Bayrama yeni bir hükümet krizi haberleriyle girmiyoruz. Şükürler olsun.

BELKİ pahalılık vardır darlık vardır ama bu ülkede açlık yoktur hatta bazıları için “aman dikkat et” denecek kadar da yeme içme sevdası vardır. Ki artık arkadaşlar arası sohbetlerde “dün akşam nerede nasıl, hangi mezeler yiyeceklerle ve kaç paraya yiyip içtik” sohbetlerini yapılır ki salyalarınız akar. Tutun ki toplumun yeni trendi.

EVET işsizlik falan da var ama fecaat değil. Doğrusu çalışmak isteyen için bu ülkede herkese uygun iş vardır.

EVET bu ülkede mesela Güney’le kıyaslanacak ya da Anavatanla aşık atılacak veya dünya markası oluşu ile nam salacak “nevi şahsına özel” olağanüstülük yoktur.

AMA bu büyük boşlukla eksiğimizi de dikkate alan “yöneticilerimiz,” sırf bu boşluğu doldurmak için Maraş’ı halkın ziyaretine açmıştır!

Kİ açıldığından beridir Sn. Cumhurbaşkanımız tarafından da sık sık açıklamaları yapıldığınca, binlerce Kıbrıslı  Türk hatta artık Rumlar ve turistler tarafından da “Luna park” gibi ziyaret edilerek Demokratia caddesinde bir aşağı bir yukarı volta atılmakta… Boş dükkânlarla terkedilmiş evler seyredilmekte… Ve iliklere kadar işleyen derin bir hayranlıkla “vay be demek Maraş buymuş ha” dendikten sonra; bir yıkık evin duvarı dibinde durup tavaf eylemektedirler ki artık bu seyirliklere Develimanı sahilindeki oteller de duhul eylemiştir.

NE var ki ziyarete açılan bu son sahil şeridindeki kumların içinde yürümek çok zor olduğundan şimdi ve işittiğimce deve ithal edilmesi düşünülmektedir.

***

TABİ çok zengin değiliz ama kul sıkışmayınca Hızır Aleyih Selam efendimiz yetişemediğinden (ki hangi birine yetişsin ki) ve de beleşinden hayat da olmadığından; memleketi üniversiteler cenneti yaptık ki artık elimizi sağa uzatsak esrara, sola uzatsak kara paraya, yukarı kaldırsak ranta, aşağı indirsek fuhuşa… Çarpıp çatmaktayız da… (Hadi çok dürtmeyelim… Ve ne diyelim...

***

İYİYİZ İYİ! İvmede biraz sapma olsa “hayat pahalılığı zammı” diyerek kaymeler dolduruverdiler miydi cepleri vaziyetler düzelmekte falan derken…

Eee öyleyse neden ne zaman iktidar olsa, yukarıda yazıp sıraladıklarımızın bir tekini değil, fiskelik olanını bile gündemine almayan, kazanabileceği seçimleri bile sırf TC ile muhatap olmasın diye elinin tersiyle iten CTP bu kez kefeni yırtarak tek bir milletvekilini çeke söke UBP’nin elinden alarak kendi hanesine kaydetti?

Hangi dağda “garagatsuna öldü” ki! Diyelim ve ekleyelim: Halk artık kendi seçtiği yöneticileri vekilleri tarafından istismar edilmekten bıktı usandı.                   

EN büyük marifetleri sırtlarını Türkiye’ye dayamaktan, el pençe divan durup şu veya bu şekilde fakat memleketin hayrı için değil kendi siyasi ve ötesi kişisel çıkarları için çalışan “yönetim takımlarına” tutun ki son uyarıyı bir süre öncesi genel seçimlerdeki oylamalarıyla seçmenler yaptı!

Kİ ARTIK düşünülmelidir: “Siyasi partilerin iktidarların esiri olmak mı yoksa memleket sevdasında gerekirse “ben sen yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” mefkûresinde bütünleşen düşüncelerde, yeniden yaratılacak bir KKTC uğruna çalışmak mı? 

***

KISACA TAKILDIĞIM: Bugün “bayram” ve farkına bile varamadık geldiğinin. Çünkü başta bizi yöneten “seçilmişler” olmak üzere öteki tüm “yetkililer” rahatsızdılar ki sayelerinde biz de.

Suya atılan taşın yarattığı helezonlar gibi dalgalar oluşturup sahillere vurup patlıyoruz ki TC’deki döviz oynamaları yaratılan depremi oluyor.

VE çoktandır sorgular olduk: Biz mi dövizi, döviz mi bizi yönetiyor? Ki daha dün elektrik ücretlerine 1 TL. zam geldi. Keza akaryakıta yeniden zam yapıldı.

Bayramlara da böyle girilmez ama şükür Allah’a. Yıllar önce nice bayramlara bir yandan da Rum saldırılarını defetmek için çarpışarak girerdik mevzilerde.

NEYSE kİ şimdi “mevzi” falan kalmadı, çarpışması durdu, geriye hatırası kaldı da var mıydı yerine döviz vurgunun geleceği? Talih işte. Ki mübareği ne havan topu ile tepeleyebiliyorsunuz ne A 4 ile. 

HER NEYSE! Bugün mübarek Kurban Bayramı. Hepimize kutlu olsun. Daha nicelerine yetişmek umudunda inşallah. Önümüzdeki Pazartesi buluşuruz her halde...