Ülkemizde uzun yıllar emlakçılık yapan kişilerin artık “gayrimenkul değerlendirmesi” yapmasına izin verilmiyor. KKTC Merkez Bankası, 15 Temmuz 2022 tarihinde bankalara “emlakçılık işi yapan kişilerden değerlendirme hizmeti alınamayacağına” yönelik talimat gönderdi. Mart ayı içerisinde de bu kararın resmi bir genelgeyle resmiyete kavuşacağı belirtiliyor. Merkez Bankası’nın gönderdiği bu talimata farklı çevrelerden tepki gösteren de destek veren oldu. Emlakçılar ve inşaat çevreleri, bu kararı “belli bir zümreye ayrıcalık” olarak değerlendirirken, bankacılar, ilgili kararın gayrimenkul değerlendirme hizmetlerini dünya standartlarına taşıyacağı düşüncesinde… Emlak ve inşaat sektörleri temsilcileri, özellikle son dönemlerde her ekspertizin bir gayrimenkule “uçurum” denecek kadar farklı değer göstermesinin bu talimatın ardından gerçekleştirildiğini söylerken, bankacılar bu durumun yeni sistemle ortadan kalkacağına dikkat çekiyor. Ayrıca bazı kesimler bu sistemin KKTC’ye uygun olmadığı düşüncesini savunurken, kimileri de bu sistemi dünya standartlarını yakalama açısından büyük bir gelişme olarak değerlendiriyor. Günay: Bankalara talimat gönderdik, tebliğ de yolda… bagimsiz.com’a konuşan Merkez Bankası Başkanı Rifat Günay, bankalara 15 Temmuz 2022’de “emlakçılık işi yapan kişilerden değerlendirme hizmeti alınamayacağına” yönelik talimat gönderildiğini söyledi. Günay, bankaların kredi kullandırırken alacağı ipoteğin gerçek değerini bilmek istediğini, bunun için de değerleme hizmetine ihtiyaç duyduğunu belirtti. Sektörde yapılan denetimlerde bazı gayrimenkullere gerçek değerini yansıtmayacak şekilde değer biçildiğinin tespit edildiğine dikkat çeken Günay, “Örneğin 100 liralık bir mala 200 lira değerleme yapılmış. Bu nedenle bu konuyu ciddiyetle zapturapt altına almamız gerektiği fikri oluştu” dedi. Merkez Bankası’nın gayrimenkul değerlendirme şirketlerine ilişkin tebliğ çıkarma yetkisinin bulunduğunu söyleyen Günay, yaşanan sorunlardan ötürü bankalara “tebliğ çıkana kadar” talimat gönderme kararı aldıklarını kaydetti. Günay, Mart ayında tebliğin son şeklini yönetim kuruluna arz ettikten sonra yayımlanması için Resmi Gazete’ye göndereceklerini söyledi. “Bankalar aldığı teminatın değerini bilmek zorunda” Bankaların kredi kullandırırken karşılığında teminat istediğine değinen Günay, “Bankalar aldığı teminatın değerinin ne olduğunu bilmek zorunda. Örneğin bir banka 100 liralık kredi verip, 50 liralık teminat alırsa çok büyük sorunlar yaşayabilir. Bu yüzden bankalar gerçek değerin ne olduğunu bilmeli, ona göre kredi kullandırmalı. Ekspertiz hizmetlerine böyle bir düzenleme getirilmesinin sebebi budur” şeklinde konuştu. Rifat Günay, gayrimenkul değerleme uzmanlığının tüm dünyada bir meslek olduğunu, bu mesleğin Avrupa’da, Türkiye’de hatta Rum tarafında bile yapıldığını dile getirdi. KKTC’de ekspertiz hizmetlerinde regülasyon düzenlemesi olmayışının sorun yarattığını belirten Günay, Merkez Bankası’nın genel anlamda değil, sadece bankacılık sektörü özelinde çalışma yürüttüğünü kaydetti. Bir gayrimenkulün değeri biçilirken emsal kıstası, gelir kıstası ve yeniden yapma kıstası gibi çeşitli kıstasların dikkate alındığını belirten Günay, değerleme için bir sürü yöntemin kullanıldığını söyledi. “Ekspertiz işi yapmak için sertifikaya sahip olunmalı” Merkez Bankası Başkanı Rifat Günay, tüm dünyada ekspertiz işi yapabilmek için “gayrimenkul değerleme uzmanı” sertifikasına sahip olunması gerektiğini belirtti. Günay, Türkiye’de bu belgenin Sermaye Piyasası Kurulu, Avrupa’da çeşitli enstitüler, Rum tarafında ise bir kurum tarafından verildiğini, ancak ekspertizlik işi yapmak için sadece bu sertifikaya sahip olunmasının yetmediğini söyledi. Değerleme işinin “bağımsız” olması gerektiğinin altını çizen Günay, “Değerleme yapacak kişinin, yaptıran kişiyle hiçbir çıkar ilişkisi ya da kafasını karıştıracak başka bir şey olmamalı” dedi. “Tüm dünyada ekspertizlerin başka bir işle iştigal etmesi yasak” Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de değerleme uzmanlarının emlak komisyonculuğu yapamayacağını vurgulayan Günay, şöyle devam etti: “Eğer sizin işiniz emlak komisyonculuğuysa, siz ondan para kazanacaksınız. Yani siz bir gayrimenkulü satarken yüksek, alırken de düşük göstermek isteyebilirsiniz. Bu durumda ‘tarafsızlık’ kaybolur. Bu yüzden değerlendirme uzmanlarının tüm dünyada başka bir işle iştigal etmeleri yasaklanmıştır. SPK’nın kararında da bu açıkça belirtiliyor. İlgili kararda ‘emlak komisyonculuğuyla uğraşanlar, gayrimenkul değerleme uzmanı olamazlar’ deniliyor. Yani siz gayrimenkul değerleme işiyle uğraşacaksanız, tek işiniz bu olacak. KKTC’de şu anda kaç kişinin ekspertizlik işiyle uğraştığına yönelik bir istatistiğimiz yok. Biz bankalara ‘şu ismi alın, bunu almayın’ demiyoruz. Biz bankalara sadece ‘emlak işiyle uğraşan kişilerden hizmet almayın’ dedik. Hiçbir isim belirtmedik, isimleri de zaten bizde yok… Tebliğ henüz çıkmadığı için bu kişiler henüz kayıt altında değil. Ancak tebliği çıkardığımızda tüm isimler kayıt altında olacak.” “Ekspertizler arasında ‘uçurum’ değerde fiyat gösterilmesinin önüne geçilecek” Günay, tebliğ çıktığında değerleme uzmanlarını kayıt altına alacaklarını ve Merkez Bankası’ndan lisans almayan hiç kimsenin bankalarda değerleme yapamayacağını vurguladı. Tebliğ yayımlandığında ekspertizler için çeşitli şartların aranacağını belirten Günay, yeni sistemle ekspertizler arasında ‘uçurum’ değerde fiyat gösterilmesinin de önüne geçileceğini kaydetti. Yeni sistemde ekspertizlerin sorumluluklarını da anlatan Günay, şöyle devam etti: “Diyelim ki bir ekspertiz 100 liralık mala 500 lira değer biçti. Ancak banka teminat olarak aldığı o malı satmaya çalıştığında ise aynı mala bu sefer 100 lira değer biçildi. Bu durumda banka 400 lira zarar etmiş oluyor… Yeni sistemle bunların önüne geçilecek, bu zararın finanse edilmesi, sigorta ettirilmesi sağlanacak. Yani yeni sistemle ekspertizler arasında uçurum değerde farklı fiyat gösterilmesinin de önüne geçilmiş olacak.” Ekspertizler arasında ‘uçurum’ fiyat farklarına da değinen Günay, her ekspertizin bir gayrimenkule bire bir aynı miktarda değer göstermesinin mümkün olmadığını, ancak bu farkın makul ve ‘açıklanabilir’ olması gerektiğini söyledi. “Bizim için isimler değil, kriterler önemli” Yeni sistemle hem ekspertizlerin kayıt altına alınacağını, hem de belli bir bölgedeki gayrimenkul fiyatlarıyla ilgili de fikir sahibi olunacağını belirten Günay, şöyle devam etti: “Örneğin, bir ekspertiz, bir gayrimenkulü değerlendirirken, daha önce o bölgedeki değerlemelere ne kadar rayiç fiyat biçilmiş, ona da bakabilecek. Bizim yapmaya çalıştığımız aslında ülke çapında güzel bir şey olacak. Bizim aldığımız bu karar elbette bazı kişileri bu sektörün dışına itti. Ama bu kişiler SPK’dan lisansını alır, Merkez Bankası kriterlerini yerine getirir, başka hiçbir işle de iştigal etmezlerse ancak o zaman bu işi yapabilirler. Bizim için geçmişte emlakçılık yapmaları hiç önemli değil. Ama onlar hem emlakçılık, hem de değerleme uzmanlığı yapmaya devam etmek istiyor. Bu olmaz, olamaz… Bağımsızlığın temeli budur. Tüm dünyada da bu şekildedir. Yani bu durum sadece bize özgü değildir. Ben hep şunu söylerim; dünyada ne olup bitiyorsa, biz de onu takip edeceğiz. Bizim tek istediğimiz bankacılık alanında dünya standartlarına ulaşılması. Bizim alacağımız kararlar da sadece bankaları bağlar. Bankalarımız, Merkez Bankası kriterlerini karşılayan her ekspertizle çalışabilirler. Bizim için isimler değil, kriterler önemli. Aslında bizim bunu çok daha önce yapmamız gerekiyordu. Ama pandemi bizim çalışmalarımızı bayağı aksattı. Biz bu çalışmayı önceden yapmıştık.” Önal: Değerleme işlemleri bağımsız kişi ya da kuruluşlar tarafından yapılmalı Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal, Merkez Bankası’nın eksperiz hizmetleriyle ilgili düzenleme hazırlığı içerisinde olduğunu bildiklerini, ancak bu tasarının henüz kendilerine ulaşmadığını söyledi. Önal, tasarı kendilerine ulaştırılmadığı için bankaların teminat olarak alacağı gayrimenkullerin değerini yapacak şirketlerde aranacak koşullar konusunda bilgilerinin olmadığını kaydetti. Birçok ülkede değerleme şirketlerine ilişkin özel düzenlemelerin bulunduğunu belirten Önal, değerlemecilerin alması gereken eğitimlerin, başarılı olması gereken sınavların olduğunu ve bu işin lisanslı bir meslek olarak yürütüldüğünü dile getirdi. Önal, ekspertiz hizmetleriyle ilgili eksikliğin giderilmesini bankaların da istediğini ifade ederek, “Teminat olarak aldığımız varlıkların fiziki ve hukuki durumlarını, alım-satım değerlerini gerçeğe uygun şekilde bilmek istiyoruz” dedi. Kredilendirme kararlarında teminat olarak alınan bir gayrimenkul varlığın ‘objektif’ şekilde belirlenmiş gerçek değerinin, önemli bir faktör olduğunu söyleyen Önal, “Değerlendirme işleminin bağımsız, bu konuda uzman, gayrimenkul hukuku ile ülkemizdeki imar rejim ve uygulamalarını bilen, bu işi profesyonel meslek olarak objektif şekilde yapan, bağımsız otoritelerce verilmiş lisansları bulunan kişi ya da kuruluşlarca yapılması doğru olacaktır” şeklinde konuştu. Önal, şu anda ülkemizde bu şekilde rapor üreten kişi ya da kuruluşların bulunduğunu, ancak bu işin bir mevzuatı ve standart kurallarının olmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Sungur: Merkez Bankası çok yanlış bir karar aldı Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, Merkez Bankası’nın bankalara gönderdiği talimatın stratejik olarak yapılan “çok büyük bir yanlış” olduğunu söyledi. Türkiye’den gelen veya Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) lisansları olan firmaların yaptığı değerlemelerin kabul edildiğine işaret eden Sungur, Merkez Bankası’nın böyle bir yetkisinin olmadığını savundu. 17 Nisan 2007 tarihli Emlakçıların Kayıt ve İşlemleri Yasası’na göre gayrimenkul değerlemelerinin emlakçılar tarafından yapılabileceğini belirten Sungur, şöyle devam etti: “Türkiye’den Kıbrıs’a gelen bir kuruluş, SPK belgesine sahip olduğu için Merkez Bankası tarafından muteber kabul ediliyor ama 30 yıldır Kıbrıs’ta emlakçılık ve değerleme yapmış kişiler muteber sayılmıyor! Bu çok büyük bir stratejik yanlıştır. Merkez Bankası çok yanlış bir karar aldı”. “Bu karar belli bir zümreye ayrıcalıktır” Merkez Bankası’nın aldığı kararın belli bir zümreye ayrıcalık olduğunu savunan Sungur, “SPK eğitimleri Kıbrıs’la uyumlu değil. SPK’dan belge alan kişiler Türkiye’deki yasalara uyumlu eğitim alıyorlar. 30 yıldır Kıbrıs’ta mesleğin eğitmiş olduğu kişiler varken, SPK eğitimli kişilerin kabul edilmesi çok büyük bir hatadır” ifadelerini kullandı. Yetkililerin bu konuda bir an önce düzenleme yapması gerektiğini belirten Sungur, şöyle devam etti: “Eğer bir gayrimenkule ilişkin bir değerlendirme yapılacaksa, bu işi emlakçılar yalnız yapmalı diye bir iddiamız yok. Çünkü mesela bir bina değerlendirmesi yapılacaksa mimar imzasına gerek var. Ancak emlakçının o binanın yöresel fiyatıyla ilgili aynı belge üzerine görüş vermesi de gerekiyor. Eğer tüm bunları düzenleyecek, değerlendirme eğitimi almış bir kişi de varsa bunların hepsi bir şablonda toplanmalı. Yani kısaca bu bir ekip olayıdır. Sadece bir kişiye bağlı değildir.” Sungur, Kıbrıs’ın çok küçük bir ada olduğunu ifade ederek değerleme işlerini sadece bir kişinin yapmasının doğru olmadığını söyledi. “Tüm kesimleri mutlu edecek bir sistem oluşturulmalı” Ekspertiz işlerini sadece birkaç kişinin yapmasına izin verilmesi durumunda gayrimenkul fiyatlarının daha da yükseleceğine dikkat çeken Sungur, “Bu işi sadece 7-8 kişiye verirseniz sadece bu kişilerin çok iyi para kazanmasını sağlarsınız. Bunun kimseye avantajı yoktur. Bu sadece bir zümreye ayrıcalık tanınmadır” ifadelerini kullandı. Hasan Sungur, günümüz koşullarına göre yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
- Eğer bir arazi değerlendirilecekse, kesinlikle Türkiye’den gelen veya Türkiye’de eğitim gören biri bu işi yapmamalı. Onlar arazi fiyatlarını bilemez, sadece emlakçı bilir.
- Eğer bir bina değerlendirmesi olacaksa emlakçının yanı sıra bir mimar veya mühendisin de değerlendirmeye katılması gerekir. Ama bunun yanında eğer SPK belgeli biri de varsa o da düzenlemeyi yapabilir.
- Merkez Bankası belli bir kesimi öne çıkarmak yerine tüm kesimleri mutlu edecek bir sistem oluşturarak en sağlıklı yapıyı oluşturmalı.
Davman: SPK lisanslılar bu işi bilmiyor Kıbrıs Türk Taşınmaz Mal Değerlendirme Uzmanlar Derneği Başkanı Ahmet Davman, Merkez Bankası’nın bankalara talimat göndererek gayrimenkul değerlemelerinin yalnızca Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) onaylı kişiler tarafından yapılabileceğine yönelik karar aldığını söyledi. Bu kararın çok yanlış olduğunu belirten Davman, SPK lisansı alan kişilerin önce bu lisansın ne işe yaradığını, nerelerde geçtiğini ve nasıl kullanıldığını öğrenmesi gerektiğini savundu. KKTC’de şu anda SPK lisansına sahip çok fazla kişinin bulunmadığını belirten Davman, gayrimenkul değerlemesinin emlakçılar tarafından yapılması gerektiğini vurguladı. Davman, emlakçıların 365 gün sahada olduğunu ifade ederek “Biz yıllarca bu işi yaptık. Bu yüzden bir malın satışı ve değerini daha iyi biliriz. Bugün piyasada bir malın kaça alınıp satıldığını biz biliyoruz. Bizim bilgimiz onlardan daha üstün” şeklinde konuştu. Piyasada şu anda aynı gayrimenkule mevcut ekspertizler tarafından “uçurum” denecek kadar yüksek bir farkla değer biçildiğine dikkat çeken Davman, “Şu anda bir ekspertiz, bir gayrimenkule 1 milyon sterlin, bir başkası da 500 bin sterlin değer biçebiliyor. Yani ekspertizler arasında değerlendirilen aynı gayrimenkulün fiyatında uçurum bir fark var. Bunun sebebi, SPK lisanslıların bu işi bilmemesidir. Bu konuda çok fazla şikayet aldık” ifadelerini kullandı. “Tek bildikleri metrekare fiyatını çarpmak” SPK lisanslı kişilerin KKTC’deki gayrimenkullerin gerçek değerini bilmediğini savunan Davman, şu şekilde örnek verdi: “SPK lisanslılar bir eve sadece metrekaresine göre değer çıkarıyor. Onlar değer biçtiği evlerin bulunduğu bölgelerdeki arsaların değerlerini bilmiyor, değerlerini öğrenmek için de çaba göstermiyor. Onların yaptığı tek şey şu; mesela onlar bir evi gördüklerinde, diyelim ki o ev 100 metrekareyse, sadece Mimarlar Odası’ndan aldıkları günlük değer üzerinden o evin metrekare fiyatını çarpmak. Bu işlemin altına da imzalarını atıyorlar. Tek yaptıkları işlem bu. Bu yüzden gerçek değerleri bilmiyorlar.” Davman, bir gayrimenkulün değerini bulunduğu lokasyon, altyapı durumu, gelişimi, şehir planlaması ve belediye ruhsatları gibi çeşitli unsurların artırdığını belirterek, “Bu iş sadece metrekare fiyatını çarparak olmuyor” dedi. Ramiz: Gayrimenkul değerleme uzmanlığı “bağımsız” bir meslek dalıdır Kuzey Kıbrıs Gayrimenkul Değerleme Uzmanları Birliği Başkanı Kutay Ramiz, gayrimenkul değerleme uzmanlığı mesleğinin sadece alım-satım bilgisi değil, alanında eğitim ve piyasa bilgisi ile yatırım analizi ve maliyet yöntemi gibi farklı metotların bilinmesini gerektiren ayrı bir “bağımsız meslek” dalı olduğunu söyledi. Ramiz, Merkez Bankası’nın, gayrimenkul değerleme uzmanlığının lisanslanması konusunda çalışma yürüttüğünü belirtti. KKTC’de şu anda bu konuyla ilgili yasanın 62/2017 tarihli “Bankacılık Yasası” olduğunu dile getiren Ramiz, bu yasa nezdinde bankalara hizmet verecek gayrimenkul değerleme uzmanlarının yetkinlikleri ve lisanslanmasının Merkez Bankası tarafından yapıldığını kaydetti. Kutay Ramiz, 62/2017 tarihli Bankacılık Yasası yürürlüğe girdikten sonra bankalara hizmet veren tüm değerleme uzmanlarının Merkez Bankası’na toplantıya çağrıldığını belirtti. Ramiz, söz konusu toplantıda gayrimenkul uzmanlığının ayrı bir meslek dalı olduğu ve bu konuda yapılacak düzenlemelerle bu sektöre kriterler getirileceğine yönelik ön bilgi verildiğini söyledi. Türkiye’de gayrimenkul değerleme uzmanlığı yapmak isteyen kişilerin Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) lisanslama sınavına girdiğine dikkat çeken Ramiz, KKTC’ye de benzer bir lisanslama sisteminin getirilmesi gerektiğini ifade etti; böyle bir sistemin Türkiye ve Güney Kıbrıs da dahil, tüm dünyada olduğunu ekledi. “Kimse hem yargıç hem de avukat olmamalı” KKTC’de gayrimenkul değerleme uzmanlığı yapmak için ille de SPK onaylı bir lisansa ihtiyaç duyulmadığına dikkat çeken Ramiz, diğer ülkelerin verdiği lisansların da gerekli metotları karşılaması durumunda bu mesleği yapmak için kullanılabileceğini vurguladı. Ramiz, şöyle devam etti: “Bu tıpkı KKTC’deki meslek odalarındaki mevcut duruma benziyor. Yani mesela siz bu ülkede bir iş yapacaksanız, önce o meslekle ilgili odaya kayıt yaptırmalısınız. Çünkü bu ülkede faaliyet yürütecek kişilerin yerel yasaları ve piyasayı da bilmesi gerekiyor. Bu yüzden bizim de ayrı bir denetleme sistemini SPK’nın veya ilgili uluslararası standartların üzerine koyarak gerçekleştirmemiz lazım. Ramiz, emlakçıların alım-satım konusunda hizmet veren kişiler olduğuna dikkat çekerek, emlakçıların “çıkar ilişkisi riski” olması sebebiyle değerleme raporu hazırlamasının sakıncalı olduğunu belirtti. Kutay Ramiz, emlakçıların piyasada aktif olmasından dolayı görüş verebileceğini, ancak bu sektörün güçler ayrılığı ilkesine bağlı olarak daha şeffaf, bağımsız ve denetlenebilir olabilmesi için çıkar ilişkisi riskinin ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti. Emlak sektörünün iç ve dış piyasalara daha şeffaf yansıtılması ve daha iyi kalkınması için çıkar ilişkisi riskinin önüne geçilmesinin önemli olduğunu belirten Ramiz, “Kimse hem yargıç hem de avukat olmamalı” dedi. Ramiz, gayrimenkul değerleme uzmanlığı mesleğinin uluslararası standartlara göre yapılması ve ilgili rapor standartlarının oluşturulup yasallaşması gerektiğini belirterek, bunu başarmak için ilgili tüm tarafların aynı amaç ve iyi niyetle hareket etmesi gerektiğini temenni etti. Gürcafer: Eksper hizmetleri konusunda yasal boşluk var Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, KKTC’de eksper hizmetleri konusunda yasal bir boşluk olduğunu vurguladı. Gürcafer, değerlendirme uzmanlığı olarak tanımlanan “ekspertizlik hizmetinin” başlı başına bir meslek olduğunu, ancak ülkede bu işin tam anlamıyla oturmadığını söyledi. Eksper hizmetini çok eskiden emlakçıların yaptığını ve bu geleneğin devam ettiğini belirten Gürcafer, bu konuda bir an önce tanımlama ve yasal düzenleme yapılması gerektiğini dile getirdi. Gürcafer, eksper hizmeti verecek kişilerin belli bir sınava tabii tutulması ya da sertifikaya sahip olmasının önemine değinerek bu işin kayıt altına alınması gerektiğini kaydetti. Değerlendirme uzmanlarının aynı yere farklı farklı değer biçtiğine dikkat çeken Gürcafer, şöyle devam etti: “Mesela bir değerlendirme uzmanı bir yere 3 milyon TL değer biçerken bir başkası aynı yere 2 milyon TL değer gösteriyor. Aynı yere bir başkası 5 milyon TL, bir diğeri de 1 buçuk milyon TL değer çıkarabiliyor. Burada kişisel ilişkilerin öne çıktığı ve değerlendirme uzmanlarının etki altına girdiği görülüyor. Bankalar, vereceği kredi için güvence istiyor, emin olmak istiyor. Mevut yaklaşım bu şekilde… Bu işi kökünden çözmek için yasal düzenleme yapılması ve eksper hizmeti verecek kişilerin kayıt altına alınması gerekiyor.” Yalkın: Merkez Bankası’nın aldığı karar çok yanlış Gayrimenkul ve Yatırım Danışmanı Hasan Yalkın, 25 yıl Vakıflar Bankası’nın eksperliğini yaptığını, ancak Merkez Bankası’nın ekspertizlere yönelik aldığı kararın ardından bu işi bırakmak zorunda kaldığını söyledi. Yalkın, Merkez Bankası’nın aldığı kararın çok yanlış olduğunu, ilgili kararda eksper hizmetlerinin Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) kayıtlı kişiler tarafından yapılabileceğinin belirtildiğini, ancak bu işi KKTC’de Emlakçılar Birliği’ne kayıtlı emlakçıların yapması gerektiğini dile getirdi. KKTC’de kayıtlı emlakçıların uzun yıllar eksperlik mesleğini icra ettiğini, ülkedeki gayrimenkul değerlerini çok daha iyi bildiğini belirten Yalkın, SPK’ya kayıtlı kişilerin bu işi emlakçılar kadar iyi yapamadığını savundu. SPK’ya kayıtlı kişilerin piyasayı iyi bilmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Yalkın, “Biz sürekli satış yaptığımız için bir piyasada bir gayrimenkulün hangi bölgede, kaç paraya satıldığını çok iyi biliyoruz” dedi. Yalkın, piyasaya bakıldığında bazı eksperlerin şu anda bir gayrimenkule 1 milyon sterlin, bir başkasına ise 500 bin sterlin değer biçtiğini belirterek, arada çok büyük bir “uçurumun” olduğuna dikkat çekti. “Kıbrıs gibi bir yerde bu işi yapmak daha farklı” Değerlendirme uzmanlığının dünyada bir meslek olduğunu, ancak Kıbrıs gibi bir yerde bu işi yapmanın daha farklı olduğuna değinen Yalkın, “Amerika ya da İngiltere gibi ülkelerde piyasa fiyatları bellidir. O ülkelerde piyasa en fazla yüzde 2 ile 3 arasında değişir. Ancak bizim ülkemizde fiyatlar değişkendir” dedi. Yalkın, bu sistemin rayına oturabilmesi için ekspertizlik yapan kişilerin belli başlı özelliklere sahip olması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: “Ekspertizlerin piyasa değerleri ve piyasa verilerini bilen, bölge bölge arazi ve emlak değerlerini, en önemlisi de Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nin verdiği birim fiyatlarını güncel bir şekilde takip etmesi gerekmektedir. Örneğin, 200 metrekarelik bir yapının metrekaresi ne kadara mal olur. Müstakil veya dubleks evin, apartmanın, otelin, deponun, ya da bir bungalovun metre karesinin güncel değerlere göre kaç paraya mal olacağı bilinmek zorunda…” Haber: Ahmet KARAGÖZLÜ