Bugün “5 Haziran Dünya Çevre Günü”, bu nedenle çok sayıda mesaj, açıklama okuyacaksınız, göstermelik etkinliklere tanık olacaksınız.

   Bence bu ülkede “Çevre Günü” kutlamak yasaklanmalı, çünkü böyle bir günü kutlamayı hak etmiyoruz.

   “Çevre Günü”, ülkemizde olsa olsa “utanç günü” olarak kutlanabilir.

  Çünkü ülkenin dört bir tarafı utanç verici haller ve görüntülerle dolu.

  Bu ülkede ne çevre bilinci diye bir şey var ne de bunun oluşmasını sağlayacak bir yönetim anlayışı.

  Çevreye önem verilmiyor, bu konuda neredeyse olumlu hiçbir şey yok.

  Ülkenin her tarafı çevre kirliliği ve çevre katliamına teslim.

  Çevre Bakanlığı var ama o bakanlığın odaklandığı alan pek çevreyle ilgili değil.

  Genel olarak hükümetin de derdi değil çevre…

  Yollar, sokaklar, caddeler çok kirli, ülkenin her tarafı çöp tepeleri, çöp dağlarıyla dolu.

  Ne ovalarımızı koruyabiliyoruz ne dağlarımızı ne tepelerimizi ne derelerimizi ne de denizlerimizi…

  Hepsini mahvettik, yeşili yok etmek, ağaçları kesmek, dereleri dümdüz etmek, yabani hayvanları tüketmek, denizleri lağıma boğmak için adeta çaba sarf ediyoruz.

  Büyük bir kesim, kendi ülkesini mahvetmek için ant içmiş gibi…

  Buralarda yaşayan bazı yabancıların, ülkeyi fazla önemsemediğini anladık ama birçok vatandaşımız da duyarsız.

  Çevreyi korumak için yasalar yapılmış ama bunların kimisi uygulanmıyor kimisi ise yetersiz.

  Çevreye verdiğimiz zarar nedeniyle, defalarca başımıza kötü işler geldi ama ders çıkarmıyoruz.

  Mesela su baskınlarının mağduru oluyoruz ama suyun akışını aksatacak çalışmalara, çarpık yapılaşmaya, dereleri işgal etmeye devam ediyoruz.

  Lağım sorununa bir türlü çözüm bulamıyoruz, neredeyse denize gireceğimiz yer bulamıyoruz.

  Ülkeyi yönetenler, berbat duruma dönüşen “Güngör Düzenli Katı Atık Depolama Tesisi” için elini çabuk tutmuyor.

   Yapılan yanlışlıklar nedeniyle Güngör, modern bir tesis olmaktan çıkıp, vahşi depolama alanına dönüştü.    

   Orası için yok ihaleye çıkıldı, yok o ihale olmadı, yok kişiye özel ihale yapıldı, itirazlar geldi iptal oldu, yok başka ihale yapıldı, yok oradaki mevcut işletmecinin sözleşmesi iptal edildi yok yakında yine ihaleye çıkılacak… Tam bir yılan hikayesi ama çevre de katlolmaya devam ediyor.

   Belediyelerin çöp depolama, bekletme alanları berbat durumda, sıkça yangınlar çıkıyor, yaşam alanları duman altında kalıyor.

    Duyarsız davranışlar nedeniyle yangınlar çıkıyor, hem ormanlar, ağaçlar yanıyor hem oralardaki birçok canlı ölüyor.

     Ne yıllardır tam bir çevre felaketi olan CMC maden atıklarıyla ilgili bir şey yapılabildi ne de Teknecik Elektrik santralinden çıkıp da insanları zehirleyen baca için filtre satın alınabildi.

    Nüfus artıyor, araçlar çoğalıyor, egzoz emisyon denetimi yetersiz, trafik kara dumanlar saçan, insanları zehirleyen araçlarla dolu.

    Daha fazla para kazanabilmek için doğal güzelliklerimiz, doğal zenginliklerimiz hiç çekinmeden yok ediliyor.

    İklim krizi denen şeyin adeta farkında değil bu ülkede yaşayanlar ve ona karşı hiçbir tedbir yok.

    Hükümet, Bakanlık bir seferberlik düzenleyeceğine, ciddi tedbirler alacağına “Çöp toplama maratonu” organize ediyor.

    Kirletmeyi engelleyeceğine, başkalarının kirlettiğini bir başkasına temizletiyor, üzerine de ödül koyuyor. Ne kadar tuhaf değil mi?

    Zaten birçok sivil toplum örgütü bu çöp toplama etkinliklerini düzenliyor ama ne oluyor, tedbir alınmadığı için temizledikleri yerler kısa süre sonra kirletiliyor. Bitmek bilmez bir kısır döndü.

    Dediğim gibi lütfen Çevre Günü kutlamayın, çevreyi, doğayı rezil bir duruma sokup sonra da kutlamak ayıp değil de nedir?

,