Yakın Doğu Üniversitesi’nde düzenlenen seminerde Alzheimer’ın beyin hücrelerinde yarattığı dejenerasyonun etkilerinin izlenebileceği yenilikçi görüntüleme yöntemleri masya yatırıldı.
Yakın Doğu Üniversitesi Sağlıkta Yöneylem Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Nörodejeneratif Değişikliklerin Çözülmesi: Mikroglial Aktivasyondan Alzheimer Hastalığında Glenfatik Dinamikler ve Görüntülemedeki Yenilikler” başlıklı seminerde, nörodejeneratif hastalıkların anlaşılması ve tedavisindeki son gelişmeler ele alındı.
Yoğun katılımla gerçekleştirilen seminerde, Alzheimer hastalığında beyin hücrelerindeki değişiklikler ve yenilikçi görüntüleme yöntemleri üzerinde duruldu. Seminerde, sinir hücrelerinin ilerleyici hasarı ve kaybıyla karakterize olan nörodejeneratif hastalıkların teşhis ve tedavisindeki gelişmeler mercek altına alındı. Ayrıca, bu hastalıkların beyin ve sinir sistemindeki fonksiyonel bozukluklara yol açtığı vurgulanarak, gelecekteki araştırma ile tedavi yönelimlerine dair öngörüler paylaşıldı. Yakın Doğu Üniversitesi Sağlıkta Yöneylem Araştırma Merkezi araştırmacısı Doç. Dr. İlker Özşahin’in verdiği seminerin moderatörlüğünü ise Sağlıkta Yöneylem Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilber Uzun Özşahin üstlendi.
Kesin bir tedavisi yok!
Alzheimer hastalığının hafıza ve diğer bilişsel işlevleri etkileyen ilerleyici bir hastalık olup, demansın en yaygın tipi olarak bilindiğini ifade eden Yakın Doğu Üniversitesi Sağlıkta Yöneylem Araştırma Merkezi araştırmacısı Doç. Dr. İlker Özşahin, hastalığın teşhisi ve tedavisiyle ilgili bilgiler vererek, yaş ve cinsiyetin Alzheimer üzerindeki etkilerini değerlendirdi. İlaç tedavileri ve destekleyici bakımın hastalığın semptomlarını yönetmede oynadığı rolü de vurgulayan Doç. Dr. İlker Özşahin, “Alzheimer hastalığı için kesin bir tedavi bulunmamakla birlikte, ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri ve destekleyici tedaviler gibi çeşitli yöntemlerle semptomlar yönetilmeye çalışılıyor. Bu tedaviler, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmayı ve hastaların yaşam kalitesini artırmayı hedefler” şeklinde konuştu. Alzheimer hastalığı için risk faktörlerinin genetik ve aile geçmişi gibi değiştirilemeyen unsurlardan, kardiyovasküler sağlık ve yaşam tarzı seçimleri gibi değiştirilebilen faktörlere kadar geniş bir yelpazede değişiğini belirten Doç. Dr. İlker Özşahin, “Yeni ortaya çıkan risk faktörleri ve koruyucu faktörler de hastalığın gelişiminde rol oynayabilir” dedi.
65 yaş ve üzerindeki her 9 kişiden 1’i Alzheimer!
Alzheimer hastalığının dünya genelinde artan yaygınlığını istatistiklerle aktaran Doç. Dr. İlker Özşahin, “Bu hastalık, dünya genelinde 55 milyondan fazla insanı etkileyen demans vakalarının yüzde 60 ila 70’ini oluşturuyor. Hastalık riski yaşla birlikte artarken; 65 yaş ve üzerindeki her 9 kişiden 1’inde Alzheimer görülür. 85 yaş ve üzerindeki insanların yaklaşık üçte biri de bu hastalıktan etkilenir” şeklinde konuştu.
Vakaların üçte ikisi kadınlar
Doç. Dr. İlker Özşahin, Alzheimer hastalığının klinik tanı doğruluğunun yüzde 85 ila 90 civarında olmasına karşın erken aşamalarda teşhisin zor olabildiğine değindi. Her yıl dünya genelinde yaklaşık 10 milyon yeni demans vakası teşhis edildiğini dile getiren Doç. Dr. İlker Özşahin, “Kadınlar bu hastalıktan orantısız bir şekilde etkilenerek vakaların yaklaşık üçte ikisini oluşturur. Alzheimer hastalığı, dünya çapında 7’nci en yaygın ölüm nedenidir. Tanı konulduktan sonra ortalama yaşam süresi 4 ila 8 yıl arasında değişirken, bazı hastalar 20 yıla kadar yaşayabilir” dedi.
Modern ve gelişmiş görüntüleme teknikleri kullanılıyor!
Son olarak, Alzheimer hastalığının ekonomik yükü ve bu hastalığın gelecekteki araştırma ve tedavi yöntemlerine yönelik öngörüler de paylaşan Doç. Dr. İlker Özşahin, hastalığın daha iyi anlaşılması ve yönetilmesine yönelik çeşitli araştırma alanlarını ortaya koydu. Doç. Dr. Özşahin “Demansın dünya genelindeki yıllık maliyetinin 1 trilyon doları aştığı tahmin ediliyor. Bu hastalıkların tanı ve takibinde ise her biri, beyin ve sinir sistemi ile ilgili farklı bilgiler sunan; Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG), Bilgisayarlı Tomografi (BT), Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) ve Difüzyon Tensör Görüntüleme (DTI) gibi modern ve gelişmiş görüntüleme teknikleri kullanılır” dedi.