Daha önce de yazmıştım, bu ülkede kronikleşen sorunlara mümkün değil bir daha çare bulunamıyor.

  Çevre kirliliğinden trafikteki ölümlere, çalışma yaşamındaki emekçilerin hak ihlallerinden iş kazalarına, kaçak işçilikten, kaçak yaşama ve kaçakçılığa, kamudaki verimsizliğe kadar birçok sorunumuz yıllardır çözümsüz.

   Üstelik mevcut kronik sorunlara yenileri de ekleniyor.

   İşte bu yeni kronik sorunlarımızdan birisi de ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği.

   Yaklaşık üç yıldır bu toplum bir de bu dertle uğraşıyor.

   İlaç ve tıbbi malzeme eksikliği dayanılmaz bir hal aldı.

   Üç yıldır sağlık örgütleri defalarca açıklamada bulundu, eylemler yapıldı.

   Başta kanser hastaları olmak üzere kronik hastalığı olan vatandaşlarımız büyük sıkıntılar yaşıyor.

    Sağlık Bakanlığı bir miktar ilaç getiriyor ama arkası gelmiyor.

     İlaç ve tıbbi malzeme eksikliği konusunda bir süreklilik yok…

     İlaçları biten, bitmek üzere olan hastalar paniğe kapılıyor, stres yapıyor, kapı kapı ilaç arıyor.

     Bazı ilaçları eczanelerde bulmak mümkün değil, devletin verdiği bazı pahalı ilaçları zaten bazı vatandaşların alabilecek maddi gücü yok.

     İlaçlarını eksik alan hastalar sıkıntılar yaşıyor.

      Gazetelerde sıkça bu konu haber oluyor, sosyal medyada ise hemen her gün bu yönde sitem dolu, öfke dolu paylaşımlar var.

      Sağlık Bakanlığı yetkilileri, pandemiden bu yana ilaç sıkıntısının küresel bir sorun olduğuna dikkat çekiyor ama bunu kimsenin mazeret olarak kabul etmesini bekleyemezsiniz.

      Bir devlet, vatandaşının sorunlarını çözmekle mükelleftir.

      Hele de bu sorun, sağlıkla ilgiliyse, hayati önem taşıyorsa, insanların yaşamıyla birebir alakalı ilaçlar, tıbbi malzemelerse kimse sizin mazeretinizi dinleyemez.

      “Ne yapalım ilaç bulamadık, ilacını alamayan ölsün” mü diyeceğiz?

      Eğer bu devlet gerçek anlamda bir devletse, tüm imkanlarını zorlar, başka işleri arkaya iter, ilaç meselesini önceliği yapar ve nereden bulursa bulur ilaçları bu ülkeye getirir.

      Başka hiçbir mazeret dinleyemeyiz, olmaz…

      Bu iş başka bir şeye benzemez, sağlıkla direkt ilgilidir.

      Kanser hastasının ilacına ulaşamaması kabul edilebilir değildir be kardeşim.

      Yine bıçak kemiğe dayandı ve 11 örgütten oluşan Sağlık Dernekleri Platformu, bugün saat 09.00’da Maliye Bakanlığı önünde ilaç ve malzeme eksikliği nedeniyle eylem yapacak.

     Bu örgütler daha önce de bu sorunla ilgili sokağa dökülmüştü, bir kez daha bu soruna dikkat çekecekler, belki duyan olur diye.

    Evrensel Hasta Hakları Derneği, Ortopedik Özürlüler Derneği, Kıbrıs Türk Multiple Skleroz Derneği, Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği, Alzheimer Derneği, Kıbrıs Türk Diyabet Derneği, Diyaliz ve Böbrek Hastalıkları Dayanışma Derneği, Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Derneği, Kıbrıs Türk İşitme Konuşma Engelliler Vakfı, Thalassaemia Derneği, Kanser Hastalarına Yardım Derneği, eyleme katılacak örgütler.

     Bu örgütler zaten birçok sorunla uğraşıp duruyor ama üç yıldır ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle canları yandı, perişan oldular. Tümünün de üyeleri sorunlar yaşıyor.

      Böyle hayati bir sorun üç yıl neden çözüm bulmaz?

      Neden onca gereksiz işle uğraşılır, gereksiz masraflar yapılır da ilaç sorunu birinci sorun yapılmaz?

     Yeter ama artık… Devlet ve hükümet yetkililerinin şatafat ve sözde itibar arayışıyla yaptığı gereksiz harcamalar ve enerji bu tarafa yönlendirilse bu soruna çare bulunurdu.

      Yine insanlar sokağa dökülüyor, ne diyeceksiniz onlara; “Tamam halledeceğiz” mi diyeceksiniz? Daha önce de demiştiniz ama hallolmuyor işte, hallolmayan birçok sorunumuz gibi.