Bu ülkede bir inat siyaseti var, yanlışı, doğru olmayanı yapma ısrarcılığı…

   Uzmanların ya da gerçekleri görebilenlerin söylediğini dikkate almama inadı…

   Bazı siyasilerin yetkili bir makama geldiği zaman her şeyi yapabileceğini sanma yanılgısı…

   Yetki elde ettikten sonra güç zehirlenmesine uğrama…

   “Şu anda yetkili makamda benim; o nedenle benim dediğim olacak” tavrı, gereksiz bir kibir, kendini herkesten ve her şeyden üstün görme hali…

   Tabii ki hal böyle olunca yanlışa düşmek hatta felakete koşmak kaçınılmaz oluyor.

    Peki yaptıklarının yanlış dolduğu ortaya çıkınca ne oluyor?

    Tabii ki yığınla mazeretler sıralıyorlar, başkalarına suç atıyorlar.

    Ne bekliyordunuz yani; “Özür dilerim hata yaptım” mı diyeceklerdi?

    Öyle bir şey yok bu coğrafyada… Özür de yok istifa da…

    Yasalara, anayasaya aykırı işler yaparlar, yaptıkları mahkemeden döner de “özür dileriz” diyeceklerine, kendilerini mahkemeye taşıyanlara sitem ederler.

    Kendileri yasadışı iş yaptığı için suçlu değil ama onları dava edenler suçlu.    

    Gerçekten can sıktı bu işler, çok ciddi mağduriyetlerle karşı karşıyayız ama onlar bile ülkenin rutini gibi duruyor, ardı arkası kesilmeyen skandallar için “bu ülkede olur öyle şeyler” düşüncesi hâkim.

    Bu da çok tehlikeli bir durum, kötü olan, kalitesiz olan, fiyasko olan kanıksanmış…

    Mesela Yeni Ercan Havaalanı’nda elektriklerin kesilmesi, jeneratör sisteminin devreye girememesi, birkaç saat havaalanının çalışamaz duruma gelmesi, uçakların kalkamaması, alana uçak inememesi, çok sayıda insanın mağdur olması basit bir şey midir? Tabii ki değil…

     Devletin kuruluşunun 40’ıncı yıldönümüydü, maşallah o nedenle akla gelen tüm güzel sözler söylendi ama işte lafla olmuyor bu işler.

     Havaalanının elektriklerinin kesilmesi gibi sizi rezil eden durumlar ortaya çıkar, söylediğiniz o güzel sözlerin hepsi çöpe gider.

      Ülkemiz açısından büyük bir prestij örneği olarak gösterilen yeni havaalanı, maalesef açıldığından beri birçok sorun ve fiyaskoyla anılıyor.

      Görüntüden prestij, itibar çıkarmaya çalışanlar, yanıldıklarını anlamışlar mıdır?

      Yalnızca görkemli binalar yapmakla ne prestij elde edebilirsiniz ne itibar kazanırsınız ne de statünüzü güçlendirebilirsiniz. Mesele o görkemli binaları akılla, bilimle, organizasyonla birleştirebilmektir…

      Yeni Ercan’da elektriklerin kesilmesi ve hemen her şeyin susması, devre dışı kalması, seferlerin durması; basit, sıradan bir şey değil ama beklenmeyen bir şey de değildi.

     “Bu havaalanı hazır değil açmayın, sorun yaşanacak” diyenlerin tümü de haklı çıktı, olumsuz anlamda “olacak” denilen her şey bir bir oluyor…

     İnsanlar defalarca “biz yeni havaalanına karşı değiliz, bizim itirazımız hazır olmayışına” dediği halde, her konuşanı devlet düşmanı, Türkiye karşıtı ilan ettiler.

     Maalesef ülke yöneticilerimiz zaman zaman gerçeklikten kopuyor, kendilerini kaybediyorlar ve gözleri hiçbir şey görmüyor.

     Uzmanlar “yapmayın” dediğinde dinlemiyorlar, ondan sonra da özür dileyeceklerine, istifa edeceklerine “sabotaj var” diyorlar, sabotajcı arıyorlar.

     Hep öyle olmuyor mu? Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK), hatalar, iş bilmezlikler, istismarlar, yüzünden perişan olmadı mı, milyonlarca zarara sokulmadı mı?

     Ortaya çıkan zarar da batırılan kurum da yüzebilsin diye ha bire zam yapıyorlar.

     Kurumun düşürüldüğü zor durumdan dolayı değil mi ki günlerce elektriksiz kaldık?

     Yıllarca yapılan uyarıların dikkate alınmamasından değil midir ki okullarda çocuklar çadırlara, konteyner sınıflara mahkûm oldu?

     Okullarda hiçbir altyapı olmadığı halde ısrarla iki gün “tam gün” eğitim ısrarı da inat siyasetinin, “ben yaparım olur” anlayışının bir ürünü değil midir?

      Yaşadığımız birçok sorun iş bilmezliğin, inadın sonucu değil mi?

      Seçimi kazanana kadar halka yapmadıkları şirinlik kalmaz, iğnenin deliğine sığarlar ama iktidara gelir gelmez kendilerini padişah zannederler…

      Yeni Ercan Havaalanı’ndaki bu elektrik kesintisi ve her şeyin devre dışı kalması rezaleti, öyle sıradan bir olay değildir. İletişimi sağlamak için personel yoğun çaba sarf etti, büyük tehlike atlatılmıştır… Bu böyle gitmez, daha kötü olaylar olabilir, yönetenler polemik yapıp suçlu arayacaklarına, biraz kendilerini sorgulasınlar.

      Yönetenlerin inat siyaseti, beceriksizlikleri, sorun çözememeleri, tam aksine sorun yaratmaları bu ülkeyi bitirmektedir, halkı ülkesinden soğutmuştur ama onlar farkında mıdır ya da umurlarında mıdır?