Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği Başkanı Ali Özgöçmen, hemşire sayısının artırılması gerektiğine işaret ederek ambulanslarda paremediklerin görev yapması gerekirken bu açığı zaman zaman hemşirelerin kapatmak zorunda kaldığını vurguladı.
Özgöçmen, ambulanslarda görev yapan paremedik, hemşire ve şoförlerinin şu an yasal bir zemininin bulunmadığının da altını çizdi.
Ali Özgöçmen, BAĞIMSIZ TV’de köşe yazarı Okan Veli Şafaklı ile Gazeteci Deniz Gürgöze’nin hazırlayıp sunduğu “Sıra Dışı” programına katıldı.
Özgöçmen: Hemşireler ile ebelerin mesleki standartları yükseldi
Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği Başkanı Ali Özgöçmen, hemşireliğin profesyonel bir meslek olduğunu belirterek birinin hemşire olabilmesi için üniversitede ilgili bölümde eğitim alması gerektiğini kaydetti.
1980’li yıllardan günümüze kadarki süreçte hemşirelik mesleğinin standartlarının yukarıya çekildiğini dile getiren Özgöçmen, ortaokul ve lise düzeyinden başlayarak üniversite düzeyine gelen hemşireliğin sorumluluğunun bakım, tedavi ve koruyucu sağlık hizmeti olduğunu ifade etti.
Özgöçmen, yaşanan eksikliklerin doğrudan doğruya sorumlusunun hemşire olmadığına işaret ederek hemşirelerin sistemlerin ve hükümetlerin eksiklerini kapatmaya çalıştığını anlattı.
Ebelik için de aynı standartların söz konusu olduğuna dikkat çeken Özgöçmen, ebelerin ve hemşirelerin Kıbrıs Türk Ebeler ve Hemşireler Birliği’ne üye olma zorunluluğunun da bulunduğunun altını çizdi.
Özgöçmen, şöyle devam etti:
“Hastalar iddia edildiği gibi mağdur edilmez. Hemşireler, artan iş yükünden dolayı zamanını daha çok tedaviye ayırırlar. Hastanede size ayıracağım zaman kısıtlı. Zamanı birine daha çok ayırırsam diğerinin tedavisini aksatabilirim. Tedaviler çok önemlidir. Tedaviler, uygun saatte yapılmazsa zincir kurulamaz ve hastanın iyileşmesi için ayırdığınız zaman ve gayret boşa gider.”
“Hasta bakımı konusunda mafyalaşma,
eksiklik ve vergi kaçakçılığı var”
Hasta bakımı konusunda eksiklik, mafyalaşma, vergi kaçakçılığı olduğunu, ilk yerin geçmiş dönemlerde yönetiminde bulunduğu Kıbrıs Türk Hemşire ve Ebeler Sendikası olduğunu anlatan Özgöçmen, bu konuyla ilgili çalışmaların yapıldığını bildirdi.
Özgöçmen, uzun yıllar yapılan çalışmaların ardından o dönem sistem içerisindeki bu eksikliğin giderilmesi gerektiğinin söylendiğini anımsatarak hasta bakımı sorumluluğunun doğrudan doğruya hemşirelerde olmasına rağmen bu konuda desteğe ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Yoğun bakımda 150-200 kilo bir hastanın çevrilmesi, yatak pozisyonlarının verilmesi, pansuman ve tedavisinin yapılmasını birkaç kadın hemşireden beklemenin doğru olmadığını belirterek kadınların fiziksel olarak erkeklere göre daha az güce sahip olduğunu kaydetti.
Özgöçmen, bunu ilk söyledikleri zaman neredeyse sendikaya darbe yapıldığını dile getirerek çok uzun zaman emek verdiklerini, şu anki sendika yönetiminin gayretleriyle devletin sorumluluğu altında olan hastasına devletin çalışanının bakması gerektiği yönünde mücadele ettiklerini ifade etti.
Bir süre önce geçen Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Kuruluş Görev ve Esasları Yasa Değişiklik Yasa Tasarısı içerisinde artık bu bağlamda istihdam edilecek kadroların oluşturulduğuna işaret eden Özgöçmen, bu yönde istihdamların gerçekleştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Özgöçmen, hemşirelerin bakımdaki sorumluluklarına destek verileceğini ve bu çalışmaların hemşirelerin kontrolü altında devam edileceğini söyleyerek, devletin birçok alanda hasta bakımı konusunda sorumluluğunu tam anlamıyla yerine getirmediğinin altını çizdi.
Hasta bakıcılarının var olmasının bir hemşirenin görevden kaçacağı anlamına gelmediğine dikkat çeken Özgöçmen, böyle bir durum gözlemlendiğinde kişilerin Birliğe yasal bir şekilde şikâyette bulunulabileceklerini açıkladı.
Özgöçmen, ebelerin doğum hizmetine katkı sağlamakta olduğunu belirterek, hem hemşire hem ebelerin birisinin yardımcısı olmadığını, belli görev ve sorumluluklarının bulunduğunu kaydetti.
Ebelerin doğum öncesi, sırası ve sonrasında anne ile bebeğe katkı sağlamak gibi bir sorumluluğunun bulunduğunu dile getiren Özgöçmen, geçmiş dönemlerde yeterli sayıda ebe olmadığı için ebelik eğitimi de almış hemşirelerin bu sorumluluğu üstlendiğini ancak şu an bu durumun değiştiğini ifade etti.
Özgöçmen, artık ebe olmak için de hemşire olmak için bir üniversitede ilgili bölümden mezun olunması gerektiğinin altını çizdi.
Özgöçmen, Doğum sırasında ebenin; annenin servise yatırılmasıyla birlikte ise hemşirenin sorumluluğunun ortaya çıktığına işaret etti.
“Ambulanslardaki paramedik ve
hemşirelerin yasal zemini yok”
Ambulans hizmetlerinde görev yapması gereken meslek grubunun da paremedikler olduğuna dikkat çeken Özgöçmen, bu alanda da eksiklik olması nedeniyle bu boşluğu hemşirelerin kapatmak zorunda kaldığını bildirdi.
Özgöçmen, sistemsel eksikliklerden dolayı hemşirelerin birçok sorumluluğu üstlenmek durumunda kaldığı üzerinde durarak, ambulanslardaki sorunun aşılmaya başlandığını anlattı.
Ambulanslara hizmet veren paramedik ve hemşirelerin bugün bile yasal zeminin bulunmadığını belirten Özgöçmen, bu konuyla ilgili yasa tasarısının bulunduğunu kaydetti.
Özgöçmen, geçmiş dönemlerde ambulans alınması için çağrılar yaptıklarını ancak alınan ambulansların bile şu an kötü durumda olduğunu dile getirerek, ambulans ihalesine çıkılması gerektiğini ifade etti.
“60 hemşire alınacak”
Açılan münhalle yaklaşık 60 hemşirenin alınacağına işaret eden Özgöçmen, bu kişilerin rahatlama sağlayacağını ancak sağlıkta maksimumum personel sayısına ulaşmak diye bir şeyin söz konusu olmadığını anlattı.
Özgöçmen, nüfusun belirsiz bir şekilde artmaya devam etmesinin kliniklerinin gelişmesini de berberinde getirdiğine dikkat çekerek, yeni klinikler açıldıkça yeni personele ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
“Özel kliniklerin denetimi ve izni Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğunda”
Özel bir klinik veya hastane açılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’na başvuru yapılması gerektiğini belirten Özgöçmen, bakanlığın da bu yerleri denetlemekle mükellef olduğunu kaydetti.
Özgöçmen, bir kişinin hemşirelik yapabilmesi için bu alanda üniversite eğitimi almasının yanı sıra Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği’ne üye olması gerektiğini yineleyerek, şu anda görev yapan kişilerinin kayıtlarının ellerinde bulunduğunu açıkladı.
Özel kliniklerdeki durumun da bu açıdan iyi bir durumda olduğunu dile getiren Özgöçmen, vatandaşlara, bir hemşireyle ilgili bu bölümü okumadığına yönelik endişeleri bulunduğunda Birliğe şikayette bulunabileceğini, böyle bir durumda ağır yaptırımların uygulanabileceğini ifade etti.
“İlk defa bir hemşire Birliğe üye olmadığı için ceza aldı”
Özgöçmen, Sınırüstü Yaşlı Bakımevi’ndeki sorunun devletin sorumluluğunu yerine getirmemesinden kaynaklandığına işaret ederek, ülkede hasta bakımevi ile yaşlı bakımevi konusundaki mevzuatın yeterli olmadığını anlattı.
Bununla ilgili çalışmanın komitede olduğuna dikkat çeken Özgöçmen, İdari ve Sağlık İşleri Komitesi’ne görev düştüğünü söyledi.
Özgöçmen, bu konunun paydaşların çağrılması ve yasaya dönüşmesi sürecinde yaşlı bakımevi ile hasta bakımevlerinin kime bağlı olacağı, kim tarafından denetleneceği ve buralarda kimlerin çalışacağı gibi soruların cevap bulabileceğinin altını çizdi.
Bunlar yapılmadıkça suiistimallerin devam edeceğini belirten Özgöçmen, Sınırüstü Yaşlı Bakımevi’ndeki skandalın ortaya çıktığı dönem Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği’ne üye olmayan bir hemşire tespit ettiklerini ve başlattıkları hukuki mücadelenin ardından bu kişinin mahkum edildiğini kaydetti. Özgöçmen, söz konusu kişinin bu konuda ceza alan ilk kişi olduğunu bildirdi.
Özgöçmen, özel kurumlarda çalışan hemşirelerin asgari ücret aldıklarını ve yatırımlarının bu maaşa göre yatırıldığını belirterek, bu durumu, söz konusu kişilerinin geleceğinin çalınması ve hırsızlık olarak tanımladı.
“Hastaların ilaca erişimi zorlaştırılmamalı”
Sahte reçete düzenlenmesi soruşturması kapsamında suçla ilişkisi olan herkesin soruşturulması, kovuşturulması gerektiğini dile getiren Özgöçmen, öte yandan Sağlık Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığı’nın hastaları mağdur etmemesi gerektiğini ifade etti.
Özgöçmen, bu kurumların öncelikli görevinin halkın sağlığını korumak olduğuna işaret ederek, hastanın ilaca ulaşımının zorlaştırılmaması gerektiğini vurguladı.
Hastanelerin depreme dayanıklılık noktasında incelendiğini ancak bilimsel raporların henüz paylaşılmadığını söyleyen Özgöçmen, devletin hastanelerinin tüm toplumun sığınağı olduğunu, bu nedenle bunda sadece sağlık örgütlerinin değil tüm toplumun sorumluluğunun bulunduğunu açıkladı.