Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Mine Atlı, 8 Mart'ta katıldığı iki yerel kanalın canlı yayınında bir kadına tecavüz edilmesi sonucu polise başvurmaları ve polisin ilgi göstermemesi yönünde açıklamalarda bulunmasının ardından polisin açıklama yaptığını kaydetti.
Atlı, polisin insan özgürlüğünü küçümsemesinin çok acı olduğunu vurguladı.
Açıklama şöyle:
"8 Mart günü 2 yerel kanal bir de canlı oturumda yaptığım bir açıklama üzerine Polis Basın Subaylığı bugün bir açıklama yayınladı. Öncelikle belirtmek isterim ki bir avukatın ve özellikle şiddet gören kadınlarla çalışan bir avukatın EN SON isteyeceği şey polisi ve kurumu itibarsızlaştırmak veya küçük düşürmektir.
Polis gerçek anlamda ve kamuoyu nezdinde güçlü ve güvenilir olduğu takdirde direnişçileri gönül rahatlığı ile yönlendirebiliriz ve bu işimiz ve kadının güvenliği açısından önemlidir.
Keşke beni de korumakla mesul olan PGM bana böyle bir yakıştırma yapmak yerine beni arayıp yaşadıklarımızla ilgili ifade alıp nerede ihmaller oluştuğuna dair tahkikat yürütseydi.
Ancak ne yazık ki çok tanıdık olan 'o düşmandır' yaklaşımı tercih edildi.
Polisin 'hemen' diye nitelendirdiği (hemen serbest bırakıldı) 1 haftalık bir zaman süreci.
Polisin insan özgürlüğünü bu kadar küçümsemesi çok acı.
Yapılan tahkikat ile ilgili ne bana ne de müvekkilime hiç bir bilgi aktarılmamıştır ve tutukluluk olduğunu basın subaylığının açıklamasından okuduk. Bu doğru ise kadının adı izniyle bende mevcut, gazetecileri bu tutukluluğun kaçıncı günde meydana geldiği ile ilgili araştırma yapmalarına davet ediyorum.
Ayrıca ne yazık ki basın subaylığı böylesi bir açıklama yaparken bile ihmal işlemeye devam ediyor. Keza programı dinleseydi benim kadının deportla tehdit edildiğini değil, tecavüz ettiğini iddia ettiği adamın deport edileceği söylendiğini aktarmıştım.
Gerçekten kadının yaşadıklarının bir çoğuna şahsen tanık olmasam PGM'nin açıklamasına itibar edeceğim. Gözümüzle gördüklerimizi olsun bizden almaya çalışmayın. Başaramazsınız.
8 Mart'ı vesile etmişim. Olayın ardından sustuysam deprem acısındandı özel bir gün beklediğimden değil. Kaldı ki 8 Mart'ın bir hak mücadelesi günü olduğunu dahi hatırlatmak gerekirmiş.
Çok yazık. Bir de madem ki bu kişi hükümsüz tutuklu, polisin ana tanığı olacak olan kişiyle irtibatının olması önem arz etmez mi? Yok tabi. Tanıklık yapacak olan kişiyi ve avukatını itibarsızlaştırmaya çalışmak elbette çok daha mantıklı.
Editör: TE Bilisim