Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), deprem tehdidine dikkat çekerek, ülkedeki yapı denetim mekanizmasının bir an önce yasallaşması gerektiğini belirtti. TDP, 6 Şubat’ın, “Ulusal Depremle Mücadele Günü” olarak ilan edilmesini de önerdi. TDP’den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye ve Suriye’de meydana gelen deprem felaketinin sonuçlarının acı ve üzüntü ile takip edildiği ifade edilerek, partinin kurulduğu günden itibaren doğal afet politikasının, insan hayatını ön planda tutan anlayış ve hiçbir masraftan kaçınılmaması olduğu kaydedildi. Deprem tehdidi altındaki ülkede, daha dayanıklı yaşam alanlarının ve yapılarının oluşturulmasının ancak siyasi irade, bilimsel kurumlar ve ilgili meslek odalarının iş birliği ile gerçekleşecek denetim ve yaptırımlar ile mümkün olduğu belirtilen açıklamada, şöyle devam edildi: “Yapıların sağlıklı inşa süreçleri için, ‘proje müelliflerinin etkin denetimi ve bu denetimlerin de doğru bir biçimde belediyelere raporlanması, böylece belediyelerin süreçleri etkin bir şekilde takip edebileceği’ bir yapı denetim mekanizması bir an önce yasallaşmalıdır.” “Bağımsız yapı denetim firmaları da sürece dâhil edilmeli” Bağımsız yapı denetim firmalarının bu sürece dâhil edilmesinin sürecin şeffaflaştırılmasına önemli bir katkı sağlayacağı ifade edilen açıklamada, “Bugüne dek sadece LTB tarafından takibi yapılan yapı denetimi süreçleri derhal yasal hale gelmeli ve proje müellifleri ile yapı denetim firmalarının etkin saha denetimi yapmalarının önü açılmalıdır” denildi. Ayrıca kredi alma, sigorta yaptırma süreçlerinin de yapıların sağlamlığını değerlendirecek şekilde planlanmasının, hâlihazırda inşa edilmiş yapıların denetlenmesine yardımcı olacağı ifade edilen açıklamada, “Depremle ilgili kriz yönetimi ile ilgili görev dağıtımının siyasi yakınlığın değil, liyakatin gözetilerek yapılmaması benzer felaketlerin yaşanmaması için bir elzemdir” ifadeleri kullanıldı. “Cumhurbaşkanlığı’nda konu ile ilgili olarak düzenlenen toplantıya, farklı disiplinlerden uzmanlar yerine, siyasi ilişkiler gözetilerek, atanmış bürokratların çağrıldığı” ileri sürülen açıklamada, bir an önce bilime ve liyakata dayalı deprem komisyonlarının oluşturulması talep edildi. Fay hattının kucağında yatan ülkede gerek çocukların gerekse de yetişkinlerin deprem bilincinin geliştirilmesi için politikalar ve projeler üretilmesinin elzem olduğu vurgulanan açıklamada, 6 Şubat’ın, “Ulusal Depremle Mücadele Günü” olarak ilan edilmesi ve her yılın şubat ayında gerek Eğitim Bakanlığı’nın ilgili sivil toplum örgütleriyle iş birliği içinde eğitimler düzenlemesi, gerekse de çeşitli farkındalık kampanyalarının yürütülmesi önerildi. Ülke gençlerinin sadece Türkiye Cumhuriyeti’ndeki turnuvalarla yetinmek zorunda oldukları şu anki siyasi durumun ve bunu yaratanların kınandığı açıklamada, “Siyasi emelleri uğruna, Kıbrıslı Türk gençlerinin uluslararası müsabakalara katılımını engelleyen ambargocu Güney Kıbrıs siyasetini de bu durumu kabullenen ve hatta kendi çıkarları uğruna fırsat bilen ve değişmesi için tek bir adım atmayan Kıbrıslı Türk yönetimini de kınıyoruz” denildi. Sporcuların önündeki bu duvarı yıkmak adına, sivil toplum örgütlerinin ve spor camiasının, iki toplumlu girişimle, “Barış Ligi” oluşturmaya ve bu ligin Kıbrıslı gençlerin barış bayrağı altında spor dünyasına katılımını sağlamaya davet edilen açıklamada, Spor Bakanlığı’nın da yeniden yapılandırılması ve görevlerinden birinin barış ligini oluşturmayı içermesi gerektiği belirtildi. TDP açıklamasında, sporun siyasete malzeme edilmemesi ve Kıbrıslı Türk gençlerinin hayallerinin daha fazla hapsedilmemesi de talep edildi. “Külliye yapımına yüz milyonlarca TL harcanmasının gereksiz bir israf olarak görüldüğü” açıklamada, “Bu inşaatın durdurulması ve bu inşaat için ayrılmış fonun depremzedelere destek için kullanılması Kıbrıslı Türklerin çok daha fazla içine sinecek bir çözümdür” denilerek, bu fonun külliyenin değil, yıkılan kentlerin inşasında kullanılması istendi. “Türkiye’de yaşanan felaketten zarar gören her can Kıbrıslı Türklerin canını yakmıştır. Bu bağlamda da bu toplum her türlü desteği vermeye hazırdır” denilen açıklamada, geçici süreler için ülkeye gelen depremzedelerin eğitim, fiziksel ve psikolojik sağlıklarıyla ilgili tüm ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanmasının şart olduğu ifade edildi. Ancak ülkenin altyapısının hiçbir şekilde ciddi bir göç akımına hazır ve devlet bütçesinin de yeterli olmadığı belirtilen açıklamada, gerekli fiziksel, sosyal ve ekonomik altyapı oluşturulmadan depremzedelere istenilen ölçüde yardım etmenin mümkün olamayacağı kaydedildi. “Halk, İsias Otel’den numune almak için giden Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve Barolar birliği yönetimini de böylesi insani bir girişimden dahi imtina eden DAÜ rektörünü de unutmayacak” denilen açıklamada, TDP’nin, tüm ilgili hukuk süreçlerini takip edeceği vurgulandı.