Her yıl olduğu gibi; 2023 yılı için de ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Mahkemeler 2023 Faaliyet Raporu’ yayınlandı. Bu raporda özellikle devletteki yetkili ve ilgili mercilerin üzerinde durması gereken en önemli konular arasında hiç kuşkusuz boşanma oranlarının giderek artması da bulunmaktadır. Bu oran maalesef her bir evliliğe bir boşanma gerçekleşecek şekilde giderek kötüleşmektedir.

Son on yıllık bir süre için Mahkemeler Faaliyet Raporları (https://www.mahkemeler.net/cgi-bin/faaliyet.aspx) incelendiğinde; şekillerde görüldüğü gibi, boşanma, evlenme ve boşanma/evlenme oranları ortaya çıkmaktadır.

Asd

2013 yılında evlenme lehine olan 357 fark, 2023 yılında 75’e düşmüştür. Buna paralel 2013’de boşanma/evlenme oranı %68,6 iken 2023’te bu oran %93,9’a yükselmiştir.

Asdf

KKTC Mahkemeler 2023 Faaliyet Raporuna göre; davalar açısından kategorize edilen boşanma nedenleri ‘Evlilik birliğinin temelinden sarsılması’, Evlilikleri en az bir yıl sürmesi koşulu ile tarafların birlikte başvurması veya bir taraf öteki tarafın davasını kabul etmişse’ ve ‘Boşanma davası açıldığında tarafların sürekli biçimde 2 yıl ayrı yaşaması’dır. Sibel Dinçyürek’in danışmanlığında İpek ALKAN tarafından yapılan ‘KKTC’deki Boşanma Sebepleri ve Boşanmanın Eşler Üzerindeki Psikolojik Etkisi’ isimli yüksek lisan tezi bulgularına göre ise  boşanmanın en önemli sebepleri sırasıyla kültürel farklılıklar, fikir ayrılığı, ilgisizlik, eşleri boşanmaya iten sebepler maddi sorumluluk almama, şiddet, aldatma, dış müdahale, başka ülkede yaşama isteği, eğitim düzeyi, kişilik farklılığı, eşlerin çocuk sahibi olmak istememesi, eğlence hayatına düşkünlük ve sosyal çevre ayrımcılığıdır (https://docs.neu.edu.tr/library/6735865594.pdf).

 Evlilik müessesesinin sonlandırılması anlamına gelen boşanma açısından özelikle devletin yetkili ve ilgili mercilerinin üzerinde durmasını gerektiren konu aile bütünlüğünün bozulması ile eşlerin ve çocukların olumsuz etkilenmesi ve tolumun geneline sirayet eden yaralar açmasıdır. Bu çerçevede, literatürel açıdan boşanmanın etkilerini aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

· Boşanma durumları toplumda yaygın hale geldiğinde, bu durum toplumsal bir sorun olarak da değerlendirilmektedir. Boşanma ile birlikte bireylerde duygusal çöküntüler, stres, ekonomik sorunlar, kaygı, şiddet, uykusuzluk, sinirlilik, güvensizlik ve duyarsızlık gibi etkiler meydana getirmektedir. Ayrıca boşanma sonrasında bireylerde sosyal dışlanma, intikam, yalnızlık, panik ataklar, depresyon, bağlanma sorunları, özgüven eksikliği, ruhsal sorunlar, iletişim bozuklukları ve itibar kaybı gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır (https://asosjournal.com/?mod=tammetin&makaleadi=&makaleurl=2e2a05c1-0fa6-4603-807e-9d492d5c899b.pdf&key=65841).

· Bilinenin aksine boşanmalardan erkekler kadınlara göre daha fazla etkilenmektedir. Belki evlilik kurumu erkeğe daha fazla konfor sağlıyor ve bunu kaybetmek onlar için daha güç ortam yaratıyor. Boşanma sonucu erkeklerin sadece üçte biri kendini daha özgür hissederken çoğunluğu kendini sıkıntılı hissetmektedir (https://www.milliyet.com.tr/pembenar/bosanmanin-psikolojik-etkileri-2879182)

· Çocuklarda düşük benlik saygısı, depresyon, davranış bozukluğu, okul başarısızlığı ve toplumdan izolasyon sıkça ortaya çıkmaktadır. Kızlar daha çok davranış problemleri gösterirken, erkekler cinsiyet özdeşiminde bozukluklar gösterebilir. Okul dönemi erkek çocuklarda kızgınlık ve stres kızlara göre daha yoğundur. Çoğu erkek çocuk bu kızgınlığı öğretmenleri ve arkadaşlarına yönlendirirken, bazıları doğrudan anneye yönelir ve anneyi suçlar (https://www.antalyapsikiyatrist.com/ergen-terapisi/bosanmanin-cocuk-uzerindeki-etkileri#:~:text=Bu%20%C3%A7ocuklarda%20d%C3%BC%C5%9F%C3%BCk%20benlik%20sayg%C4%B1s%C4%B1,stres%20k%C4%B1zlara%20g%C3%B6re%20daha%20yo%C4%9Fundur.).

· Boşanma sonrasında çocukların yaklaşık yüzde yirmisinde sorunlar ortaya çıkar. Bu oran, boşanmamış ailelerdeki çocuklara göre riskin yaklaşık 2 kat artmış olduğunu göstermektedir.  En sık davranış sorunları, kurallara uymama, akademik başarıda düşüklük, kaygı ve depresyon gözlemlenir (https://www.ozguroner.dr.tr/guncel-yazilar/bosanmanin-cocuklar-uzerindeki-etkileri.html#:~:text=Bo%C5%9Fanma%20sonras%C4%B1nda%20%C3%A7ocuklar%C4%B1n%20yakla%C5%9F%C4%B1k%20y%C3%BCzde,d%C3%BC%C5%9F%C3%BCkl%C3%BCk%2C%20kayg%C4%B1%20ve%20depresyon%20g%C3%B6zlemlenir.).

· Antisosyal, agresif ve suç içeren davranışlar boşanmış aile çocuklarında daha fazla görülmüştür. Örneğin parçalanmış ailelerden gelen ergenlerdeki suça iştirak etme oranı %15 iken diğer akranlarında bu oran %8'dir, yani 2 kat fazla bulunmuştur. Amerikan Ulusal Sağlık Araştırma verilerine göre 1998'de İngiltere'de yapılan bir araştırmada 18 yaşına kadar hırsızlık yapma oranı boşanmış aile çocuklarında %10.7 iken diğer çocuklarda bu oran %5.5 olarak bulunmuştur. Yine Amerikan Ulusal Sağlık Araştırma verilerine göre boşanmış ailelerden gelenlerin sigara içme oranı %14 iken normal ailelerden gelenlerde bu oran %9 dur. Hayatın herhangi bir döneminde alkol bağımlılığı %18.2 bulunurken normal ailelerden gelenlerde bu oran %13.1’dir  (https://kemalsayar.com/insana-dair/parcalanmis-ailelerde-ve-cocuklarinda-gorulen-problemler).

·  Anne ve babanın boşanması, ayrı yaşaması gibi aile bütünlüğünü bozan etkenler de uyuşturucu kullanımı için önemli risk etkenleri olarak bulunmuştur. Yurt dışında yapılan bir araştırmaya göre, uyuşturucu madde kullanan kişilerin, %50’den fazlasının boşanmış ailelerden geldikleri saptanmıştır (https://alo191.saglik.gov.tr/TR-53772/madde-bagimliginda-ailenin-rolu.html#).

Sonuç olarak; yukardaki veriler/bilgiler dikkate alındığında, giderek ürkütücü boyutlara ulaşan boşanmaların etkisini minimize etmek için KKTC devletinin kendi etkinliğini ortaya koymak üzere aşağıdaki başlıca hususlarda özdeğerlendirme yapması mutlaka gereklidir:

· Anayasaya göre ayrı bir bakanlık kurulamayacağına göre, Başbakanlığa bağlı aile müsteşarlığı kurulması ve hatırı sayılır bir bütçe ile donatılması,

· Boşanma sürecinde aile terapisi hizmeti,

· Koruyucu aile hizmeti,

· Aile yanında bakım ve sosyal ekonomik destek hizmeti,

· Kurum bakım hizmeti

· Evlat edindirme hizmeti

· Psikososyal bakım desteği,

· Bireysel danışmanlık ve aile danışmanlığı,

· Hukuki destek,

·  Acil ihtiyaçlar için acil durum nakit yardımı,

· Temel sağlık ve beslenme danışmanlığı,

· Engeli olanlara yönelik danışmanlık,

· Risk altında bulunduğu veya ihtiyaç sahibi olduğu tespit edilen çocuklara yönelik vaka çalışması ve vaka yönetimi ve uzmanlaşmış hizmetlere yönlendirme,

· Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin uygulanabilirliği