Hükümetin maaşlardan kesinti yapmak ve birçok hizmet ile harca ek vergi getirmek için yaptığı kanun hükmünde kararname, toplumun büyük kesiminden tepki görmeye devam ediyor. Vatandaşlar, sendikalar...

Hükümetin maaşlardan kesinti yapmak ve birçok hizmet ile harca ek vergi getirmek için yaptığı kanun hükmünde kararname, toplumun büyük kesiminden tepki görmeye devam ediyor. Vatandaşlar, sendikalar ve sivil toplum örgütleri, hükümete sert eleştiriler yapıyor. Depremzedelerin konut ihtiyacına katkı koymak için “bin konut projesi” hazırlayan ve işe koyulan Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu da hükümeti eleştirdi. Ekonomik örgütler, bir taraftan ciddi katkılar yapıyor, diğer taraftan konut projesi ile ilgili yoğun efor sağlıyorken, hükümetin hiçbir sivil toplum örgütü ile istişareye gitmeden maaş kesintisi ve ek vergiler getirmesini kınadı. Dikkatinizi çekerim 43 sivil toplum örgütü destek veriyor bu platforma… Hükümetin, yıllardır çözülemeyen sorunlara çare bulma ve depremzedelere katkı yapma gerekçesiyle ortaya koyduğu kanun hükmündeki kararname birçok kesim tarafından “fırsatçılık” olarak değerlendirildi. Yapılan birçok açıklamada açıkça hükümete güvenilmediği belirtirken, bunu açıkça yazmayanlar da ima ediyor… Hükümetin, toplanan parayı amacına uygun kullanmayacağına inanıyor birçok kişi… Aynı zamanda yine hükümetin halkın cebine eline sokacağına, yapacağı birçok tasarruf olduğunu söyleyenler de oldukça fazla… Hükümet toplumdan onay almayan bu kanun hükmünde kararnameyle hem birçok gönüllü katkı yapan vatandaşı küstürdü hem de ciddi katkılar yapan ve yapmaya da devam edecek olan iş çevrelerinin, ekonomik örgütlerin şevkini kırdı… Herkes katkısını yapıyor ama hükümet kanun hükmünde kararname ile bir de zoraki kesintilere ve ek vergilere yöneliyor. Fırsattan yararlanıp bu kadar açgözlü ve toplum psikolojisini anlama bakımından bu kadar öngörüsüz bir hükümet olamaz. Televizyon programlarında yönetenlere soruluyor, daha doğrusu hatırlatılıyor, daha önce emeklilerden kesinti yapıldığında bunun Anayasa Mahkemesi’nden döndüğünü ama onlar ne diyor? Bunu bildiklerini ama böyle bir felaket sonrası kimsenin mahkemeye gitmeyeceğini, kamuoyu vicdanının bunu engelleyeceğini söylüyorlar. Bak sen, özrü kabahatinden büyük… Yapılanın hatalı ve gayri yasal olduğunu biliyorlar, bile bile yapıyorlar ve “Nasıl olsa deprem felaketi var, mahkemeye gidemezler” diyorlar. Yani bu fırsatçılık değil de nedir? Bu yapılan hem yasal değil hem de etik değil… Hatta ayıptır bu yapılan… Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen katkı yapıyor bu halk ama siz kafasına vura vura almak istiyorsunuz, ortaya koyduğunuz gerekçeler de hiç inandırıcı değil. Böyle bir ortam içinde partizanca istihdamlar yapılmak istenmesi, halktan para talep ederken, kendilerinin izaz ikram kalemlerini artırmak için çaba içinde olmaları aslında yönetenlerin hiç değişmediğini, çok da samimiyetsiz olduklarını gösteriyor. Kendi lüksleri ve harcamalarından milim kısmayacaklar, akıllarına tasarruf gelmeyecek ama zor günler yaşayan halktan sürekli kesmek, tırtıklamak derdinde olacaklar… Yeter artık… Bu arada bu siyasileri seçip, iktidara taşıyanlar bile onlara inanmadıklarını söylüyor. Kimsenin inanamadığı, güvenmediği bazı siyasiler ve partiler neden tekrar tekrar seçilir onu da anlayabilmiş değilim… “Onlara inanmıyor, güvenmiyoruz ama seçelim orada dursunlar” mantığı, nasıl bir mantıktır? Seçtin işte al; yaptıklarına bakıyor musun? Şimdi eleştir, kına… Şimdi onu kararından döndürmek için işi gücü bırak ve uğraş… Tuhaf ama KKTC halleri işte bunlar…    

16 Şubat 2023