Ülkemizde ekonomik anlamda yaşanan gerileme herkesin bütçesini zorladı, borçlarını katladı. Ay sonunu nasıl getireceğini kara kara düşünen yurttaş, tam bir bilinmezliğin içine sürüklendi…
Klinik Psikolog Ayla Kahraman, hayat pahalılığının merkezine yerleşen nice sorun karşısında, bireylerin
etkilenmemesinin pek mümkün olmadığını belirtti.
İnsanların kendi kontrolleri dışında yaşadıkları ekonomik sıkıntılara karşı, çok da dayanıklı olmadığını ifade eden Kahraman, bilgi ve öngörü olmayan durumlarda, endişenin canlandığını, sıkışmışlık ve çaresizlik duyguları ile savaşmak zorunda kalındığını söyledi.
Kahraman: Ekonomik sıkıntılara karşı,
insanlar çok da dayanıklı değiller
Klinik Psikolog Ayla Kahraman, ekonomik sıkıntı ve gelecek günlere yönelik belirsizliğin kişilerin sadece borçlarını, taksitlerini artırmakla kalmayacağını, yaşam seviyelerinde de düşmelere neden olduğunu kaydederek, kiraların yükselmekte olduğunu, ev alma hayallerinin rafa kalktığını anlattı.
Sağlık sorunlarının önemsenmediğini, ay sonunu getirme telaşı yaşandığını, “zorunlu” görülen giderlerin içinden sürekli bir eleme yapmaya yönelmelerine neden olduğunu dile getiren Kahraman, şöyle devam etti:
“Aslında, kişilerin belli hedefler için kemer sıkmaya gitmeleri, onları rahatsız etmez çünkü sonunda elde edilecek bir ödül vardır: yeni bir, ev, araba, hayal edilen bir tatil…
Ancak, kendi kontrolleri dışında yaşadıkları ekonomik sıkıntılara karşı, insanlar çok da dayanıklı değillerdir çünkü ne olacağını, nasıl idare edebileceklerini planlama konusunda ellerinde geçerli bilgi ve öngörü yoktur. Bu da kişilerin endişelerinin canlanmasına, sıkışmışlık ve çaresizlik duyguları ile savaşmak zorunda kalmalarına neden olur. Bir yerlerde, ipin ucu kaçmıştır ve ne yapacağını bilmeyen insanın ekonomik çöküntüyü yaşarken duygusal açıdan da zorlanması beklenen bir durumdur.
Olumlu, istendik sonuçlara ulaşmak için yaşadığımız zorlanma; elbette strestir. Ama sonunda bir ödül olduğu için biz bunu duygusal sistemimiz içerisinde sağlıkla yönetiriz. Zor olan, korkutucu, engelleyici, köşeye sıkıştıran endişeler ve çaresiz hissetmelerdir. Ne yapacağınızı bilmemek, kötü bir sona gidiyor olduğunu idrak etmek; kişisel bütünlüğü tehdit eder. Hem duygusal hem de bedensel açıdan.”
“Acı ve üzüntü bedensel hastalıklara da yol açabiliyor”
Kahraman, derin bir acıdan, işsiz kalmaktan, fakirleşmekten, sevilen kişiyi kaybetmekten kısacası acı ve üzüntüden dolayı ciddi bedensel hastalıklara yakalanan kişilere yabancı olunmadığına işaret ederek, “Biz insanız ve bütün sistemlerimiz ortak çalışır. Birinde bir arıza olduğunda diğerlerinin etkilenmesi hiçbirimizi şaşırtmamalıdır” dedi.
Stresin kaçınılması mümkün olmayan bir durum olduğuna işaret eden Kahraman, insan için önemli olan her şeyini amacın ve insanın stres yaşamasına neden olabilecek güçte olduğunu vurguladı.
Kahraman; olumlu, istendik sonuçlara ulaşmak için yaşanan zorlanmanın da stres olduğunu söyleyerek ancak sonunda bir ödül olduğu için bunun duygusal sistem içerisinde sağlıkla yönetildiğinin altını çizdi.