Ahmet UÇAR
Ülkemiz iklim değişikliği sonucu birçok açıdan yara alırken, denizlerimiz de kan kaybediyor. İklim değişikliğinin etkisiyle Akdeniz’deki su sıcaklığının artış göstermesi, buradaki sıcaklığa uyum sağlamış canlı türlerinin ortadan kalkmasına neden oluyor.
Öte yandan sıcak yerlere uyum sağlayan istilacı türler de Süveyş Kanalı’ndan Akdeniz’e gelerek hem Akdeniz’in doğal türleri ve halkın da besini olan türleri hem de bu türlerin beslendiği diğer türleri yok ediyor.
Bu durum da balık üretiminin düşmesini ve buna bağlı olarak balık ürünlerinin fiyatlarının artmasını beraberinde getiriyor.
Konuyla ilgili BAĞIMSIZ GAZETE’ye konuşan DAÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi, Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi ve Su Altı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, iklim değişikliğinin yarattığı bu sorundan dolayı balıkçılık üretiminde her yıl yüzde 65-70 oranında düşüş yaşandığını vurguladı.
“İklim değişikliğinin denizlere doğrudan ve dolaylı etkisi var”
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Fen ve Edebiyat Fakültesi, Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi ve Su Altı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, iklim değişikliğinin ülkemizdeki denizleri (Akdeniz’i) iki şekilde etkilemekte olduğunu belirtti.
Çiçek, iklim değişikliği nedeniyle Akdeniz’deki sıcaklığın artmakta olduğunu kaydederek, canlıların yaşadıkları yere adaptasyonla uyum sağladığını ancak belirli bir sıcaklık aralığına uyum sağlayan canlıların sıcaklık yükseldiği için ortadan kalkma durumunda kaldığını söyledi. Çiçek, bunun iklim değişikliğinin doğrudan etkisi olduğunu açıkladı.
İklim değişikliğinin dolaylı etkisinin ise sıcaklığın artmasıyla istilacı türler adı verilen canlıların Süveyş Kanalı’ndan ülkemizdeki Akdeniz sularına girdiğini dile getiren Çiçek, şöyle devam etti:
“Mesela Süveyş Kanalı 1800’lerden itibaren açık. Ama yıllarca balon balığı veya aslan balığı gelmemişti. Sıcaklık yükselmesinden dolayı adaptasyon gereği yeni yeni türler gelmeye başlıyor. Bu yeni türlerde sadece balıkları, yengeçleri ve bunun gibi büyük canlıları düşünmemek lazım. Hastalık yapıcı organizmalar da geliyor. İklim değişikliğinin dolaylı etkisi de bu.”
“İstilacı türlerinin Akdeniz’e gelmesi hızlandı”
Çiçek, sokan balığının da Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla Akdeniz’e girdiğini ve normalde bu denizin türü olmadığını ifade ederek, iklim değişikliğiyle birlikte diğer canlıların da girmeye başladığını ve bunun çok hızlı yaşandığını vurguladı.
Süveyş Kanalı’nın açıldığı 1800’lerde 10 yılda bir yabancı bir türün Akdeniz sularına girdiğini anımsatan Çiçek, iklim değişikliğiyle birlikte şu an ise bir sürü yabancı türün kaydının yapılmakta olduğunu açıkladı.
Çiçek, insanların yabancı bir tür olan aslan balığının ekonomik bir değer olduğunu ve balıkçıların da avlayabildiğini savunduğuna işaret ederek, ancak dışarıdan gelen bir balık ekonomik olsun veya olmasın sistemdeki dengeleri bozduğunu vurguladı.
Aslan balığının ortama büyük bir avcının girmesi ve diğer canlıların besinlerini tüketmesi gibi bir etkisinin söz konusu olduğuna dikkat çeken Çiçek, balon balığının da halkın besin olarak kullandığı türleri tükettiğini söyledi.
“Akdeniz’in doğal canlı türleri korunmaya çalışılıyor”
Çiçek, iklim değişikliğinin Akdeniz’deki etkisinin azaltılabilmesi için artık insanlar tarafından bir önlem alınmayacağını belirterek, küçük önlemler alınabildiğini kaydetti.
Bu bağlamda Akdeniz’deki balık türlerinin korunmasını sağlamaya çalıştıklarını dile getiren Çiçek, şöyle devam etti:
“Aslan balığının rakibi orfozlardır. Biz de orfozların vurulmasının ve avlanmasının önüne geçmeye çalışıyoruz. Bu konuda Tarım Bakanlığı’nın güzel çalışmaları var, tüzük geçirdiler. Belirli boyun altındaki orfozların avlanılmasını engelliyorlar. Biz de onlara destek çalışıyoruz.”
İklim değişikliğiyle mücadelede var olan türlerin elden geldiğince korumanın ve onların mücadelesine destek olabilmenin önemli olduğunu ifade eden Çiçek, Tarım Bakanlığı’nın balon balığı desteğini de kendilerinin önerdiğini ve bu tip desteklerin / çalışmaların yapılması gerektiğini vurguladı.
Çiçek, balon balığının yanı sıra aslan balığı için de benzer bir uygulamanın söz konusu olduğuna işaret ederek, normalde tüplü dalış yoluyla av yapılmasının yasak olmasına rağmen sadece aslan balığı için bunun uygulanabildiğini söyledi.
Bu her iki uygulamanın da öncelikle ülkemizde başladığını ve daha sonra Türkiye’ye de kaydığını anlatan Çiçek, ancak Türkiye’nin hâlâ tüplü dalışla balık tutulmasına izin vermediğini bildirdi.
Çiçek, koruma alanları oluşturmak gibi yeni bir çalışmanın da söz konusu olduğunu belirterek, bunun da istilacı türlerin rakibi olan orfoz ve diğer doğal avcıları korumanın amaçlandığını kaydetti.
“Balıkçılık gelirleri her yıl yüzde 65-70 oranında düşüyor”
İklim değişikliğinin Akdeniz’deki canlılar üzerinde yarattığı bu etkinin topluma ekonomik olarak olumsuz bir şekilde yansıdığını vurgulayan Çiçek, 10 yıl önce yaptıkları çalışmada balon balığının balıkçılık gelirlerine yüzde 60-65 oranında zarar verdiğini tespit ettiklerini hatırlattı.
Çiçek, bu oranların aynı şekilde devam ettiğini dile getirerek, her yıl balıkçılıkta yüzde 65-70 oranında bir zarar olduğunun altını çizdi.