Editör: TE Bilisim
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14. Geleneksel AK Parti Büyükelçiler İftar Programı’nda konuştu
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen 14. Geleneksel AK Parti Büyükelçiler İftar Programı’nda konuştu. Erdoğan, "AB, stratejik hedefimiz olmayı sürdürüyor ancak İslam düşmanlığı endişe veriyor. Kuran'a saldırı nefret suçudur. Kuran yakma eylemlerine ifade özgürlüğü adı altında izin verilmesi kabul edilemez" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Hayatımızı kaybeden kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissediyoruz. Aralarında sizlerin vatandaşların da olduğu müteveffa tüm misafirlerimiz için sabır ve başsağlığı dileklerimi tekrarlıyorum. Depremin ilk gününden itibaren millet devlet elele tüm kurumlarımızla, kararlı mücadele yürütüyoruz.
"Tüm dost ve kardeşlerimize teşekkür ediyorum"
Bu zor günlerde dost ve kardeş ülkelerin güçlü desteğini yanımızda görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Arama kurtarma ekipleriniz yüzlerce vatandaşlarımızın enkaz altından çıkarılmasına yardımcı oldu. Bölgede kurduğunuz sahra hastaneleri yaralılarımızın tedavisine katkıda bulundu. Bu yardımların yanısıra telefonla aramak, mesaj göndermek hatta bizzat ziyaretimize gelmek suretiyle acımızı paylaşan tüm dost ve kardeşlerimize teşekkür ediyorum.
"Mazluma, mağdura, başı dara düşene yardımda bulunduk"
Türkiye olarak nerede mazlum varsa kimliğine bakmadan yardımına koşan bir ülkeyiz. Dünyanın en fazla yardım yapan ülkesi olmayı milletimiz adına bir şeref payesi olarak yıllardır gururla paylaşıyoruz. Bugüne kadar hep mazlumun, mağdurun, başı dara düşenin yardımında bulunduk. Kimi dostlarımız milletimiz için dua etti, kimisi yardım kampanyaları düzenledi, kimisi uçaklar dolusu yardım malzemesi gönderdi. Kimisi kıt imkanlarına rağmen elindeki avucundakileri seferber etti. Bir dönem elinden tuttuğumuz, yaralarını sarmasına destek verdiğimiz hiçbir dostumuz bizi yalnız bırakmadı. Rabbim herkesten, tüm kara gün dostlarımızdan razı olsun diyorum.
"Bize uzatılan yardım elini
hiçbir zaman unutmayacağız"
Milletçe bize uzatılan yardım elini hiçbir zaman unutmayacağımızın bilinmesini istiyorum. Tarih boyunca sayısız imtihandan geçmiş milletiz. Nice saldırıyı, işgal girişimini, badireyi alnımızın akıyla atlattık. Zorluklar karşısında yılmadık, engellere aldırmadık. Bağımsızlık iradesinin kırılmasına izin vermedik. Gerektiğinde 250 bin evladımızı kara toprağa verme pahasına istiklal ve istikbalimize sahip çıktık. Tıpkı bir anka kuşu gibi küllerimizden doğmayı başardık. Asrın felaketi ile mücadelemizde aynı sarsılmaz azmi gösteriyoruz. Cumhur İttifakı olarak beraberce dolaştık. Gittiğim illerin tamamında aziz milletimizin metanetine, hayata yeniden başlama kararlılığına gerçekten hayran kaldım. Devlet kurumları, belediyesi, sivil toplumu, gönüllüsüyle birlikte 85 milyon olarak yaralarımızı hızla sarıyoruz. Hasar tespit çalışmalarımız neticelenmek üzere. Enkaz kaldırma mücadelemiz süratle devam ediyor.
"70 bin konut ve köy
evinin yapım süreci başladı"
Dün itibariyle 70 bin konut ve köy evinin yapım süreci başladı. Bu sayılar her gün yukarı yönlü güncelleniyor. Deprem bölgesinde 650 bin ilk 1 yıl içinde 319 bin konut ve köy evinin inşasını tamamlıyoruz.
Seçim sürecinin bu çalışmalarımızı yavaşlatmasına izin vermeyeceğiz. 11 ilimizi ve 14 milyon vatandaşımızı etkileyen deprem felaketine rağmen seçimleri erteleme yoluna gitmedik. Türkiye'nin kapasitesine, demokrasimizin gücüne ve milletimizin dayanışma ruhuna güveniyoruz.
14 Mayıs seçimlerinde insanımızın sandıkta yine en doğru kararı vereceğinden şüphemiz yok. Meydanların dilini çok iyi bilen, son 20 yılda girdiği 15 seçimin hepsinde milletin teveccühü kazanan bir siyasetçi olarak dalga dalga büyüyen zaferin ayak seslerini duyuyoruz.
Türkiye Yüzyılı'nın cemresi sandığa şimdiden düşmüştür. Yurt dışındaki vatandaşlarımız da oy kullanabiliyor. 14 Mayıs seçimleri yurt dışında yaşayan kardeşlerimizin bulundukları yerden oy kullanacağı altıncı seçim olacaktır. Özellikle bölücü örgüt yandaşlarının baskı, zorbalıkla seçimlere gölge düşürmesine müsaade etmeyeceğinize yürekten inanıyorum. Felaketlerin bize hatırlattığı en çarpıcı hakikat dünya hayatının faniliği yanında tüm insanların aynı kaderi paylaştığıdır. Hangi inanca, kültüre mensup olursak olalım hepimiz büyük insanlık ailesinin birer ferdiyiz. Fikir ayrılıklarımız, önceliklerimiz, çoğu zaman çıkarlarımız farklı olsa da her birimizin ortak paydası insandır. Türkiye olarak girişimci ve insani vasıflarıyla öne çıkan bu ülkeler çerçevesinde yürütmek zorundayız. Çevremizde yaşanan trajedilere sırtımızı dönmüyoruz. Mazlum ve mağdurların feryatlarına kulaklarımızı tıkamıyoruz.
Nerede yangın varsa söndürmenin, insanı dram varsa durdurmanın, kriz varsa çözüm bulmanın peşindeyiz. Ukrayna savaşında tutumumuz, kolaylaştırıcı ve arabulucu rolümüz bunun en son örneğidir. Türkiye iki komşusu arasındaki krize çözüm üretmenin derdinde olmuştur. Karadeniz tahıl girişimi muhataplarımızın da desteğiyle elde ettiğimiz diplomatik başarıyla küresel gıda krizinin önüne geçtik. Mart ayında mutabakatın devam etmesini temin edecek çabaları yine aynı hüsnüniyetle sürdürdük. Esir takaslarıyla pekçok aileyi buluşturmanın mutluluğunu yaşadık. Hemen hemen her hafta sayın Putin ve Zelensky ile görüşüyorum. Çatışmaların durması için samimiyetle gayret gösteriyorum. Adil bir barışın mümkün olduğuna inanıyorum. Sadece Rusya-Ukrayna krizi değil Suriye, Filistin, Afganistan, Yemen, Somali'de derinleşen krizler sorun bekliyor.
"Dünya 5'ten büyüktür"
Bir süredir dünya beşten büyüktür diyerek adaletsizliğe ve çarpıklığa dikkat çekiyoruz. Güçlüyü koruyan, zayıfı yok sayan insanlığın kaderini 5 ülkenin iki dudağının arasına hapsedilen mevcut düzen sürdürülebilir değildir. Bu konuda adım atmakta geç kaldığımız her gürün cemeresini maalesef hiçbir günahı olmayan masumlar çekiyor.
Birçoğumuz ömrümüzün önemli bir kısmını soğuk savaş şartlarında, iki kutuplu dünyada geçirdik. Milyonlarca insanın hayatına malolan çatışma, kriz, gerilimleri yaşadık. Göz göre göre ölüme sürüklenen çocukları, bebekleri gördük. Buna 'dur' demenin vaktinin çoktan geldiğine inanıyorum. Bu hasbi çağrımıza tüm ülkelerin destek vermesini bekliyoruz. Bir başka alan terörle mücadeledir. Terörü insanlığın gündeminden çıkarmak temel vazifelerimiz arasındadır. Bu şiarla PKK, PYD, YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terörün her türlüsüne karşı ayrım yapmadan mücadelemizi sürdürüyoruz. Kelime oyunlarıyla terör örgütlerini palazlandırma girişimlerini biliyor tek tek takip ediyoruz. Vakti saati gelince elbette muhataplarımızın önüne bunu koyacağız. Vatanımıza yönelik terör tehditlerini kaynağında bertaraf etme stratejisine devam edeceğiz.
Balkanların istikrarı ve huzuruna katkı sağlayan adımları her zaman olduğu gibi destekliyoruz. Maruz kaldığımız onca haksızlığa rağmen AB üyeliği stratejik hedefimiz olmayı sürdürüyor. Ancak kimi Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığı eylemlerine göz yumulması geleceğimiz bakımından endişe vericidir.
Mushaf yakma eylemlerine ifade hürriyeti kisvesi altında izin verenler demokrasi ve özgürlük kavramlarının altını oymaktadır. 2 milyar insanı rencide etmekle kalmayıp, öfkeye sürükleyen bu alçaklıklara son verilmesinin altını özellikle çizmek istiyorum. Bu beklentilerimizin ilgili makamlarınıza, ülke kamuoyunuza gerektiği şekilde aktarılmasında sizlere güveniyorum. Yeniden Asya girişimimizi güçlendirirken Latin Amerika ve Afrika açılım politikalarımızın müsbet sonuçlarını her alanda görüyoruz.
Türkiye'de mukim diplomati temsilcili sayısının 302ye ulaşması bu çabalarımıza güç veriyor. Evlatlarımıza bizimkinen daha adil, barışçıl, yeşil dünya bırakmak mümkündür. Eşim Emine Erdoğan'ın himayelerinde yürütülen Sıfır Atık Projesi BM'de 105 ülkenin eş sunuculuğunda kabul edilen kararla küresel boyut kazandı. 30 Mart tarihi Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan edildi. BM'de bu konuda özel bir oturum da düzenlendi. Bu konudaki destekleriniz dolayısıyla her birinize teşekkür ediyorum. Sözlerime son verirken ülkelerinize, halklarınıza, Türkiye ve halkımızın en kalbi selamlarını iletmenizi sizlerden rica ediyorum.
Yorumlar