Ülkelerin kendi ayakları üzerinde durabilmesi, gelişim gösterebilmesi ve dünya ülkeleri arasında varlık alanı bulabilmesi için üretim mekanizması büyük önem taşırken, ülkemizde bu konuya ne yazık ki gereken önem verilmiyor.
Ülkenin domates ihtiyacının yüzde 80’ini karşılayan Tepebaşı domates üreticileri, girdi maliyetlerinin artması, suya erişimin kısıtlı olması, iklime uygun tohumun seçilememesi nedeniyle sorunlarla boğuşuyor.
BAĞIMSIZ GAZETE’ye konuşan Tepebaşı domates üreticisi Mürsel Çakır, tarım ilaçları için haftada 3 bin dolar, enerji için ise aylık 50 bin TL civarında ödeme yapmak zorunda kaldığını dile getirerek Geçitköy Barajı’ndaki sudan yararlanmak istediklerini ifade etti.
Bir başka üretici Bedrettin Çakır da domatesin kilo maliyetinin 18-24 TL olduğunu, 5 bin kök domatesin maliyetinin 500-600 bin TL’yi bulduğunu vurgulayarak, Geçitköy Barajı’ndaki sudan yararlanamadıkları için maliyetlerinin daha da artmakta olduğunun altını çizdi.
Girdi maliyetlerinin artması, suya ulaşımın zorluğu, “tüccarların tehditleri”, kontrolsüz domates ithalatı gibi sorunlarla boğuştuklarını anlatan Tepebaşı domates üreticileri, seslerini duyurabilmek ve haklarını arayabilmek için dernek çatısı altında toplanacaklarını söyledi. Mürsel Çakır, Tepebaşı Domates Üreticileri Derneği’nin kurulma aşamasında olduğunu, resmî sürecin bitmesinin beklendiğini belirterek, en büyük hedeflerinin kooperatifleşmeye gitmek olduğunu vurguladı.
Mürsel Çakır: Ülkenin domates ihtiyacının yüzde 80’ini karşılıyoruz
Tepebaşı domates üreticisi Mürsel Çakır, Tepebaşı bölgesinde ortalama 100-150 dönümlük domates arazisinin bulunduğunu belirterek, üreticinin birçok sorunu olduğunu kaydetti.
Girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu dile getiren Çakır, ilacın dolar ile alındığını ifade etti. Çakır, kendisinin ilaç için haftalık 3 bin dolar ödeme yaptığına işaret ederek, işçi ve gübre maliyetinin bunun dışında olduğunu söyledi. Tepebaşı üreticilerinin susuz bir şekilde üretim yapmaya çalıştığına dikkat çeken Çakır, ayda 50 bin TL enerji parası ödediklerini anlattı.
Çakır, bölgede suyun çok az olduğu üzerinde durarak, 2 km uzaklarında Geçitköy Barajı’nın bulunduğunu ancak bu sudan yararlanamadıklarını vurguladı.
Tepebaşı’nın ülkenin domates ihtiyacının yüzde 80’ini karşıladığının altını çizen Çakır, böyle devam etmesi durumunda işlerin kötüleşeceğini bildirdi.
Çakır, ayda 35 bin TL akaryakıta, 23 bin TL ise elektriğe ödeme yaptığını belirterek, Tepebaşı’ndaki üreticilerinin genelinin bu civarlarda para verdiğini kaydetti.
Tepebaşı’ndaki 17 üreticinin haftalık toplam 120 ton civarında domates ürettiğini dile getiren Çakır, üretimin baharda yüksek olduğunu ancak yaz ortalarında sıcak ve susuzluk nedeniyle üretimin düştüğünü ifade etti.
Çakır, 2 sene önce hiçbir verim alınamadığını, bu yıl ise geçen yıla göre rekoltede düşüş olduğunu anlatarak, bu düşüşün sebebinin sıcaklık ve susuzluk olduğunu söyledi.
Devlet yetkililerinin bu sene Tepebaşı domates üreticilerine gereken ilgiyi gösterdiğine işaret eden Çakır, bu konuda şikayetlerinin olmadığını anlattı. Çakır, ülkenin iklimine uygun, en verimli tohum türünün bulunabilmesi için yetkililerin üreticilere destekte bulunmasını beklediklerini vurguladı.
Bu tohum türünün seçilmesi durumunda rekoltenin artacağı üzerine duran Çakır, iklime uygun olmayan domateslerin ekilmesi durumunda verim kaybı yaşandığını açıkladı.
Çakır, Tepebaşı üreticilerinin bir diğer beklentisinin Geçitköy Barajı’ndaki sudan yararlanabilmek olduğunu yineleyerek, bu konuda çok mücadele ettiklerini ama bunu başaramadıklarını vurguladı.
Domateste fiyatların kırılmaması ve üreticilerin toplu olarak sesini duyurabilmesi için bir dernek kurmaya karar verdiklerine dikkat çeken Çakır, şu an Tepebaşı Domates Üreticileri Derneği’nde 17 üyenin bulunduğunu, bu kişilerin yalnız Tepebaşı domates üreticilerinden oluştuğunu ancak katılmak isteyen daha çok kişinin söz konusu olduğunu anlattı.
“Dernek çatısı altında toplanıyoruz”
Tepebaşı domates üreticisi Mürsel Çakır, “Tepebaşı Domates Üreticileri Derneği”nin kurulma aşamasında olduğunu belirterek dosyanın Savcılıkta olduğunu söyledi. Devletin üreticileri bireysel olarak muhatap almadığını dile getiren Çakır, dernek ve birliklerin daha çok ciddiye alındığını ifade etti.
Çakır, Tarım Bakanlığı’nın son dönemlerde kendilerine destek verdiğine işaret ederek, bu konuda şikayet edemeyeceklerini söyledi.
Domateste fiyatların kırılmaması ve üreticilerin toplu olarak sesini duyurabilmesi için bir dernek kurmaya karar verdiklerine dikkat çeken Çakır, şu an 17 üyenin bulunduğunu, bu kişilerin yalnız Tepebaşı domates üreticilerinden oluştuğunu ancak katılmak isteyen daha çok kişinin söz konusu olduğunu anlattı.
Çakır, derneğin kurulmasının ardından kooperatifleşmeye gitmenin en büyük hedefleri olduğunu ifade etti.
Bedrettin Çakır: 5 bin kök domatesin
maliyeti 500-600 bin TL
Tepebaşı domates üreticisi Bedrettin Çakır, üreticilerin hepsinde bol miktarda domates bulunduğunu belirterek, domatesin maliyetinin 18 TL ila 24 TL arasında olduğunu kaydetti.
Ziraatçıların döviz üzerinden satış yaptığını dile getiren Çakır, kendilerinin ise domatesleri TL üzerinden sattığını ifade etti. Çakır, 5 bin kök domatesin maliyetinin 500-600 bin TL civarında olduğuna işaret ederek, Tepebaşı’nda şu an haftalık üretimin olduğunu söyledi.
Tepebaşı domates üreticilerinin haftalık 150-200 civarında üretimde bulunduğu üzerinde duran Çakır, başka bölgelerde üretilen domateslerin de iç piyasaya aktarıldı ve böylece 300 – 350 ton domatesin ortaya çıktığını anlattı.
Çakır, ülkenin domates ihtiyacının genelini Tepebaşı domates üreticilerinin karşıladığını vurguladı.
Tepebaşı domates üreticilerinin su sıkıntısı yaşadığına işaret eden Çakır, Geçitköy Barajı’ndaki sudan yararlanamadıkları için gece gündüz su kuyularını kontrol etmek zorunda kaldıklarının altını çizdi.
Bu durumun maliyetleri artırmakta olduğunu belirten Çakır, eylül – ekim ayları geldiğinde domates ithalatı izinlerinin daha kontrollü verilmesi gerektiğini kaydetti.
“Üreticilerin ilaç gideri çok, Türkiye’den getirteceğiz”
Tepebaşı domates üreticisi Bedrettin Çakır, derneğin kuruluş amacının bölge üreticilerini bir çatı altına toplamak, “tüccarların tehdidine” karşı gelmek olduğunu belirtti.
Çakır, her yıl yaz dönemlerinde tüccarların üreticileri tehdit ettiğini iddia ederek “Bana domates vermezseniz, ithalat izinlerini alırız” şeklinde tehditler aldığını söyledi.
Üreticilerin bir birlik halinde devletten destek istediğinde beklediklerini bulabildiklerini dile getiren Çakır, bireysel adımların genellikle olumlu sonuçlanmadığını ifade etti. Çakır, üreticilerin ilaç giderlerinin çok olduğuna işaret ederek, dernek kurulduktan sonra Türkiye’den toplu miktarda ilaç getirmeyi hedeflediklerini anlattı.