Bazı uluslararası raporlarda Kuzey Kıbrıs’a da yer veriliyor.
KKTC tanınmamış bir ülke olduğu için elbette gerçek anlamda sıralamalarda yer almıyor ancak “Kuzey Kıbrıs” diyerek, ülkemiz için de parantez açılıyor.
Mesela “ABD İnsan Hakları Raporu”nda Kuzey Kıbrıs’tan da söz ediliyor, “Küresel Organize Suçlar Endeksi”nde de… Bunlar ve bunlara benzer raporlarda Kuzey Kıbrıs'la ilgili maalesef hiç de iyi şeyler yer almıyor.
Bu raporlarda yer alan veriler ülkemiz yöneticilerinin hoşuna gitmiyor.
Bu raporları yayınlayan, haber yapan basın yayın organlarına, gazetelere tepki gösteriliyor, “Ülkenizi kötüleyen raporları neden haber yapıyorsunuz?” deniliyor.
Halbuki biz bu raporlarda yazan şeylerin çoğunun gerçek olduğunu biliyoruz.
Yani medyaya, “Bunları yazmayın, haber yapmayın” derken, “gerçekleri görmezden gelin” demek isteniyor.
O raporlarda yazan şeylerden biz rahatsız değil miyiz? Rahatsızız, bunların bazılarını zaten medyamız haber yapıyor, bazıları dost sohbetlerinde dile getiriliyor.
Peki bildiğimiz şeyler uluslararası raporlarda yer alınca neden rahatsız olunuyor?
Efendim bu raporlar tüm dünyada dolaşıyormuş ve birçok ülkede insanların Kuzey Kıbrıs’a olumsuz bir bakışı oluyormuş…
Ne demek şimdi bu? Raporlarda yazmasın, biz de bunları haber yapmayalım ama bu olumsuzluklar devam mı etsin? İstediğiniz bu mudur?
Çirkefe gömülüp de gül bahçesinde yatıyormuş gibi mı yapalım?
Tam tersine bu raporları ciddiye alıp, orada yazanları düzeltmeye çalışmalıyız.
O raporlarda yazmasa da bu teknolojik çağda bir şekilde ülkemizdeki olumsuzluklar tüm dünyada duyulur, bilinir…
Dünyada işlenen suçlara ilişkin, “Küresel Organize Suçlar Endeksi 2023 Raporu” yayımlandı ve önceki gün medyamızda da geniş yer buldu. Yine medyaya sitemeler görüyorum.
Halbuki medyaya tepki gösterileceğine, o raporda yazılanları düzeltmek için çaba harcanmalı.
Mesela bu raporda, Kafkasyalı, Doğu Avrupalı ve Asyalı bazı organize suç gruplarının, kara para aklamanın yanı sıra KKTC'deki uyuşturucu kaçakçılığı pazarına hâkim durumda oldukları yazılıyor. “Hayır doğru değildir” diyebiliyor musunuz buna?
Kuzey Kıbrıs’ta Interpol tarafından aranan kişiler olduğu belirtiliyor. Böyle kişilerin yıllarca aramızda yaşadığı, çok sonra anlaşılmadı mı? Bunlar medyada yer almadı mı?
Gevşek suç ağlarının ülkede son derece etkili olduğu ve uyuşturucu kaçakçılığı pazarının yanı sıra yasa dışı kumar, kadın ticareti ve mala karşı işlenen suçlarda da pay sahibi olduğu raporda var.
Ne diyelim şimdi buna? “Böyle bir şey yoktur” mu diyelim? Yukarıda sözü edilenler zaten zaman zaman açığa çıkmadı mı, bunlar mahkemelere kadar düşmedi mi? Hangisi olmadı bunların ve halen böyle şeyler olmadığını kim iddia edebilir?
Kıbrıs adasının, insan ticareti pazarıyla Avrupa'ya giden insan ticareti ağlarında önemli bir merkez konumunda olduğunu inkâr edecek halimiz mi var?
Bazı barlarda, bazı masaj salonlarında, bazı otellerde, bazı özel apartmanlarda ve ticari seks mekanlarında (gece kulüplerinde) çalışan bazı kadınların müşterilerle cinsel ilişkiye girmeye zorlandığı gerçek dışı mıdır gerçekten?
Hepsi bir yana, gece kulüplerinde yaşananlara gözlerinizi kapasanız da oralarda neler olduğunu bilmiyor muyuz?
Genç kadınların, kısa süreli turist vizelerinin kötüye kullanılması yoluyla seks yapmak üzere işe alındıkları bir sır mıdır?
Raporda, Kuzey Kıbrıs’ta ciddi bir yabancı işçi sömürüsünün yaygın olduğu yazıyor. Hatta hizmet sektöründeki yerli işçilerin de haklarının yendiği ve risk altında oldukları belirtiliyor. Yalan mı bunlar? Gerçek olduğunu herkes biliyor…
Ülke yöneticileri, zorla çalıştırma davalarına, çalışma yaşamında hak sömürülerine hoşgörü göstermekle suçlanıyor, bu meselelerin sıklıkla “iş uyuşmazlıkları olarak değerlendirildiği” belirtiliyor… Yalan mı?
Ülke yöneticileri, maaş ödemeyen, maaşları geç ödeyen, sosyal sigorta ihtiyat sandığını maaşının üzerinden yatırmayan, personel kaç para alırsa alsın asgari ücret üzerinden yatıran, ihtiyat sandığı, sosyal sigorta yatırımı yapmayan işverene ne yapıyor acaba? Hiçbir şey yapmıyor, sadece seyrediyor.
Raporda, Afrika, Asya ve Avrupa arasındaki konumu ve geçirgen sınırları nedeniyle Kıbrıs’ın, düzensiz göç için popüler bir destinasyon olduğu belirtiliyor; “Kıbrıs, insan kaçakçılığı için hem geçiş hem de varış ülkesi olarak hizmet vermektedir. Bu, Kıbrıs'taki en büyük suç pazarıdır. Bunu, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı pazarları takip etmektedir. İnsanlar küçük tekneler ve ticari gemilerle gelmektedir” denilmektedir.
Yalan mı bunlar? Sizce durum bundan farlı mıdır?
KKTC’de bazı üniversitelerin, bazı sözde eğitim merkezlerinin, çoğu derslere katılmayan Afrika vatandaşlarına öğrenci vizesi verdiği, öğrencilerin KKTC'ye vardıklarında tampon bölgeyi geçmeleri ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nden sığınma istemeleri yönünde yönlendirildiği belirtiliyor. Bunu bilmeyen mi var bu ülkede?
Bazı kişilerin kaçakçıların yardımıyla sahte evlilikler yoluyla siyasi sığınma başvurusunda bulunmaya çalıştığı da bilinmeyen bir şey midir?
Bunlara benzer daha birçok iddia var ve biz bunları üzülerek okuyoruz.
Üzüntümüz, bunlar gerçek dışı olduğu için değil, tam tersine tüm bunların gerçek olduğunu bildiğimizdendir.
Ülkemizin uluslararası raporlarda çirkin şeylerle anılması tabii ki canımızı acıtıyor ama Kuzey Kıbrıs maalesef tam bir suç cennetidir, bu bir gerçektir.
Bakın biz ülkemizdeki sigortalılara ilaç tedarikini bile yolsuzluğa bulaştırdık, içinden çıkamıyoruz.
Biz denetimsizlik ve umursamazlık nedeniyle saygın meslekler hekimlik ve eczacılığı bile karakolluk, adliyelik ettik. Bir de güçlü organize suç örgütlerinin burada yaptıklarını ve yapacaklarını düşünün…
Gerçekleri konuşmayınca, yazmayınca, yayınlamayınca o gerçekler ortadan kalkmıyor. “Nereden çıktı bu raporlar, bizi kötülüyor” diyeceğinize, oralarda yazanların olmaması için mücadele verseniz çok daha iyi olur…