Yunanistan’da yolcu treni ile yük treninin çarpışmasıyla meydana gelen kazada 3’ü Kıbrıslı Rum olmak üzere çoğu üniversite öğrencisi olan 57 kişi hayatını kaybetti. Çarpışma sonrası raydan çıkan vagonlarda çıkan yangın cesetleri tanınmaz hale getirdi, arama ve enkaz kaldırma çalışmaları günlerce sürdü. Ülkede büyük bir üzüntüye ve öfkeye sebep olan kazadan sonra 3 gün milli yas ilan edildi. Başbakan Kiriakos Mitçotakis, kazadan sonraki gün yaptığı açıklamada kazanın sebebinin insan hatası olduğunu söyledi. Demiryolu işletmesindeki güvenlik zafiyetlerinin medyaya yansımasından sonra gelen tepkilerin ardından “Hayatını kaybedenlere saygının gereği olarak” istifa eden Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis’in ise birkaç ay içinde yapılacak seçimlerde tekrar aday olmasının gündemde olduğu bildirildi. Yunanistan ana demiryolu hatlarında tren trafiğini kontrol eden ve sürücüleri yönlendiren uzaktan kontrol ve sinyalizasyon sistemlerinin yıllardır çalışmadığı ve istasyon şeflerinin birbirleriyle konuşarak trafiği manuel olarak idare ettikleri ortaya çıktı. Kazanın olduğu gece treni yanlış hatta gönderen istasyon şefi ise tutuklandı. Özelleştirme politikası kazaya davetiye çıkardı Basında, haber bültenlerinde ve siyasilerin açıklamalarında tekrarlanan insan hatası bir yana, Yunanistan Demiryolları’nın (OSE) özelleştirme hikayesi suçun başka boyutlarını ortaya çıkarıyor. Demiryollarında özelleştirme ve serbestleştirme politikaları kazanın taşlarını ördü. 2009 yılında PASOK hükümeti döneminde, Avrupa Birliği’nin (AB) Demiryolu Paketi kapsamında Yunanistan Demiryolları (OSE) farklı şirketlere ayrıldı. 2016’da SYRIZA hükümeti yönetim ve altyapı işlerini ulaştırma işinden ayırdı ve bundan sonra OSE ulaştırma işine ve güvenlikle ilgili meselelere dahil olamadı. 2018’de SYRIZA hükümeti döneminde OSE’nin ulaştırma bölümü TRAINOSE’nin bir kısmı 45 milyon Euro karşılığında İtalyan grubu “Ferrovie dello Stato”ya satıldı. Şirketle 250 milyonluk bir sözleşme yapıldı. TRAINOSE’nin birikmiş 14,3 milyar Euro borcu ise ulusal kamu borcuna eklendi. Ayrıca kadrolu çalışanları başka kamu görevlerine atanan TRAINOSE’de çalışma şartları ağırlaştı. İşçiler günde 9 saat ve 9 günde 1 izinle çalışmaya başladı. 2019’da ND (Yeni Demokrasi) hükümeti döneminde ND-SYRIZA-PASOK/KINAL oyları ile AB paketi onaylandı ve TRAINOSE 22 milyon Euro’ya tamamen satıldı. 2022’de 500 milyon Euro’ya TRAINOSE ile sözleşme 10 yıl uzatıldı. Özel şirketlere büyük kaynak aktarımı gerçekleşti Kısacası şimdiki ve önceki hükümetler AB politikaları çerçevesinde OSE’yi parçalara ayırdı, demiryolu ağının yönetimini trenlerin yönetiminden bağımsız hale getirdi ve ticarileştirdi. Daha ucuz ulaşım sağlanacağı gerekçesi ile gerçekleştirilen özelleştirmelerle özel şirketlere büyük bir kaynak aktarımı gerçekleşti. Ayrıca güvenlik gibi önemli meselelerde devletin sorumluluğu bulanık hale getirildi. Özel şirketlerle milyarlarca Euro’luk sözleşmeler yapılırken kazadan sonra Mitçotakis hükümeti, var olan ulaşım ağlarının AB desteğiyle ve hızlı bir şekilde bakım ve modernizasyonunu gerçekleştireceğini duyurdu. Bütün bu süreçte payı olan SYRIZA ve PASOK gibi muhalefet partileri ise hükümeti eleştirdi, ancak kendi sorumluluklarından ve bu kazaya sebep olan politikalardan hiç bahsetmedi. Yunan komünistler uyarmıştı Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ise asıl meselenin AB teşvikleriyle yapılan özelleştirmeler ve piyasacılık olduğunu söylerken bir yandan da düzen muhalefetinin bunu nasıl saklamaya çalıştığını belirtti. Kazadan sonra hükümetin alacağı yeni önlemlerin güvenli ve ucuz ulaşımla ilgisi olmadığını, bunun daha önce uygulanan şirketlerin kârını insan hayatından önde gören politikaların devamı olacağını vurguladı. Kazadan 45 gün önce (12.01.2023) bir KKE milletvekili OSE’nin güvenlik sorunlarından, özelleştirmelerle birlikte demiryolu işçilerinin kötüleşen iş koşullarından ve artan bilet fiyatlarından bahsederken, hükümetlerde yer alanlara “yıllarca elektronik güvenlik cihazlarını koymadınız… Önceliğimiz kaza olmaması için güvenlik önlemlerinin alınması. Bunun için sorumlu sizsiniz.” diye seslendi. KKE Genel Sekreteri Dimitris Kutsumbas ise mecliste yaptığı konuşmada bu olayın unutulmamasının tek yolunun mücadele etmek ve büyük protestolar düzenlemek olduğunun altını çizdi. Bu olayın üstünün örtülmemesi için KKE’nin üzerine düşeni yapacağını, herkesi öfkelendiren ve asıl suçluları saklamak için söylenen yalanlara izin vermeyeceklerini söyledi.

Editör: TE Bilisim