir, göz göre göre başımıza gelen bir felakettir.
İhmaller, istismarlar, beceriksizlikler arka arkaya geldi, rant kavgaları herkesin gözleri önünde yaşandı, halen de devam ediyor.
Kimlerin sorumlu olduğu, kimlerin KIB-TEK’in bu durumda olmasına yol açtığı apaçık ortada, bunlar Sayıştay raporlarına ve başka raporlara da yansıdı…
Kurumda ihale sistemini bozdular, ihale dışı doğrudan alımlarla kurumu daha da zarara uğratacak pahalı akaryakıt satın alındı, kötü yakıtlarla hem makineler bozuldu hem çevre kirliliğine neden olundu.
Çeşitli bahanelerle, defalarca ihaleler iptal edildi, bin türlü Alicengiz oyunu oynandı.
Ülkeyi yönetenler her “Sorunu çözdük” dedikten bir süre sonra yine sorunlar, sıkıntılar yaşandı.
İhalesiz ama ucuz akaryakıt geleceğini söylediler ama bu akaryakıt hep geç geldi, sürekli “yakıt bitiyor”, “üç günlük yakıt kaldı” gibi haberlerle gündeme geldi KIB-TEK, sürekli “yakıtsız kalıyoruz, elektrikler kesilecek” korkusu…
Öte yandan bakım yapılmadığı için Teknecik’te sürekli arızalar meydana geliyor.
Bir hafta yakıtın geç gelmesinden elektrikler kesiliyor, diğer hafta arızalardan…
En pahalı elektriği satın alıyoruz ama hizmet de sıfır…
Geçen hafta kesintiler nedeniyle hem işyerleri büyük sıkıntı yaşadı hem de hane halkı.
Sağlık sorunu olan, hayatı elektriğe bağlı birçok kişi ölümle burun buruna geldi, sağlık sorunu olanların borçlanıp jeneratör satın aldığına tanık olduk.
Yaşanan bu işkencenin sorumluları var ama onlar hiçbir şey olmamış gibi ortada dolaşıyor ve halen birçok konuda akıl veriyor, ahkâm kesiyor.
KIB-TEK’i perişan hale getirenler, bunun hesabını vermelidir ama öyle olmuyor işte, maalesef sorumlular cezalandırılmıyor.
“Arıza giderildi, yakıt da geldi, müjde, normale döndük…”
Ne müjdesi? Bunca rezaletin ardından müjde mi denir buna?
Peki nereye kadar? Birkaç gün sonra yine arıza diyecekler, yine yakıt geç gelecek, yine elektrikler kesilecek, çünkü sistem, düzen bozuldu, çünkü işler ters gidiyor…
Muhabir arkadaşımız Ahmet Karagözlü bir süre önce Güney Kıbrıs’a geçip, sokaktaki insanlara “En son ne zaman elektriğiniz kesildi?” diye sorduğunda yüzüne tuhaf tuhaf bakmışlardı. Sanki çok saçma bir soru sormuş gibi…
Rum gençler “öyle bir şey yaşamadık” derken, yetişkinler ise “çok uzun zaman önce” diyor, hatırlamakta zorlanıyordu.
Kuzey Kıbrıs’ta ise elektrik kesintisi toplumun kaderiymiş gibi bir hale dönüştü. Sorunu kökten çözme gibi bir niyet, hazırlık ve irade de yoktur. Hep lâf vardır, boş lâflar…
Elektrik kesintileri, bu soğuk kış günlerinde hem halka yönelik sıkıntıya hem ekonomik kayba neden oluyor ama oralarda halen bir rant kavgası var ve son bulmuyor, kurum bu kadar zor durumdayken bile…
İsyan etmemek, çıldırmamak elde değil ama halk da kanıksadı, herkes film seyreder gibi olan biteni seyrediyor, bakalım sonu nereye varacak diye.
Olacağı şu ki; kaybeden, sıkıntı çeken yine halk olacak, çok pahalı satın aldığı elektrikle ilgili çok kötü hizmet alarak, eziyet çekmeye devam edecek.
Hem KIB-TEK’le ilgili yaşananlara hem de ülkedeki her olumsuzluğa, kötü hizmete, ihmallere alışmamalı, karşı durmalıyız, kaderimizmiş gibi davranmamalıyız, aksi takdirde daha çok çekeceğimiz var demektir…