Yeni İngiliz Yüksek Komiseri Michalel Tatham Birleşik Krallığın Kıbrıs sorununda yapılması beklenen konferansa katılacağına, katılımının üst düzeyde olacağına inandığını söyledi. Tatham, iki bölgeli iki toplumlu federasyonu da “iki tarafın talep ve endişelerini görüşme, müzakere ve uzlaşı için alan yaratan geniş bir kavram” olarak niteledi.
Haftalık Kathimerini bir aydır Ada’da bulunan İngiliz Yüksek Komiseri Tatham’ın verdiği ilk söyleşiyi "Beşli Konferansta Üst Düzeyde Katılım… İki Bölgeli İki Toplumlu Federasyon Müzakere İçin Alan Yaratan Geniş Bir Kavram” başlığıyla manşete çekti.
Tatham Kıbrıs sorununda yapılması beklenen gayriresmi genişletilmiş görüşme sorulduğunda, “anladığım kadarıyla garantör güçlerin de katılımıyla beşli çerçevede olacak. Birleşik Krallık bu görüşmeye katılacak” dedi. Ülkesinin, garantör güç olarak rolünü çok ciddiye aldığına işaret eden Tatham sürece olabildiğince yapıcı katkıda bulunmak istediklerine işaret etti.
İngiltere’nin böyle bir görüşmeye hangi düzeyde katılacağı sorusuna karşılık, “süreci ve detayları görmek için görüşmenin BM tarafından çağrılmasını beklemek daha doğru” uyarısında bulunan Tatham “ancak en üst düzeyde katılacağımıza inanıyorum” ifadesini kullandı.
Tatham’a selefinin, Kıbrıslı Türklerin diyalog masasına oturmak için Rum tarafından teşvik beklediğini söylediği hatırlatılarak bu konuda kendisinin görüşü soruldu. “Tezleri hakkında konuşmak Kıbrıslı Türklerin yetkisinde.” diyen Tatham şunları ekledi: “Benim söyleyebileceğim, Birleşik Krallığın iki bölgeli iki toplumlu siyasi eşitliği olan federasyon çerçevesindeki çözüm için uzlaşılmış öneriye tam destek verdiğidir. Bunun, ilerleme için en umut verici çerçeve olduğunu değerlendiriyoruz. İnsanların sıklıkla iki bölgeli iki toplumlu federasyonun, çok somut ve iyi sınırlandırılmış bir çerçeveymiş gibi söz ettiklerini işitiyorum. Şahsen, iki tarafın talep ve endişelerini görüşme, müzakere ve uzlaşı için alan yaratan geniş bir kavram olduğunu düşünüyorum.”
Çoğu kişinin, bunun Kıbrıs sorununun çözülmesi için son fırsat olduğunu söylediği hatırlatılarak bu görüşü paylaşıp paylaşmadığı sorulan Tatham “Anladığım kadarıyla Kıbrıs sorununu benden daha iyi bileneler bu tür terimler kullanıyor.” Dedi, şöyle devam etti:
“Ancak bana göre son fırsat ifadesi diplomasi çerçevesinde kullanılabilecek kelime değil. Zannederim geçmişte çok kullanılmış bir ifade. Ancak, geçen zamanın Kıbrıs sorununun çözüm beklentileri lehine işlemediğini, olguların daha da zorlaştığını söyleyebilirim. Şahsen son fırsat ifadesini kullanmam ancak ilerleme olmasına vurgu yapılması için bir aciliyet hissi olmalı.”
Gazeteye göre Tatham Güney Kıbrıs ile ikili ilişkilerin, iki tarafın da çıkarına olacak şekilde geliştirilmesi için birçok yöntem olduğuna inanç belirtti. Tatham İngiltere-Güney Kıbrıs ilişkilerinin gelişme ve iyileşme rotasında bulunduğu bir dönemde göreve geldiğini ve İngiltere Başbakanı’nın kısa süre önce Güney Kıbrıs’a günübirlik ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı. İngiltere’nin garantör ülke sıfatına atıf yapan Tatham İngiltere’nin Kıbrıs sorununun BM parametrelerine uygun çözüm çabalarına desteğini belirterek “sürece her diplomatik imkanla destek vermeye hazırız.” dedi.
Tatham Güney Kıbrıs’a günübirlik ziyaretini Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in daveti üzerine gerçekleştiren İngiltere Başbakanı Keir Starmer’in Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz bölgesindeki hayati konumunun tam bilincinde olduğunu ve Hristodulidis’le uluslararası ilişkiler düzeyinde bölgedeki perspektiflerle ilgili düşüncelerini paylaştığını anlattı. Starmer ile Hristodulidis’in bölgedeki, Rusya ve Ukrayna’daki durumla ilgili yapıcı bir görüşme yaptığına da işaret eden Tatham “Başbakan garantör ülke olarak Birleşik Krallığın Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına aktif desteğini de vurgulamak istedi” dedi. Tatham Starmer’in önceliklerinden birinin de AB ve Avrupa ile ilişkileri yeniden hareketlendirmek olduğunu belirtti. Güney Kıbrıs’ın 2026’nın ilk yarısında AB dönem başkanlığını üstlenecek olması hasebiyle Starmer’in Hristodulidis ile İngiltere ve Güney Kıbrıs’ın bu çerçevede nasıl yakın çalışabileceğini görüştüğünü anlattı.
Hristodulidis’in, Kıbrıs sorununun çözümüyle birlikte NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmaya hazır olduğu açıklaması hatırlatılarak bunun gerçekçi bir senaryo olup olmadığının sorulması üzerine ise Tatham, Hristodulidis’in “açıklamalarını okuduğunu ve konuyu gerçekçi bir şekilde ortaya koyduğuna inandığını” söyledi.
Tatham özetle şunları kaydetti:
“Bugünkü dinamikleri ve mevcut kısıtlamaları anlıyor görünüyor. Kıbrıs’ın ABD de dahil Batı ile savunma ilişkilerini güçlendirme isteğini önemli buluyorum. Doğru istikamettedir ve Kıbrıs’ın ve bölgenin top yükün güvenliği açısından mantıklıdır. Kıbrıs'ın NATO’ya girmesi gerekir diye bir şey yok ancak zararı da yok. Kıbrıs liderliği bunun gerçekçi bir senaryo olabileceğini veya yapmak isteyeceği bir şey olduğunu hissederse, yapabilir. Şu anda kısıtlamalar var. Bu çerçeve değişirse, görüntü de değişir. Savunma ittifaklarının güçlenmesi gerçekçi bir şeydir ve olgular değişirse, bu hedefe yardımcı olur. Elbette bu şu ya da bu şekilde olması gereken bir şeydir. Uzun vadeli NATO’ya üyelik planı olsa de olmasa da. Savunma iş birliklerinin güçlendirilmesi hedefi çok önemli bir parçadır. Birleşik Krallık olarak 2019’da imzaladığımız savunma iş birliği memorandumu çerçevesinde bu çabaya katkı koymaya hazırız. Bu, önümüzdeki haftaki (Güney Kıbrıs ile) stratejik diyalogda görüşeceğimiz bir şeydir.”
Tatham’a Güney Kıbrıs ile ABD arasındaki iş birliği de soruldu. Tattham, İngiltere’nin ABD ile çok sıkı müttefik olduğunu hatırlatarak “Kıbrıs’ın ABD ile ilişkilerinin çeşitli alanlarda güçlenmesini önemli buluyoruz ve rekabetçi gözle bakmıyoruz.” dedi.