Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) Koruyucu Hekimlik, Halk Sağlığı, İnsan Hakları Sorumlusu, Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nesil Bayraktar, göçmen kuşlarla yayılan ve Culex türü sivrisineğin ısırmasıyla insanlara bulaşan Batı Nil virüsünün, göçmen kuşların göç yolları üzerinde bulunan ülkemizde de ciddi risk oluşturduğunu vurguladı.

   Virüsün özellikle yaz ayları girişi ile sonbahar ortasına kadar epidemiyolojik süreci olduğunu söyleyen Bayraktar, ülkemizin göç yolları üzerinde olması nedeniyle de risk altında olduğumuzu belirtti.

   Ülkemizde 2019 yılında yaşanan küçük çaptaki Batı Nil virüsü salgınında, semptom gösteren 16 vakadan, 3'ünün hayatını kaybettiğini anımsatan Bayraktar, virüsle enfekte olan insanların yüzde 80'inden fazlasının tedavi gerekmeden ve belirti göstermeden hastalığı atlattığını, belirti gösterenlerin ise sadece yüzde 1'inde beyin, beyin zarı, santral sinir sistemini tutabilecek ve ölüme neden olabilecek ciddi hastalık görüldüğünü bildirdi.

   Dr. Nesil Bayraktar, Sağlık Bakanlığı'nın hastalığı saptayabilecek düzeyde olduğunu belirtti.

   Bayraktar, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'in virüsün tespiti ile ilgili çeşitli projeleri olduğunu, özellikle İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi'nin konuyla ilgili projesinin yeniden başladığını ve sinek tuzaklarıyla sineklerin taşıyıcılıklarının kontrol edildiğini açıkladı. 

   Vatandaşları hastalığın yayılımının önlenmesi için hane içi ve hane etrafından bulunan su birikintilerinden arınmalarını tavsiye eden Dr. Bayraktar, ayrıca Batı Nil virüsünü taşıyan sinekleri biyologlar dışındaki kişilerin ayırt edebilmesinin çok zor olduğunu dile getirdi.

Bayraktar: Sivrisinekler vasıtasıyla insanlara bulaşıyor!

   BAĞIMSIZ Gazete'ye konuşan Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) Koruyucu Hekimlik, Halk Sağlığı, İnsan Hakları Sorumlusu, Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nesil Bayraktar, Batı Nil virüsü sivrisinekler aracılığıyla insanlara ve atlara bulaşan bir virüs olduğunu söyledi.

   Batı Nil virüsünün göçmen kuşlar sayesinde birçok ülkeye taşınabilir durumda bir virüs olduğunu anlatan Bayraktar, güvercinler ve kırlangıçlar gibi kuşların toplu ölümlerinin görülmesi epidemiyolojik olarak uyarıcı olduğunu açıkladı.

   Virüsün yaz girişi ve sonbahar ortasına kadar epidemiyolojik süreci olduğunu ifade eden Bayraktar, " yani bu durumda şunu bilmemiz gerekiyor. Ülkemiz göçmen kuşların göç yolları üzerinde olması nedeniyle yaz mevsimi başlarında ve sonbaharın ortasına kadar ki süreçte sivrisinekler vasıtasıyla riskli bölgededir" dedi.

"Vakaların sadece yüzde 1'inde sinir sistemi etkilenebiliyor"

   Dr. Nesil Bayraktar, virüs sivrisineğin ısırığıyla insanlara bulaştığını, vakaların yüzde 80'den fazlasının kendiliğinden belirti göstermeden iyileştiğini, ancak, semptom veren vakalarda ciddi şekilde semptomlar görüldüğünü dile getirdi.

   Bu belirtilerin yüksek ateş ayrıca eklem ağrısı, baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik, mide bulantısı gibi ayırt edici olmayan semptomlar olduğunu anlatan Bayraktar, semptom veren vakaların sadece yüzde 1'inde beyin, beyin zarı, santral sinir sistemini tutabilecek ve ölüme neden olabilecek ciddi hastalık görüldüğünü söyledi. Bayraktar, "Ne yazık ki sinir sisteminin etkilendiği durumlarda ölüm oranları artmaktadır" dedi.

    Dr. Nesil Bayraktar, ağır semptom gösteren yüzde 1'lik kesimin bilinç kaybı, bilinç bulanıklığı, yürüme bozukluğu ve kas gevşekliği gibi bulgularla kendini gösterdiğini söyledi. Semptomların; sineğin kişiyi ısırdıktan yaklaşık 4-6 gün sonra  ortaya çıktığını ifade eden Bayraktar, kandan, idrardan ve gerekirse beyin omurilik sıvısından alınan alınan örneklerle hastalığın tanısının konulabilmekte olduğunu belirtti.

   "Epidemiyoloji olarak Batı Nil Virüsünün görülebilme döneminde olmamız nedeniyle Sağlık Bakanlığı bünyesinde de koruyucu ve tedavi edici önlemler kademeli olarak başlatılmıştır" diyen Bayraktar, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde gerekli tanı ve tedavi şartları da oluşturulduğunu açıkladı.

   Bayraktar konuşmasına şöyle devam etti:

   "Burada önemli olan virüse maruziyetin en aza düşürülmesidir. Çünkü Batı Nil virüsü enfeksiyonun spesifik bir tedavisi olmadığı gibi sinir sisteminin etkilenmesi halinde ölüm riski arttığını biliyoruz. Bu nedenle entegre sivri sinek mücadelesinin önemini bir kez daha vurgulamakta fayda görüyorum. Yerel yönetimler ve Temel Sağlık Dairesinin ilaçlama konusunda koordineli çalışması ve halkı da bilinçlendirecek iletişim kanallarını kullanması gerektiği düşüncesindeyim. Kişisel korunmanın öneminin arttığı bugünlerde hane içi su birikintilerinin berteraf edilmesi son derece önemlidir. Saksı altları, klima suları, el arabaları, yedek su varilleri, kovalar gibi…"

"Sağlık Bakanlığımız hastalığı saptayabilecek düzeydedir"

    Dr. Nesil Bayraktar, Sağlık Bakanlığı'nın bu hastalığı saptayabilir düzeyde olduğunu ifade etti.

   Ülkemizde 2019 yılında Batı Nil Virüsü ile ilgili küçük bir salgın dönemi geçirdiğimiz örneğini verdi ve o yıl 16 vaka görüldüğünü, 16 vakadan 3 vakanın hayatını kaybettiğini söyleyen Bayraktar, Batı Nil virüsü taşıyan sivrisinekleri 2019 yılı itibarıyla sinek tuzakları kurularak tespit edilmeye çalışıldığını açıkladı.

   Dr. Nesil Bayraktar, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'in virüsün tespiti ile ilgili çeşitli projeleri olduğunu, özellikle İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi'nin konuyla ilgili projesinin yeniden başladığını ve sinek tuzaklarıyla sineklerin taşıyıcılıklarının kontrol edildiğini bildirdi.

   Bayraktar, ayrıca Batı Nil virüsünü taşıyan sinekleri biyologlar dışındaki kişilerin ayırt edebilmesinin çok zor olduğunu dile getirdi.  Virüsün insandan insana bulaşma gibi bir durumun söz konusu olmadığının altını çizen Bayraktar, virüsün için insan ve atların son konak olduğunu söyledi.

“Su birikintilerinden arınılmalı”

   Hane içi ve hane çevrelerindeki su birikintilerinden çok hızlı bir şekilde arınılması gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, hayati öneriyi paylaştı:

  "Klima suyu birikintileri, saksı suyu birikintileri, kovalarda veya el arabalarında biriken suları 5 günden fazla mutlaka tutmamak gerekiyor. Bir havuz boşaltılmışsa mutlaka üzeri branda ile kapatılmalıdır. Çünkü sineklerin en fazla bulunduğu, dinlendiği ve ürediği alanlar bu alanlardır. Kişilerin ilaçlama gibi ihtiyaçları varsa mutlaka bağlı oldukları belediyelere konu ile ilgili bilgilendirmesi gerekiyor. Hem belediyeler hem de Sağlık Bakanlığı ilaçlama işlemlerini başvurulması halinde ücretsiz olarak yardımcı olmaktadır".

Editör: Ahmet Karagözlü